BiR HASRETiN BiTMESiDiR; KARANLıKLARA AYDıNLıK GELMESi GiBi. MUTLULUK, KAPALı KAPıLARı SEViNÇLE ARALAMAKTıR. GÜLERKEN AĞLAMAYı UNUTMAKTıR. ÜZÜNTÜNÜN OLABiLECEĞiNi BiLE BiLE SEVGiYi HAYKıRMAKTıR AŞKıN SOLUK YÜZÜNE KARŞı.
Doğduğun anda mı kaybettin hep aradığın şeyi,
Kim dönmüş ki sen dönesin o altın köşeyi,
Yürüdükçe büyüyor mu yollar, kurdukça hayaller?
Yine mi özlüyorsun yoksa sihirli şişeyi
Sen miydin sana ol diyen,
Yandığın yetti, bırak artık peşini.
Sen kovaladıkça,
O kaçacak,
Ne kadar kaçarsan kaç,
Yine seni bulacak.
Ne aşk, ne devrim, ne dostluk, ne de onur,
Ne paranın, ne de itibarın bir faydası dokunur,
Birini dikerken daha öbürü yıkılır.
Doldukça sırtında çuvallar belin bükülür,
Sen miydin sana ol diyen,
Yandığın yetti, bırak artık peşini.
Sen kovaladıkça,
O kaçacak,
Ne kadar kaçarsan kaç,
Yine seni bulacak.
şarkının bazı bölümleri -özellikle- dokunur ruha, uğraşılmış belli dedirtir.
neyse ben size sözleri vereyim. ama sözlerini bu sefer copy-paste yapacağım gençler, çünkü yoruldum yazmaktan.*
Doğduğun anda mı kaybettin hep aradığın şeyi,
Kim dönmüş ki sen dönesin o altın köşeyi,
Yürüdükçe büyüyor mu yollar, kurdukça hayaller?
Yine mi özlüyorsun yoksa sihirli şişeyi…
Sen miydin sana ol diyen,
Yandığın yetti, bırak artık peşini.
Sen kovaladıkça, O kaçacak,
Ne kadar kaçarsan kaç, yine seni bulacak.
Ne aşk, ne devrim, ne dostluk, ne de onur,
Ne paranın, ne de itibarın bir faydası dokunur,
Birini dikerken daha öbürü yıkılır.
Doldukça sırtında çuvallar belin bükülür…
tam olarak rengi belli olmayan, ela ışıltılı bir his. öpücük kadar tatlı, kucak kadar sıcaktır. sesi de vardır mutluluğun ama nasıl dinlendiğine bağlıdır; bazen sevgilinin bazen annenin dudaklarından süzülür.