aradığını hiçbir zaman bulamayacak insandır muhakkak. namus ne iki bacak arasına saklanacak kadar basit, ne de beyinle özdeşleşecek kadar komplikedir. insanın -kadın erkek ayırmadan- özünde var olan, ahlak anlayışından ayrı düşünülemeyen, benliği asaletle bezeyen bir kavramdır. bu kadar dillere düşmeside ayrıca acıdır..
türbanlıdır zira bacak arasının salgıladığı kokuyu hayli önemser. o onun sebebi olan ter bir tarafına aktıkça da zevke gelir sonra ben bundan zevk aldımsa buradadır namus der.
karşınızdakine afedersiniz o.çocuğu deme hakkı doğabilir. şayet annesi zamanında "namusum kafamda, hayvanlar gibi sevişsemde beyin zarımı deldirmeyi evleneceğim erkeğe saklıyorum" diyorsa.
yeni jenerasyon kızların başvurduğu aşağılık bir tabirdir.Her boku yedikten sonra kendilerin diğerleri gibi namuslu olduklarını iddea etmeye çaışırken kurdukları cümledir. Bunun benzer versiyonu da her günahı göz göre göre işledikten sonra 'elhamdülillah müslümanım' denilmesi gibi birşeydir.
Birlikte olduğu kişiyi tanıyorsa düşüncelerini biliyorsa bacak arasında da ne olduğunu bilir. Onun düşüncelerini Hayata bakan yönünü biliyorsa bu soruyu kendisine sormaz. Evet namus hem bacak arasındadır hemde iki omuz arasında. ikisini aynı düşüncede yani, doğru düşüncede birleştiren insan namusludur. işte namus budur.
Katliamın , erkek merkezci törelerin milyonlarca kızın canına kıydığı durumu namus sayan insandır. Kadına giydirilen bir sıfattır. Dürüstlük , doğruluk değil toplum tarafından algılanan bacak arasıdır. Sığ zihniyetin varolduğu ahlak kaosudur.
toplumumuzun yavaş yavaş aşmaya alıştığı şey. (bkz: aşmaya alışmaya çalışmak) benim gördüğüm özellikle, istanbul ve izmir'in merkez bölgelerinde, ''bakarım, zar varsa ırıspı değildir'' mantalitesi aşılmaya başlandı, ama ''bu konu''yu tartışabilecek düzeydeki insanların muhitleri haricinde (varoşlar canımız, kanımız popülerizmine girmeyeceğim, burada)''bekaret'' konusu hala bir tabu. burada bir düşünüş tarzının nasıl yayıldığına bakmak lazım, bir ''düşünüş tarzı'' şehrin, ışıklı semtlerinde doğar, lümpenliğin biraz daha az olduğu, kültür seviyesinin daha yüksek olduğu yerlerde, ''akım''ların doğması daha kolaydır. şu anda, şehrin ışıklı semtlerinde, namusu bacak arasında aramaktan çok, kavramı daha soyut bir boyuta taşıyanlar çoğunlukta, sorun ise, şehrin unutulmuş bölgelerine(erkek doğana kadar, koruma yöntemlerini bırakan, ramazan'da sigara içmenin daha zor olduğu yerlerden bahsediyorum)bu tarz bir düşüncenin ne zaman gireceğidir.
dünya üzerinde yaşayan insaların yüzde doksanından fazlasını içine alan insan modeli.
şimdi entrylerin hepsini okumaya çalıştım ama bir yerden sonra gına geldi. yok kafası orada olandır yok embesildir yok morondur vb uzayıp gidiyor. ama kendini kandırıyor insan başka hiç bir şey değil. sebeplerine gelince, düşünce sadece yazıda veya kafanın içinde kaldıktan sonra değersiz bir paçavradır. hayata geçirilemeyen her şey boşta kalır ve boş laftan başka hiç bir şey olmaz. uygulama her şeydir. şunu belirtmeliyim ki, evet namus bacak arasında değildir ama soruyorum elinizi vicdanınıza koyun(herkes demiyorum) hanginiz orada aramadınız. ama yine uygulama yapmayı bilmeyen denyolar çıkacaktır ben böyle düşünüyom. düşünürsen düşün herkes her şeyi düşünüyor herkes dünyayı düşüncelerinde kurtarıyor. sen de yaşa o hayal dünyanda.
kimin ne derece namuslu olduğu asla bilinemeyeceği için namusu aramakla baştan hata eden insandır. mesela namusu bacak arasında arayan bi abimiz kendine bakire bir hatunu kolaylıkla bulabilir fakat bu hatunun daha önceki aşkitolarına sakso çeken ama sokturmayan kızlardan olup olmadığını bilmesi falan imkansızdır, bu yüzden "en azından bakiresini bulayım da kendimi avutayım" diye düşünür. bu arada sakso demişken artık namusu saksoda arayan insanlarda suçlanıyor mu merak ettim? bunu da tartışmaya açmak gerek. onun için de (bkz: sakso çekmenin namustaki yeri ve önemi).