kızının profilinde gördüğüm fotoğrafı beni üzmüştür. insanlar nasıl da yaşlanıp bu hale geliyor, kimimiz genç yaşta öleceğiz, kimimiz ise bu şekilde eriyip biteceğiz.
beyoğlu'nun cihangir'indeki hemen hemen her esnafta, hastaneye düşse de düşmese de posterine rastlanabilecek üstad..
ayrıca cihangir postası ismiyle çıkan semt gazetesinin çoğu sayısında da hastalıkta sağlıkta adı geçer ki o da ayrı konu.
yeşilçam'ın yetiştirdiği baba adamlarda birisi. iyi huylu ve asıl duruşu ile hafızalarda yer edinmiş usta oyuncu.
adile naşit ve şener şen ile birçok yapıta imza atan okul müdürümüz mahmut hoca........
aslında yazılabilecek o kadar çok şey var ki kendisi hakkında. neşeli günler filmiyle mi başlasam işe, yoksa hababam sınıfıyla mı, yoksa diğer filmleriyle mi bilemedim.
bir oyuncu düşünün. rolünü layıkıyla yapmanın yanında, büründüğü karakter her ne olursa olsun her kesime hitap edebilsin, onların saygılarını ve sevgilerini kazanabilsin. yeri geldiğinde inatçı ve dediğim dedik koca olsun. yeri geldiğinde idealist ve öğrencilerini çok sever bir hoca.
görmedim ki onun hakkında bir tane kötü laf söyleyen. ne kadar kutsal bir durumdur bir oyuncu açısından. ne kadar şahane.
bilmem... belkide her yoğun bakıma girdiğinde sevenleri tarafından ''aman mahmut hocam üzme bizi'' söyleriyle, dualarıyla yeniyordur azrail i. belki birileri gerçekten sesimizi duyuyor ve biraz daha zaman veriyordur her seferinde.
eğer öyleyse, yine; aman hocam üzme bizi. ne olur gitme kemal sunal gibi.
70lerin sonundan itibaren tiyatro dışında tek tük şarkıcı video filmlerinde görebildik sadece . 83 sonrası toplumsal dönüşümle beraber yaşar usta`ya gerek kalmamıştı ya da mahmut hoca'ya.
değişen,toplumun yüzleşmek istemediği vicdanınını temsil ediyordu efsaneleştiği roller .
unutulmaz rollerinin hepsi 70li yıllarda kaldı o sinemadan biz masumiyetten emekli edildik zorla.
yaşar usta ve kel mahmut rolleriyle gönüllerde daha bir taht kurmuş aktör. yoksa tüm rollerinde gönüllere girmiştir. bir kez olsun "bu adam bu rolde çok sırıtmış" dediğimi hatırlamam. ki bunların içinde sakar ve çapkın bir kocayı canlandırdığı bir film bile mevcut. onda bile son derece eğlenceli ve başarılıydı.
not: neşeli günler'de kardeşini canlandıran şener şen'e bol bol "ziyaaa" seslenişide kulaklarımda çınlar durur.
yaşayan efsanelerdendir. yaşarken kıymetinin bilinmesi gereken türk sinemasının büyük üstadı, yaşar ustası, mahmut hocasıdır. ne yazık ki son günlerini yaşıyor ama ölünce kendisi hakkında daha çok konuşulacak olması üzücü bir durum.
Şimdilerde münzevi bir hayat yaşayıp, hastalık ve yaşlılığıyla boğuşan yeşilçamın dev ismidir. habamam sınıfının Kel Mahmut'u, naif sade yaşantısı ve şöhret olup, şöhret hastalığına tutulmamış hayatıyla örnek sanatçıdır. bakışı ve duruşunda mütevaziliğin fışkırdığı, babamız, abimiz, ailemizden biri hissini o müthiş türk filmlerinde hissettiren çok değerli oyuncumuzdur.
Uzun bir zaman adı gündemde olmayıp da bir gün TVde, gazetede adını duyduğunuzda ya ölmüş ya da büyük bir kaza geçirmiş olurlar ya; işte ben de bir gün Münir Özkul'un adını bu şekilde duymaktan çok korkuyorum.
hakkında girilen entrylerden bazıları insanda ''ulan pezevengin evladı, kaç kez baban öldü de mal mal konuşuyorsun? senin ta .mına koyim ben, puşt...'' tepkisi yaratan usta oyuncu. ustalığını ve oyunculuunu da siktir edin de, insan lan insan. sen ne biçim konuşuyorsun hadsiz?