birisi tek eşliliğe inanır, birisi 4 eş alır.
birisi 18 yaşından küçük kızlarla evlenmez, diğeri 6 yaşında evlenir 9 yaşında koynuna alır. *
birisi kadın ve erkeği eşit görür, birisi iki kadının şahitliğini bir erkeğin şahitliğine denk sayar.
birisi kardeşçe yaşamak isterken, birisi inanç uğruna öldürür.
birisi mümkün mertebe diğerine saygı gösterirken, birisi diğerini alkolik, sapık, seksomanyak ve günahkar olarak yaftalar.
bazılarına göre ateist olmak kolaydır müslüman olmak zordur. çünkü bir dine inanmanın verdiği yükümlülükler vardır. ancak aslına bakarsanız ateist olmak herhangi bir dine inanmaktan daha zordur.çünkü boşlukta olmanın verdiği yükümlülük bir dinin getirdiği yükümlülükten daha fazladır.*
dini inanç olarak onlarca entrylik fark yazılabilir ancak yaşama olarak ikisi de aynıdır. ikisi de kendi toplumunda, kültüründe, yaşama derdinde savrulur gider. yanisi şu ki ; farkı çoktur ama ayrımcılığa gerek yoktur. ortak yanları insan olmaktır; maymundan da gelse, tesadüfen de olsa, bi düzen dahilinde yaratılsa da insan olmaktır... insanlık edip, birbirine sövmek yerine birbirine saygı duyulmalıdır... ha farklarından biri de müslüman, ateisti 'inanmayan' olarak tanımlar, ateist kendini 'tanrının olmayışına inanan' oalrak tanımlar.
ateistlerin inandıkları yüzünden milyonlarca insan ölmemiştir ama inananların inandıkları yüzünden ölmüştür. o yüzden kimse ateist birşeyleri bağıra bağıra, bastıra bastıra duyurmuyor diye ateistin dünya umrunda değildir demesin.
iki hakkındada pek bilgimiz yoktur ancak çok güzel sallar destekleriz.
kaçımız bu dinlerin/dinsizliğin savlarını okudu da burda böylece nutuk atıyor anlayabilmiş değilim.
sadece duygularla inançlarla düşünce oluştururak atadan gelenle yetinmek çok kifayetsiz bir davranıştır. zira kuran
"oku!" buyurur.
lakin on the origin of the species *'da charles darwin insanın nasıl bir evrimden geçtiğini ve tanrının olsa bile pek de gerekli olmadığını savunur. *
biri allahın kitabı diğeri şeytanın diye söyleyebilirsiniz. ancak allahın verdiği aklı kullanırsak yani kafamızı biraz olsun karıştırma zahmetine katlanırsak doğruyu anlayabiliriz. insanlık bizim küçük dünyalarımız ve bağnazlıklarımız kadar küçük bir mecra değildir.
kendi ülkemizi ele aldığımızda ise müslüman darwinistler ülkesi diye bir sıfat koydurabilenn bin kişiye sahip olmamızın vehameti bu konudaki bilinç düzeyimizin, daha doğrusu pragmatik dünya anlayışımızın ateizminden vesaireden çok daha kötü boyutlarda olduğunun bir aynasıdır. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak gafletine düşmeyelim.
müslüman "allah var ve ben ona kulluk yapmalıyım, bunun için gönderdi bizi dünyaya" diye düşünen,
ateist ise "ulan madem allah o kadar yüce bir şey, niye kendisine tapılması gibi insanca bir ego sahibi" diye sorar, sonra da böyle iş olur mu yahu der, geçer. bir de allah'a gıcıklaşan tipler vardır onlar için (bkz: satanist)
müslüman cennete girmek için çabalayan bunun için allah'ın emir ve yasaklarına uymaya çalışan kişidir. ateist ise benciliyetine yenik düşmüş, allah'ı reddetmiş bunun ne kadar vahim bir durum olduğunu algılıyamamış bir kişidir. temelde sorun iki tarafında bir birine tahammül edemez gibi görünmesindedir. ama ne islamiyet onları dışlar ne de ateistlerin felsefesi müslümanları dışlar. mesele karşısındakinin düşüncesine katılmamaktır.
müslümana yedi kat cennetten biri vaad edilmiştir mutludur, ateiste de yedi kat cehennem vaad edilmiştir o da ölene kadar ya doğruysa sorusu ile huzursuzdur. *
birinin inanclarında seviye vardır; tam inanır, biraz inanır, biraz gorevlerini yerine getirir, getirirmiş gibi yapar vs. digeri ateisttir seviyeye baglı olmadan tamamen inanmaz.
bir tanesi adına türlü savaşlar yapılıp insanlara zorla dikte ettirilmiştir*, bir diğeri asla böyle birşeye ihtiyaç duymaz zira mantıklıdır.
(bkz: credo quia absurdum)
ateist adam bilime daha yakındır, müslüman daha uzaktır. Çünkü bilim yanlışlanabilir savlar bütünüdür ama dinlerde yanlışlanabilme yoktur. Din mutlak doğru olduğunu iddia eder. Bu bakımdan ateist olan insan, sürekli arayışa inanır, arama esnasında geçirdiği süre arttıkça bulduğu şeylerin değeri de artar. Birşey bulamasa bile yinede gerçeğe yakınlık konusunda hiç aramayan kişiye yada göstermelik, kendini kandırırcasına aramış kişiye oranla üstündür.
Bu nedenle müslüman üstündür abi muhabbeti yapmayın.
Birde ya gerçekse olayı var. Hani söylenir ya, yalansa bana birşey olmaz ama ya gerçekse? Bir kere bu felsefe kendi içinde çelişir. Bunu söyleyen insan tam olarak inanmadığını açık açık belirtir. Gerçek olmama şartına aklında ufak da olsa bir ihtimal verir. Bu mantığı ileri süren kişinin çıkarcı bir kişilik olmasını beklerim. Yani kendi inanma sebebi bile cehennem azabıdır, aslında iman ettiği için inanmaz gerçek olma ihtimalinin yüksek olduğuna inandığı için inanır.
Ayrıca ben bu kişilere ve diğer inananlara şunu soruyorum. Ya yoksa? Uğruna hayatınızı ve dünyayı siktiğiniz bir yalan. Ekmeğiniz elinizden alındığında, tecavüze uğradığınızda, Irak'ta bir milyon müslüman kardeşiniz öldürüldünde, savaşta öne sürülüp şehit olarak ölmeniz sağlandığında, kafa kestiğinizde, 9 yaşında kızlar ile evlendiğinizde, evlendirildiğinizde, beline kadar gömülüp taşlandığınızda sesinizi çıkarmamanızı,hakkınızı olmayan bir öbür dünyaya bağlamanızı bir düşünsenize. Nasıl bir cahillik içinde olabileceğinizi bir şöyle düşünün.
Cennet gibi önemli bir fikri, dünyada kardeşçe gerçekleştirmek varken, olmayan bir şey uğruna yaptıklarınızı bir düşünsenize.
Soruyorum size bunları şöyle bir anlığına düşünebilir misiniz? Düşünebilir misiniz ya Yoksa diye?