Sevdanın mumu yatsıda söner.
Sönecek.
Doyan açlık gibi
ansızın
isimsiz bir doyumla kuralsız bır oyunlagörünmez ellerle
kapkara bır kerpetenle
sökülen yürekten
pastoral sesler bekleme!
Beklemeyin kuş sesleri arı vızları
peygamber çiçekleri üzerinde
ses verir yerine. Bir konçertodur
yanılsamalar.
Korku birinci keman, bas bariton bir çello,
Ay geçer, yıl erişir.
Nadasa kalır acılar
o esrik tarlada. Bir de ölü bir kuzgunun
siyahta unutulan telekleri. Burada bir zamanlar hayat vardı
gibi duran.
Öylece sessizce.
bir şarkıdan çok daha fazlası.
özel, suyu çıkarılmamış, popüler kültüre teslim olmamış bir parça.
sepya tonlarında klibiyle ve anlamlı sözleriyle bir başucu eseri.
çok dinlemek bünyeye iyi gelmez, özellikle cumartesiyle birlikte alınınca tekilaları ikişer ikişer yuvarlamaya, haliyle çok sarhoş olmaya, sarhoş olup sapıtmaya, sapıttıkça daha çok saçmalamaya vesile olabilir.**
klibi bozcaada'da, hatta polente'de çekilmiş olan harika f.d şarkısı..
klip için f.d bey şöyle der: "bozcaada'da, kendimi onsekizinci rüzgar gülü sanıyorken..."
fe de nin tabiri caizse "damar" şarkısı dediğimdir.. aslında "bu"na şarkı demek ayıp olur zannımca.. bu topraklarda * çakkıdıya şarkı deniyorsa, nadasa çok daha farklı şeyler demek gerekir.. öyle masum bi şarkı ki bu, içine içine girer insanın.. özlemişliğin en süper kelimelere dökülmüş hali..