kendisini bu kadar özel kılan en önemli detaylardan biri, gelişiminin teknoloji ile doğru orantılı olmamasıdır.
eğer müzik teknoloji ile birlikte gelişen bir olgu olsaydı led zeppelin hala gelmiş geçmiş en büyük müzik grubu olarak anılmazdı.
müzik en umumi tanımı ile sesin biçim ve ritim kazanmış hâlidir.
Başka bir söyleyiş ile de , sesin ve sessizliğin belirli bir zaman aralığında ifade edildiği sanatsal bir boyutudur, biçimidir. Biçim ve devinim içeren bir ses topluluğunun müzik olarak kabul görmesi için dinleyende duygulara hitap etmesi de beklenmektedir. Tarihsel dönem, bölge, kültür ve kişisel beğenilere bağımlı olarak ele aldığında müzik teriminin tanımı önemli farklılık gösterebilmektedir.
Tüm bu nedenlerden dolayı, müziğin tek bir tanımla açıklanmasına alternatif olarak farklı açılardan (sosyolojik, psikolojik, akustik, politik, siyasi vb.) yapılan birden fazla tanımla açıklanması yaygınlık kazanmıştır.
bağımlısı olduğumdur. bir süreliğine kendime müziği ve birayı yasaklamayı düşünüyorum fakat yine beceremiyorum. irademe sahip çıkamıyorum arkadaş. artık müzik dinlemekten kitap okuyamıyorum, televizyon izleyemiyorum. herşeyin çoğu zararmış...
haftada bir ders saati olmak üzere flüt çalmanın öğretilemediği ders satti.. ruhun gıdası diyerek konulmuş belki ama nedense boş geçsin diye konulmuş gibi.
yillardir internet yoluyla onlarca turde yuzlerce grup ve sarkici,yuzlerce album ve binlerce sarki dinleyerek bana hitap eden eserleri bulmak icin ugrastim.pop,metal,jazz,elektronik,rock ve adini bile unuttugum onlarca alt turle ilgilendim.ama dinledigim binlerce sarki icinde gercek anlamda beni etkileyenlerin sayisi 200 u gecmedi.bu 200-250 sarki da yuzlerce farkli gruba ya da sanatciya ait degil de 10-15 tanesine aitti.bu yuzden benim bu sanat turuyle ilgili cok buyuk bir merakim var.acaba sadece ben mi bu kadar zor begenen biriyim yoksa herkes mi boyle?onbinlerce sarkiya sahip insanlar acaba o sarkilarin hepsini hissederek mi dinliyorlar yoksa sadece arsiv meraki midir bu?muzik zevkime herkes kadar ben de guvenen biriyim.ama birisi bana gelip de sevdigim sarkilari sorsa bu cok kisa bir liste olur.cok sarkiya sahip olup da cok azini gercekten dinlemek sadece benim icin gecerli degilse bu beni cok rahatlatacak.ama birkac tane de olsa sevdigim sarkilar hayatimin en mutlu anlarinin cogunlugunda yer aldilar.o yuzden muzik az ama oz bir sanattir benim icin.
ülkemizdeki hali vasattır. Üreticilik zayıflamıştır. hatta öyle bir hal almıştır ki arap radyolarından çalınan şarkılar bugün bizim zirvelerimizi zorlamaktadır.
(bkz: murat ceceli limon çicekleri) ve bunun benzeri çoktur.
edit: amacım arapları kötülemek degildi yanlış anlaşılmasın lütfen.amaç hırsızlık ve çalıntı olması yunan müziklerininde çalındıgı gibi.
reklamcılıktan farklı olarak müzikte bencil olmalısınız:"benim müzigimi dinleyin.benim müzigim orjinal"demelisiniz.tabii her zaman bu taktigi uygularsaniz,dirençle karşılaşırsınız.bazen de dinleyiciyi kandırmalısınız."digerlerini de dinleyin,zaten gercek farki sonra anlarsiniz"gibi cümlelerle tevazu gostermelisiniz.numara oldugu farkedilse bile o ayaklara kısa sure icin de olsa devam edin.en azından kafa acan,kucuk seylerden buyuk mutluluk cıkaran minimalist polyanna'lardan daha cok inandirici olursunuz.o ayaklar koktu çoktan
Müzik hayattır aslında. Hayatta tıpkı bir müzik gibidir. Bir introsu solosu ve sonu vardır. Bazen sert bazen durgundur bazen duygusal bazen eğlencelidir. Herkesin hayatı farklı olduğu gibi herkezin müziğide farklıdır.
insanoğlunun varolduğu andan itibaren günümüze kadar süregelen bir sanat türüdür.ritimlerin, seslerin ,notaların ve dilin biribiriyle ahengi büyüleyicidir.müzik sayesinde renk,ırk,din,dil ayrımı olmaksızın insanları bir araya getirir milyonları peşinden sürükler ve evrenseldir.