"dört nala gelip uzak asya'dan
akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim!
bilekler kan içinde, dişler kenetli
ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak
bu cehennem, bu cennet bizim!
kapansın el kapıları bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu
yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine
bu hasret bizim!"
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da,
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte,
Yani yürekte..
Meselâ bir barikatta dövüşerek,
Meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken,
Meselâ denerken damarlarında bir serumu,
Ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da,
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin,
Ama o bunun farkında değildir.
Ayrılmak istemezsin dünyadan
Ama o senden ayrılacak.
Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık,
Yahut hiç sevmeseydi,
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da,
Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil...
Özellikle, Genco Erkal'ın sesi ve yorumuyla dinlendiğinde, doyumsuz keyif aldığınız, her kelimesi anlam ve duygu yüklü şiirlerin sahibidir.
Şairdir, yazardır, adamdır!
Vatan özlemini, kadınları, emeği, sevgiyi, hayatı en güzel anlatandır...
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
1938
Lise zamanımda edebiyat derslerinde dizelerini okuyarak kızların dikkatini çekerdim. Gerçekten güzel yazar üstad.
--spoiler--
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
--spoiler--
elimde 2 adet ilk baskılardan kitabı olan - ki önemli birince hediye edilmişti - şahsım adına tartışmasız türk edebiyat tarihinin en büyük şairidir. ışıklar içinde uyusun.
HOŞ GELDiN
Hoş geldin!
Kesilmiş bir kol gibi
omuz başımızdaydı boşluğun...
Hoş geldin!
Ayrılık uzun sürdü.
Özledik.
Gözledik...
Hoş geldin!
Biz
bıraktığın gibiyiz.
Ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,
dostu düşmandan ayırmakta...
Hoş geldin.
Yerin hazır.
Hoş geldin.
Dinleyip diyecek çok.
Fakat uzun söze vaktimiz yok.
YÜRÜYELiM.....
N.Hikmet - 1932 Birinciteşrin 5, Çarşamba gecesi
kart sensin postal da sana girsin.`i hatırladım bi an, bu kadar büyük bir şairin adını görünce bunu hatırlayacak kadar bok olmuş bilinçaltıma ithafen kendime şunu armağan ediyorum;
" yeşil elmalar " adlı kitabının 1. Basımına sahip olduğumu bugün anladığım büyük şair / yazar. 1936' da basılmış bir romanına sahip olmanın gururunu yaşıyorum.