ocaktaki reislerinin konuşmalarından kendisinin rus milliyetçisi olduğunu çıkaran insan güruhlarının anlamadığı, anlamak istemediği ve asla anlayamayacağı; dünyanın en büyük şairlerinden birisidir. kendisinin de dediği gibi:
"Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
... beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından."
1947
"ey
beni
ağzı açık
dinleyen adam!
belki arkamdan bana
bu kalbini
haykırana
"kaçık"
diyen adam!
sen de eğer
ötekiler
gibi kazsan,
bir mana
koyamazsan
sözlerime
bak bari gözlerime;
bunlar:
deli gözbebekleri!
gözbebekleri!"
pirayeye yazdıkları beni hep en fazla etkileyenlerdendir.günümüz kıytırık kafiyecilerine şair deniyosa eger nazım şair değildir.böyle bi içtenlik varmı?
''Gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde
kayboluyorum...
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin
sırrını her gün bir parça veren
fakat hiç bir zaman
büsbütün teslim olmayacak olan...''
hani bazı insanlar vardır onlara ne kadar değer verseniz de gün geldi mi o değerin onlara değmediğini görürsünüz. gösterirler. ama hiç bir şey yapmazsınız buna karşılık, tenezzül etmemektir bu. böyle bir durum için güzel şair nazım da 'ne ben sezarım,ne de sen brütüssün.ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün.artık seninle biz,düşman bile değiliz.' der.ne güzel der.
önce mevlanın talebesi olma isteğiyle ilgili şiirler yazan sonradan fütürizm akımından etkilenerek maddeci bir anlayışa sahip olan şairdir.
necip fazıl la sürekli olarak yarış halindelermiş okulda. ve okuldayken birbirlerinin tam tersiymişler.
sonradan roller değişmiş.
biri yola gelmiş(necip fazıl) diğeri yoldan çıkmış(nazım hikmet)