3 haziran 1963'te hayata gözlerini yuman ünlü türk şairidir.
--spoiler--
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyona doğru.
Nâzım Hikmet Ran
--spoiler--
Yakın olayım diye bu gökten gelen ize
Öyle eğilmişim ki kayalardan denize
Alnımdan düşen saçlar yorulmuş suya değdi
Baktım geniş ufuklar başımın üstündeydi
Bilemem nasıl oldu geldi ki öyle bir an
Yenilmez bir haz duyup denize atılmaktan
Kurtulmak ne kolaymış faniliğimden dedim
Doğruldum atılırken bir dakika titredim
Bir dakika sonsuzluk doldu taştı gönlümden
Bir dakika bir ömrü kurtarmıştı ölümden.
Ne kötüdür insanın aklıyla, yüreği arasında çaresiz kalması...
Ne kötüdür an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması..
Ve bilirmisin; ne acıdır insanın bildiğini
anlatamaması...
'' ben '' deyip susması,
'' sen '' deyip ağlamaklı kalması...
"
kuzeyden indim bu güney dağlarının memleketine ikindi üzeri...
yanımda genç, ak bir kadın vardı,
yüzüne mavi bir tanyeri gibi çekilmiş olan gözleri,
dümdüz saman sarısı saçlarıyla...
kuzeyden indim bu güney dağlarının memleketine ikindi üzeri.
bu dağlar,
insanların, ineklerin, kamyonların arasında yaşıyorlardı.
söğütler, elmalar, meşeler ve çam ağaçlarıyla,
kaplanlar ve alabalıklarla beraber.
bu dağlar,
karlıydılar, güneşliydiler, kırmızı ve koyu yeşildiler,
yıkılmış hisarları vardı.
"
tek şiirini okumadığı halde "nazım hikmet" diyen tipler, nazım hikmet'in yaşadığı zamanda olsalardı, kesinlikle "vatan haini" diyerek yüzüne tüküreceklerdi, o zamanki konjonktürden ötürü. bu zamanki konjonktürden dolayı onu şair-i âzâm mertebesine yükseltiyorlar. bu derin çelişkiye biz kemalizm diyoruz.
Lakabı 'Güzel Yüzlü Şair' veya 'Mavi Gözlü Dev'dir. Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim adını da kullandığı olmuştur. Hatta it Ürür Kervan Yürür kitabı Orhan Selim imzasıyla çıkmıştır.
Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmış ve adı 20. yüzyıl'ın ilk yarısında yaşamış olan dünyanın en büyük şairleri arasında anılmıştır. Eserleri birçok dile çevrilmiştir. Mezarı halen Moskova'da bulunmaktadır. Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi olup ayrı ayrı toplam 11 davadan yargılanmıştır.
Eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye'deki yaşamının bir kısmını hapiste geçirmiş daha sonra Moskova'ya gitmiş ve Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır.
Nazım Hikmet,1938'de cezaevine girmiş ve şiirleri yasaklanmıştır. Türkiye'de ancak ölümünden iki yıl sonra 1965'te şiirleriyle yeniden önem kazanmıştır.
"fakat!
emin ol ki sevgili!
zavallı bir çingenenin
tüylü, siyah bir örümceğe benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma;
mavi gözlerinde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
nazım'a!"
beni benden alan adam.
saatlerce mücadele etmek ne güzel şey konulu seminerler dinlesem, metinler okusam,
bu adamın iki dörtlüğünü okuduğum da aldığım hazzı alamıyorum.
çünkü adam yazıyo ya!
en güzel günlerimiz henüz yaşamadıklarımız
ve sana söylediğim en güzel söz
henüz söylemediğim...
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum
Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Yine her seferki gibi haksızım
Sebep yok olması da imkansız
Bu yaptığım iş ayıp rezalet
Fakat elimde değil
Seni kıskanıyorum.
toplumcu-gerçekçi şairlerimizdendir. şiirde ölçüyü, uyağı, ahengi reddeder. ona göre şiir düşünce aracıdır. fütürizm(gelecekçilik) akımından etkilenmiştir. komünizm görüşünü her fırsatta dile getirmesinden ötürü hapse girmiştir. bir süre sonra da sürgün edilmiştir. şair polonya asıllıdır.
dünyada kiracı gibi değil,
yazlığına gelmiş gibi de değil,
yaşa dünyada babanın eviymiş gibi.
tohuma, toprağa, denize inan,
insana hepsinden önce.
bulutu, makinayı, kitabı sev,
insanı hepsinden önce..