Sevgili Dışişleri Bakanımız Ali Babacan'ın Almanya'da yaptığı açıklamalara inanabilmek mümkün değil. Türkiye'deki gayri müslim azınlığın değil, müslüman çoğunluğun da dini özgürlük sorunu olduğundan bahsetti yaptığı konuşmada. Akabinde bir sürü soru ve cevap geldi aklıma. Hemen paylaşayım.. isteyen istediği gibi dolaşabiliyor mu sokaklarda?.. isteyen mini eteğiyle isteyen türbanıyla, çarşafıyla dolaşabiliyor mu?..evet.. isteyen istediği camiye gidip istediği zaman ibadet edebiliyor mu?.. evet.. Ramazanda oruç tutmak isteyenler, isterlerse tüm ramazan boyunca oruç tutabiliyorlar mı?..evet.. isteyen umreye gidebiliyor mu?.. evet.. Gitmek isteyenler cuma günleri cuma namazına yine gidiyolar mı?..evet.. Bütün bu soruların cevabı evet olunca acaba Ali Babacan ne demek istemiş olabilir diye de düşünmeye başladım.. Türkiye'deki müslüman çoğunluk dini özgürlük sorunu yaşıyor muydu gerçekten?.. iki düşünce takıldı aklıma bununla ilgili.. Ya müslümanlığın tanımı farklıydı kendisine göre, ya da çoğunluk müslümanlardan bahsederken sadece akp taraftarlarından bahsediyordu. Başka alternatifi olamazdı. Hayır ne olabilirdi ki başka? Üniversitelerde türban serbest olduğu zaman mı dini özgürlük sorunu ortadan kalkmış sayılacak? Ya da kamu kurum ve kuruluşlarındaki bayanların tümü türbanlı olduğu zaman mı dini özgürlük sorunu ortadan kalkmış sayılacak? Veya okullarda kız, erkek öğrenciler ayrı ayrı sıralarda oturduğu zaman mı dini özgürlük sorunu ortadan kalkmış olacak?.. Bunlar mıdır dini özgürlük sorunları yapılan?.. Sonrasında ise gayri-müslim azınlıkların da dini özgürlük sorunu yaşadıklarını söylemiş. Gayri-müslimler üzerindeki baskılar, Akp'nin dayatmacı din devleti politikaları yüzünden olmuyor mu zaten?..Geçen seneydi yanlış hatırlamıyorsam, Malatya'da hıristiyanlıkla ilgili kitaplar basan yayınevindeki çalışanlar öldürülmedi mi fanatik islamcılar tarafından? Hem müslüman hem gayri-müslimlerin dini inançlarını siyasal sorun haline getiren yine akp hükümeti değil midir?
eğer bunu doğru kabul edeceksek, bu ülkede hıristiyanların, ateistlerin ve yahudilerin soykırıma kurban gittiğini kabul etmemiz gerekir. durum o kadar vahim.
insanların dini duygularını istismar ederek oy toplayan, müslüman düşmanı amerika, müslüman katili israil piyonu bir parti bakanı tarafından yapıldığı zaman insanı güldüren söylemdir.
melih gökçek'in ankara'ya getirdiği boklu sular yüzünden "temizlenme" özgürlüğünü kullanamayanların dahil olduğu gruptur.
malum temizlik imandandır.
edit: aman da gökçek'in de çok zikindeydi sizin ona yalakalık edip bu yazıyı kötülemeniz. kesin akşam kapınıza bir torba kömür bırakır.
umarım gökçek önümüzdeki sene 21 gün suyunuza fare zehiri katar ve sonra "hani fare zehiri öldürüyordu. bakın denedik işte size bir bok olmuyor. afedersiniz hayvan gibisiniz" der ve sizi daha bir kendine bağlar.