müslüman olduğu halde karısını dövmeyen adam

    5.
  1. öncelikle sıradan bir hikaye kitabı gibi okurcasına kur'an-ı kerim'in nüzul sebeplerini, öncesini, sonrasını, nasih mensuh ilişkisini bilmeksizin, araştırmadan sadece dine saldırmak için zahiren okuduğu ayetleri cımbızla çekip, "baak burda böyle denmiş... şurda şöyle yazıyo... bunlar birbirine zıt bikerem" diyenlerin ve bunu dillendirenlerin, bu konuyla alakalı neden kendilerini yorduğunu anlamıyorum. vahyin başladığı an karaya ulaştın demektir. akıl o sandalı ancak imanın eşiğine kadar getirir. bundan sonra sudaki sandalı omuzlayıp yürüyerek yola devam etmek gerekir. vahiy'in ve nass'ın başladığı yerde iman devreye girer. ya kabul ve tasdik edersin ya da inkar ve red edersin. hattı zatında bu konuya ömrünü adamış müsteşrikler vardır ki; bunlar salt akıl yoluyla bile bile isteye (kur'an-ı kerim'e iman etmeksizin), kendilerince akılcı olarak kur'an-ı kerim'in (haşa) uyuşmazlıklarını/çıkmazlarını dillendirmiş ve cilterce kitap basmışlardır. bunun için bu şeklide akılcı reddiyeler ve maktıksal çıkarımlar ortaya koymak, bu iddiaların yanında öyle basit ve çocuksu kalmaktadır ki...

    sonralıkla nisa suresinde geçen ayette Kur’an’ın ilgili ifadesinde yuvanın dağılmasını önlemek için açıkça bu ruhsat erkeklere verilmiştir. lakin bu ilgili ayette geçen sıralamanın sonuncusudur;

    mealen,
    1. öğüt vermek.
    2. ayrılmak, yalnız bırakmak.
    3. dövmek.

    hiçbir mü'minin iman dairesi içinde "aa ben şu ayetin, şu bölümünü beğenmedim. olur mu ulen öyle şey! bu çağda yapılacak şey mi bu!" gibi bir yaklaşım içine girmeye yetkisi ve izni yoktur. apaçık kuran bir mucizedir. hem her harfi bir mucizedir. Kur’an’ın değil bir kelimesine, bir harfine dahi iman etmeyen kişi iman bütünlüğünü sağlayamamış olur. Kur’an bir bütündür ve istenildiği yerden koparılıp parçalanamazdır.

    Kur’an’ın uygulayıcısı bizlere en güzel örnek olan peygamber 3. seçeneği değil, 2. seçeneği uygulamıştır. iman-ı kamil olan, peygamberi adım adım takip eder ve kemalatını artırır. bizim gibi yavşaklar ise ancak konuşur, faydasız ve gereksiz!

    allah'ın verdiği ruhsat, ancak allah tarafından kaldırır! aksini iddia etmek, imani bir zaaftır. allah'ın sözüne şerh düşmek had değil ancak acı bir hadsizliktir..
    1 ...
  2. 2.
  3. En başta kadının kendisini dövdürmesine hal ve zemin hazırlamayan adamdır. Ne iyi adamdır! Allah razı olsun adamıdır.
    0 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. müslümanların karı dövme gibi bir huyları mı vardıda biz bilmiyorduk acaba. müslüman olmayan da dövüyor bu karı milleti dayak seviyor arkadaş. ama ben dövmem yinede hafifçe vururum.
    1 ...
  7. 6.
  8. şartlar tamam olduğu halde dövmediyse, bir farzı eda etmemiş, büyük günaha girmiş müslüman erkektir.

    http://www.kuranmeali.org...urani_kerim_mealleri.aspx

    dikkat ederseniz bu ayette dayağı gerektiren şartlar (kadının dikbaşlılık yapması), öncesinde yapılması gerekenler (uyarılması, olmadı yatakların ayrılması) sayıldıktan sonra açıkça "dövün" diye emrediliyor. yani "dövebilirsiniz" denmiyor, "dövün" deniyor..

    demek ki şartlar tamamsa karısını dövmek müslüman erkeğin üzerine farzdır. bilindiği üzere ortada yeterli bir gerekçe yokken, şartları oluşmuş bir farzı eda etmemek büyük günahtır.

    kocası sopayı basınca soluğu laik tc mahkemelerinde alan türbanlı şirretlere duyurulur.

    tabi bu durum sucukçu muhasebecisinin de görünürde katıldığı "kadına şiddete son" kampanyalarını akla getirmektedir.

    evet, islam'a göre şartlar tamam olmadan kadına şiddet uygulanamaz. şartlar tamamsa bile hunharca uygulanamaz ama sonuçta uygulanmasının farz olduğu durumlar var görüleceği üzere...

    bu durumda sucukçu muhasebecisi söz konusu kampanyalara destek vermekle ve yasalarımızdaki, erkeğin şartlar tamam olduğu taktirde bile karısını dövmesini cezalandıran maddeleri değiştirmemekle allah'ın farzının uygulanmasının önüne geçmiş, kendisine oy veren dini bütün erkeklerin ahiretlerini tehlikeye atmış olmuyor mu?
    1 ...
  9. 7.
  10. Ne salak bir entry mal mısınız.
    0 ...
  11. 1.
  12. dövmüyordur, hafifçe vuruyordur. O zaman günah değilmiş.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük