ateistlerin ve yahudilerin "çalma" konusundaki kabiliyetlerine bilim dünyasında da şahit olduğumuz içindir ki müslüman bilim adamlarının çalışmalarını sahiplenen ateist ve yahudilerin torunları bugün kendilerini dahi sanıyor. endülüste yakılan binlerce bilimsel kitabı ve onun döküntülerinden batının yeni hayata geçtiğini reform ve rönesans dedikleri haltları bu temel üzerine kurduklarını görmek istemiyor. günün yarısını ayyaş sarhoş şekilde geçiren insanların bilime ne katkısı olanilir ki.
batı'nın tecrübelerini biz de yaşamışız gibi onların söylediği her şeyi bize de uyguluyoruz. adamların kilisesi bilime düşmanlık etmiş ama bizde öyle bir şey yok. lütfen kendimizi tanıyıp ondan sonra batı'yı tanımaya çalışalım.
bilim aydınlıktır, aydınlanan dünyada görülecek olan pislikse, karanlıkta hayaller kurmak daha evladır diye düşünüyordur ama o böyle düşündüğünü bilmiyordur, böyle düşünülmesi gerektiğine inanıyordur.
dünyada bilimin gelişmesinde etkili olan çok fazla müslüman bilimci vardır ibni sinanın kitapları avrupada senelerce en önemli kaynak olarak okutulduğunu söylemek bile islamın bilime katkılarının ne kadar çok olduğunu anlatmaya yeter.
islam'da belki de en bağnaz ülke olan iran'ın dünya'nın en iyi doktorlarını yetiştirmesi gerçeğiyle çürüyecek önerme. bir de nedir bu ateistlerdeki, inananı yoldan çıkarma hevesi, propagandası? yanına kader arkadaşı mı arıyorsun?
kesinlikle yanlış önermedir. ilim talebi ile ilgili ayet ve hadisler bu konuda islamın ilme ve bilime verdiği önemi apaçık ortaya koymaktadır. hazini bir ilim düşmanı olarak mı newton'dan 500 yıl önce bulmuştur yerçekimi ivmesini diye sormazlar mı adama.
müslümanlığı kötü göstermek isteyenlerin ve müslümanlıktan prim yapmak isteyenlerin bilimi düşman olarak görmesi olarak düzeltilmesi gereken önerme. müslümanlık asla bağnazlık değildir, o kokuşmuş, tahrif edilmiş hristiyanlık bilime aşık da müslümanlık mı bilime ana avrat sövüyor? bilimin kaldırılmasını, din bilimlerinin çoğaltılmasını isteyenler her dönemde olmuştur ve her dönemde de bulundukları ortamın seviyesini aşağıya çeken demir kütleler gibi vazife görmüşlerdir. oysa ki müslümanlığın ilk yüzyıllarında ne avrupa'da ne de amerika'da bilim varken, hatta amerika keşif bile edilmemişken bu dinin mensuplarından fazlasıyla bilim adamı çıkmıştır. e şimdi ya o adamlar müslüman değil, ya da bizde ters giden bir şeyler var.
istanbul'da oturan birinin gülhane'deki islam bilim müzesini görmemesinden kaynaklanan uydurmadır. ya da başlığı açanın ve ona destek verenlerin bir kitap bile okumadığı kesin. Muhammad al-'Urdî, ed-Dimeşki, islam dünyasında bazı devlet başkan ve idarecileri bilim araştırmalarına katılmış, bilim aletleri yapmışlardır. Bunlardan biri Yemen’in 1295 ile 1295 yıllarındaki Sultanı el-Eşref’tir. istanbul islam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ndeki model 1291 yılında Sultan El-Eşref tarafından yapılmış olup halen. New York Metropolitan Müzesinde bulunan aslına dayanarak başarılmıştır El-Eşref usturlabın yapılışından yazdığı kitapçıkta ayrıntılı bilgiler vermektedir. Kitapçığın kalan nüshalarından biri, hocalarının onun yaptığı usturlabın yüksek kalitesini dile getiren bir vesikasını taşımaktadır.
ha bu arada ibn-i sina'yı saymıyorum. günümüz bilim insanları bile onun çağının bir kaç yüz yıl ötesinde bir bilim adamı olduğunu kabul ediyorlar.
ilim elde etmek her müslüman kadına ve erkeğe farzdır.
ilim aramak için bir tarafa yönelen kimseye allah,cennet yolunu kolaylaştırır.
muhakkak ki alimler, peygamberlerin mirasçılarıdır.
hikmet(ilim), müminin kaybolmuş malıdır,onu nerede bulursa alır.
ilim öğrenmek,beşikten mezara kadar farzdır.
ve en önemlisi ''ilmin yarisi, soru sormaktir.''
'' ilim talebi için yola çıkan kimse dönünceye kadar allah yolundadır. ''
bilimi düşman olarak görenler varsa, onlar müslüman görünümlüdürler sadece.
Böyle olması doğaldır. Bilim metafizik sınırları kabul etmeyen bir olgu olup şüpheyi esas alır. Sebepten sonuca ilerler. Din ise şüpheyi kabul etmez. Sonuçtan sebebe ilerler. Bilim önceden koşullanmışlık ile yapılamaz. Bilim direkt veyahut dolaylı yollardan metafizik bulgulara rastlamadıysa bu şimdilik kabul edilemez olarak görülür. Din bundan nefret eder. Bilim kutsal sayılan metinlerin aksine bulgular bulur. Kanıtlar. Din biliminsanlarını suçlar. Işıktan korkan cadılar gibi. Bu hep oldu. Ama asla durmadı. Bir cesur biliminsanının dediği gibi "gerçekler yasak tanımaz."
ey müslüman! Ne zaman zülfü yare dokunan bi konu olsa, papağan gibi aynı nakaratlari tekrarlarsin.
Nasıl bir ezberci beynin olduğu ordan belli.
1- kuran oku diye başlıyor..
2- bana bir harf ogretenin 40 yıl kölesi olurum..
Oku diye başlıyor da ne okudun? Cahil, geri kalarak alenen kuranin emrini mi çiğnemiş oluyorsun sen şimdi?
-Madem peygamber ilme bu kadar değer verirdi, bir harf için 40 yıl köle olmaya raziydi, keşke kendisi de birkaç kelime okuma yazma öğrenmeye gayret etseydi de okuma bilerek bu dünyadan gitseydi..
Ama siz ne yapiyorsunuz, ikide bir, marifetmis gibi "peygamber okuma yazma bilmezdi" diyorsunuz..
Madem kuranin ilk emri oku, o emre uymayan peygamberin durumu ne olacak şimdi?
bilim ve teknolojinin ilahi dinleri çürütmesinden mütevellittir.
şöyle bir sav var; 'osmanlı'da bilim çok gelimişti vs'
o zaman ki teknolojiyle şimdiki arasında bir gezegenler kadar fark var, ibrik icat etmekle halogramla konuşmak arasında güneş sistemi kadar fark var.
ayrıca müslümanların gelişmeyi reddetmeleri de bu yüzdendir. avrupa geliştikçe devrimler reformlar ard arda geldikçe dini geri plana atarken, osmanlı ve arap ülkeleri bunu tehlikeli ve şeytan işi bulmuştur. matbaaya falan girmiyorum bile.
kuran ve islam'daki paradoksların bile tartışılamadığı bir ülke elbette bilime düşman olur.
müslüman ülkeler ortaçağ kafasında bile değil, en ılımlısı deilen türkiye'de bile ateistler öldürülürken insanlar belli bir medeni seviyeye ulaşamamışken bu ülkeden bilimsel teknolojik atılım beklemek fantazidir. ancak beğenmedikleri kafirler yapar müslümanlara üç katına satarlar.
dinsizlerin bilimi allah düşmanı gibi görmesine benzer.
esasen müslümanın bilim düşmanlığı değil bilimsel bilgiyi materyalist felsefe zemininde yorumlayan ve bunu mutlak doğru olarak bilimsel kılıfla sunanlara karşı duruşu vardır, yani en azından öyle olması gerekir.
kazmalıktır. mevlana gibi yunus emre gibi büyükler ile aynı dine mensup, hatta daha da ötesi "bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" diyen hz. muhammed(s.a.v.) gibi büyük birin önderliğini yaptığı ilim ve sevgi dinine * mensup bir neslin yaptığı akıl almaz hatadır, dünya üzerindeki müslümanım diye gezen molozların %90 ının boş beleş insanlar olduğunun kanıtıdır.
edit: "bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" cümlesi hz. ali (a.s.) a aitmiş, bilmiyordum hatamdan dolayı özür dilerim ama bu, benim önermemi daha da kuvvetlendiren bir durumdur. hatta madem edit girdim şunu da söyleyim aklıma gelmişken: kuran-i kerim in ilk kelimesi "ikra" yani "oku" dur.
müslümanlar bilimi düşman olarak görmemilerdir sadece gereksiz, insanı doldurmayan bilimlere karşı çıkmışlardır. zaten islamiyetin ilk gelişinde hz. muhammed e ' oku ' emri verilmiştir. bu emirle islamiyetin eğitime, bilime ne kadar önem verdiği açıkça görülmektedir.