namusdan yakınan erkeklerin genel derdi kızların kendilerine değil başkalarına vermesidir.
asıl olay verip vermemek değil, o elini yaparken başkaları hep o güzel kızları yaptığından.
galiba bu entry eksilenicek. tam 12 den girdi hepsine.
kadına yapıştırılan, yanında mezara kadar götürmesi beklenen, götürmezse insanların kadını elleriyle mezara soktuğu anlamından uzaklaşmış artık nefretle baktığım kelime.
tek ölçüsü olarak dürüstlüğü hedef aldığım kavram. dürüstlük bence en büyük namusu kişinin. çünkü yalan işin içine girdimi, ne yaşadıklarının nede yaşacaklarının bir önemi kalmıyor.
nedir gerçekten bir türlü cevap veremıyorum namuslu olmak neye göre veya namussuz olmak kime göre.bana göre insan kendı dogrusunu çerçevesınden tasmıcak sekılde yasadıgı surece namuslu da olur durustte mukemmelde.namus sadece cınsellık degıldır.insan bedenı kadar zıhnının dılının namusunu da korumalıdır.
erkek egemen sistemin din ile bütünleşmesinden ötürü iki bacak arasında aranan kelimedir. türkiyede bile yıkılması gereken namusla ilgili tabular vardır. kadın cinayetlerin başlıca unsuru da sayılabilir. çünkü namus kadında cinayete neden oluyorken bir erkekte kaçamak olarak nitelendiriliyorsa bir yerde yanlışlıklar yüksek seviyededir.
namus kavramı, toplumsal-toplu yabancılaşmanın şahikası kavram. insan oğlu, fiilinde namussuz iken, ifadesinde namus başının tacıdır.
üretirken "hırsız", tüketirken "bencil". filozofide, edebiyatta sanki "doğru".
istismar edilirken mağdur, her an istismarın peşinde perestiş.
mülkiyet illetiyle malul insanın namuslu olması beyhude bir bekleyiş.
sarter hepimiz katiliz derken bunu yansıtıyordu.
yalanı "beyazlaştıran" kurnaz bir tilkidir insan.
avlanırken, avcı ihtirasıyla yanar tutuşur.
savaşı "haklı savaşlar" mertebesinde bilince kazıyan bir canlının masumiyeti, namusu gösterişten ibaret.
kadını namuslaştıran zihin; kadını, etini parayla alan satan aynı insandır.
kainat beter cangıldır. beşer beşerin pususu.
iyi-güzel firari mi peki?
namus yalan mı?
insanlığa emanet bu kavramlar, hiç bir zaman asıl ifade ettiği manada var olmadı. ilişkilerde kurduğumuz bu yapıntı ifadeler; her sahip olduğumuzu sandığımız bir anda; bir gölgelikte yine ona ihanet ettiğimiz ifadeler-kavramlardır.
insan kendine yabancılaşmaya meyyal niteliklerden kurtularak, en az namussuz olduğu bir manada hayat sürecektir daima.
hayvan diyerek tefrik ettiğimiz canlılar ne kadar masum ve "namus" sahiibiyse, o canlıyı kendinden ayrı vasıflandıran "insan" o kadar masum, o kadar namus timsalidir.
maneviyat bu alemde, en masuma yakın dengeyi hakim kılmak için, yine bir insanlık icadı.
insan namussuz olabildiği için, ara sıra namusu arar; ihtiyaç duyar ona. bu arayış; günahlarından arınma temsilidir; o da becerebildiği kadar.
namütenahi eşitliğin hayal olduğu bir alemde, serapa namus, daima seraptır.