Türkiye'nin yetiştirdiği şüphesiz en büyük şair başka hangi insan memleketine duyduğu özlemi Nazım'ın karlı kayın ormanı isimli şiirindeki kadar güzel anlatabilirki.Üstelik üstat sadece şiirleriyle değil aynı zamanda düşünceleriyle de ülkemiz tarihine nam salmıştır ama bir devlet politikası olarak uygulanan meyve veren ağacı taşlarlar atasözünde olduğu gibi ömrü sırf siyasi düşünceleri yüzünden sürgünlerde,hapislerde çürütülmüş;kitapları yakılmış ve toplatılmıştır.işin en acı tarafı da bir nesil onu tanıyamadan,şiirlerini okuyamadan,onu bir vatan haini olarak tanıyıp onun edebi yönünden faydalanamamıştır.
gerçekte doğumgünü 20 kasım olan ailesi tarafından 40 için bir yaş büyük görünmesin diye 15 ocak olarak gösterilen türkiye' nin ve dünyanın en önemli şairlerinden biri. aşkı bir başka yaşayan, sevdiğini delice yücelten adına şiirler yazan büyük aşık.
edebiyatın en önemli çınarı hatta ve hatta dönüm noktasıdır. şiirleri hazine gibidir. hatta memleketimden insan manzaraları'nı başucu kitabı yapmak gerekir.
ama birde çok bilinmeyen çocuklara masala kitabı vardır ki, hayatımda okuduğum en güzel masal kitaplarından biridir. sevdalı bulut'u şiddetle tavsiye ederim.
başta şahsen tanıdığı fidel castro olmak üzere küba devrimcilerini derinden etkilemiş, dün de havana'da doğumgünü için anma etkinliği düzenlenmiş şair.
öyle arap nobeli almaya benzemiyor bu işler gençler.
bunu çokaz insan bilir. ek bilgi olsun.
lüküs hayat operetini, muhsin ertuğrul'un ona sipariş etmesi ile cezaevinde yazmıştır. kazandığı parayı ise piraye'ye yolllamış.
soyadı ile ilgili ilginç bir hikaye vardır. ran kelimesinin tersten okunuşu olan nar meyvesi kırmızı bir meyvedir kırmızı renk de komünizmin rengi olduğundan nazım hikmet bu soyadı almıştır.
"...
ayrılık masanın üstündeydi cigara paketinde
gözlüklü bir garson getirdi onu ama sen ısmarladın
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin
sigaranın ucunda senin
ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda
ayrılık masanın üstündeydi dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
benden gizlediklerinde gizlemediklerinde
ayrılık rahatlığındaydı senin
senin güvenindeydi bana
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin
ayrılık bunu fark etmeyişindeydi senin
ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden ağırlığı yoktu tüy gibiydi
diyemem tüyün de ağırlığı var ayrılığın ağırlığı yoktu
ama kendisi vardı
..."
Yumdum gözlerimi
Karanlıkta sen varsın
Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun
Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin
Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim
Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar
Şimdi orda her şey seninle başlıyor
Şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait
Ve sana ait olmayan
bütün şiirlerinin türkçe olması, bir zamanlar nefes alıp verdiği topraklarda yaşıyor olmamız yeterlidir, nazım hikmet'in tc vatandaşlığına alınmasına gerek yoktur çünkü o zaten türktür. hatta 11 haneli tc kimlik numarası olan birçok insandan daha türktür.
orhan seyfi orhon: bu millet çok eski bir tarihten gelmiş, en çetin mücadele içinde savaşmış, yok olmamış, hür yaşamıştır. gene öyle olacaktır. hiç bir komünist şair bunu değiştiremez. ortada tabir yanlışı var. hürriyet rejimlerinde bu türlü şairlere vatan şairi denmez, vatan haini denir!
hüseyin nihâl atsız: nâzım hikmetov yoldaş! sarı suratlı afyonkeş Çinlilerle kara suratlı yamyam habeşlerin davasını güdüyorsan, haydi oraya... yolun açık olsun. babıâli caddesinde habeş davası müdafaa olunamaz. senin beğenmediğin burjuvalardan yüzlerce kişi habeş davasını kanlarıyla korumak için kızgın kum çöllerine koştular. sende o yürek nerede? Şimdiye kadarki susuşumuzu sakın güçsüzlüğümüze ve çekindiğimize verme. deli petro gibi bayrak açıp gelseniz bile bizi karşınızda baltacı'lardan mürekkep bir ordu halinde bulursunuz. hem bu sefer her biriniz için birer katerin gelse de elimizden kurtulamazsınız.