nazım'ın şiirlerinden, düşüncelerinden, aldığı ve verdiği nefesten şu anda bile halâ rahatsızlık duyan,
nazım hikmet'e karşı kin dolan iki ayaklı sıfır zekalı koyunlar. birey demiyorum bunlara, çünkü birey olmak için
aklın özgür ve eleştirel olması lazım. özgün üretimlerde bulunması lazım. cemaatlerinin, reislerinin,
satılmış köşe yazarlarının nazım hikmet hakkında yaptığı etiketlemelerle yola çıkıp, o sıfatların ekseninde sıfır zeka ürünü salaklıklarla yapılan zırvalar, bunu yapanın türlü yoksunluklar içerisinde olduğunu gösterir.
sadece nazım hikmet hakkında değil, her türlü sol değer hakkında bunlar böyle zırvalıyor.
aciziyetlerini, sağdan soldan arakladıkları başkalarının kişisel görüşleriyle, alabildiğine
saçmalamarıyla -buna espri diyorlar kendi aralarında, bense salaklık diyorum çünkü zeka belirtisi
hiçbir nokta içermiyor- bugün had safhada göstermişlerdir.
nazım vatan haini, bu iki ayaklı sıfır zekalılar ise vatansever.
efendim? amerikanın kucağında, 'yeni dünya' adıyla küreselleşme taleplerini dile getirenler mi vatansever?
evet bunlar vatanı satarak seviyorlar. işte öyle vatanseverler.
bu iki ayaklı sıfır zekalıların genel olarak, ılık islamcılardan, amerika mandacılarından
ve faşogillerden oluştuğunu söyleyebiliriz.
nazım hikmet eğer ki din ile alakalı herhangi bir tarikata üye veya milliyetçi görüşlere sahip olsaydı "nazım hikmet dünya'nın en iyi şairidir." yorumunu yapabilecek sıfır zekalılardır.
dünyanın bile kabullenip, saygı gösterdiği bir türk şairine şiirlerini, eserlerini bile okumayıp sırf siyasi görüşlerinden dolayı her türlü hakaretin kendi ülkesinde, kendi insanları tarafından edilmesi gerçekten büyük acıdır.
"sen elmayı seviyorsun diye elmada seni sevmek zorunda mı?"
bırakın kim ne derse desin, kim nasıl hakaret ederse etsin. nazım'ı vakti zamanında " vatan haini" diyerek mapuslara atan, sürgünlere yollayan zihniyet hiç yok olmada ki anadolu topraklarından. yaptıkları tek şey sadece deri değiştirmekti. bukelamun bulunduğu ortama göre sadece rengini değiştirir kişiliğini değil. o renk yeri gelir petrol/dolar yeşili olur, yeri gelir kan kırmısızı, yeri gelir ne mozağiyi ulan der, yeri gelir babalar gibi satar. yani cinsini ziktiğim cinsine çeker.
memet baydur'un bir yazısını ithaf etmek istediklerimdir.
" nazım büyük şairdir, evrensel terazilerde tartılan, adını yeryüzünün en büyük şairlerinin hizasına yazdırmış bir değerli ademoğludur. büyük bir yurtseverdir. memleketimden insan manzaraları'nı, kuvayi milliye destanı'nı düşünün bir an. hiçbir suçu olmadığı halde yıllarca hapis yatmış, insanlığından, cömertliğinden, onu nazım yapan ideolojisinden, bir gün olsun taviz vermemiştir. bir kübalı yazarın anılarında okudum, havana'da bir yazarlar toplantısında genç yazarlara " ben en çok bursa hapishanesi'nde özgürdüm " demiş. ne güzel!
düzene ve zamana karşı nazım hikmet'in bugün dahi sürekli galip çıkması biraz da bu tavrından ötürüdür. suçsuz yere hapsedin, yapıtlarını yasaklayın, okuyanları da hapse atın, nazım'ı tehdit edin, sonuçta hiçbiri işe yaramaz bunların.
dünyanın bütün dillerine çevrilir yine de. yurdunda da yayımlanır. dillerden düşmez. oyunları oynanır. resimleri fotoğrafları evleri süsler. hakkında onlarca kitap yazılır, yayımlanır. heykeli dikilir ".
yani niyetiniz, çabanız ne olursa olsun,niçin olursa olsun, hiçbiri işe yaramaz bunların.