yaptığı işe saygısı ve sevgisi sonsuz olan bir oyuncu ve eğitimcidir. eğitim hayatım boyunca bana yararlı bilgiler aktarabileceğine inandığım tek hocam.
aklıma levent kırca'nın ptt (pijama terlik televizyon) esprisi geldi bir anda nedense. demek ki overlaiklik, insanı bu seviyede espriler yapmaya kanalize ediyor.
edit: ha bu arada suratına bakmış, bir aptal görmüş. biz söyleyince kötü oluyoruz. alın işte, bir kez daha haklı çıktık.
tanım amaçlı edit2: laiklik konferanslarının ve çingene filmlerinin gülüdür.
dün kendisinin girdiği derste*, yaptığımız akp muhabbetini halka açık bir yerde yapsa muhtemelen başı ağrırdı. canımız, ciğerimiz, kendisini çok severiz o ayrı.
sanat kariyeri hakkında bir şey demeyeceğim (çünkü ortada sanat alanında yapılmış bir kariyeri yok) fakat fikir bazından bomboş birisidir. işin kötü yanı ise kendisi bunun farkında değildir.
sanatçılığına bok atanların, sanat anlayışını ve sanata bakış açısını merak ettirendir.
çok iyi bir sanatçı ve sanat destekçisi olduğu gibi iyi de bir fikir adamıdır.
mızah isi kolay degildir ve cok bas ağirtir, gerekirse bedelde ödetir. ödemis birisi olan mujdat gezen, arena programinda dile getirdiği cümlelerle bügünlerde gündeme gelsede tiyatroya yaptığı katkılardan dolayı eli öpülesidir. birçok ilde tiyatro okulu açmış ve bu okulları ucretsizdir. cogu kişi sever, çoğu kişi nefret eder. kendisininde ifade ettiği gibi coğu kisi espriye gülsün diye mizah yapmaz. bambaşka birşeydir yaptığı.
yahu artık sıktı be. feysbukta da hergün hergün çok büyük özlü sözlermiş gibi yazılarını getirip duruyorlar önümüze. neymiş "ilkelerin olacak". hay allahım, bu kadar basit ve klişe cümlelerle ne dersi veriyorsun ki.
sanat okulları var kendisinin, takdir ederim onu. fakat, bir işe yaramadığını bilenler bilir. özellikle ankara'daki. daha geçen gün bir arkadaşıma yolun ortasında -sırf güzel olduğu için- durdurup "bize katılır mısınız?" şeklinde teklif etmişler. öğrencilerin hepsi de -birbirinden yeteneksiz- kızlardan oluşuyor (bi tane erkek vardı sanırım). okul da koca bi alışveriş merkezinin içinde. içeriye giriyorsunuz, evvela kendisinin koca bir duvar resmi ve üzerinde de -gene- özlü sözleri karşılıyor sizi...
ne bileyim. ilkelerin olacaksa önce kendi ilkelerini yerine getirceksin. açtığın okulları takip edeceksin mesela.