canlarım benim bide paragraflar yazarlar.kadın erkek yanyana ibadetmiş, kabede nasıl ediliyor haberimiz var mı peki?
afgan ve/veya araplarda askeri vesayet mi varmış diye sorarlar adama.tüm suçu direk islama yüklemek yine de saçmadır
dine tuzla koşan salatalığı tersten yer birader.buna ister filistin, ister afganistan, ister ortaçağ avrupası diyebilirsin
müslümanların, milli bir idare biçiminin olmaması ve kültürümüze, geleneğimize, göreneğimize, benliğimize uymayan batıcı hayat tarzı ve kültürü ile yaşamaya çalıştıkça asla kurtulamayacağımız durumdur. Çünkü hayat tarzını kopyalayıp almaya çalıştığımız batının idarecileri hala ortaçağın engizisyon papazları gibi düşünmekte ve islam üzerine her türlü oyunu oynamakta ve sahih hadislerde sabit olan kıyamet alametlerinin ve fesatın gerçekleşmesini sağlamaktadırlar
din uykusundan uyanamayan her millet geri kalmaya mahkumdur zaten. sabit değişmez yargıları olan bir dogmanın değişmeyen tek şeyin değişme olduğu evrende getireceği tek şey geri kalmışlıktır.
özgür düşünce ortamı olmayan ve kendi aydınlanma devrimlerini yaratamayan toplumların ortak gerçeği dipte olmaktır. toplumların ilerlemesinin önündeki en büyük engeller, değişmez ve hatta tartışılmaz kurallardır. durağan, muhafazakar bir toplumun gelişmesi sadece hayaldir. bazı ahmaklara göre, halen emperyalizmin kucağına düşmüş olan, şeriata götürdüğü anlaşılan sözde demokrasisi bile, olmayan iç dinamikleriyle değil, abd eliyle yönlendirilen, bilim, teknoloji ve kaliteli insan üretemeyen islam ülkeleri yükselmektedir ve bu halleriyle dünyayı ele geçirecektir. islamın altın çağı yakındır, çünkü, iman gücü herşeye kadirdir. bunlar tembellik aşılayan ham hayallerdir; islamcı siyasetçilerin havuç politikasının argümanlarıdır. üzerimizdeki doğu uyuşukluğundan ve kaderciliğinden silkinip, pozitivizme sarılmadan ve çağın gereklerini yerine getirmeden ilerlememiz ve parlak çağa ulaşmamız imkansızdır. islam ülkeleri, yakın gelecekte hiçbir umut vaat etmemektedir.