Mutlu olmanın bir sırrı olsaydı şayet, mesela satılsaydı yüksek bir fiyata. Emin olun, onu satın alanlar çok sonra pişman olacaklardı.
Mutlu olmak ne demek. Peki, yaşamanın hedefi mutlu olmaksa, o mutluluğa ulaştıktan sonraki bölüm ne olacak? Özcan Deniz gibi soracak olursak, "ya sonra"?
Mutluluk hedefi bizim bazı bazı ulaştığımız bazen kendisinden uzaklaştığımız sadece kısmi bir hedef olmalı. Ne de olsa ulaştığı şeyi değersiz kılan bir yapıya sahip insanoğlu. Biz aslında ulaşamadığımız, ya da ulaşmaya çalıştığımız şeyler için yaşıyoruz. işte içimizdeki umudu ayakta tutan yegane şey de bulunduğumuz nokta ile ulaşmaya çalıştığımız nokta arasında geçen zaman için harcadığımız efordur. Bize doğum ile ölüm arasında tasarruf edilmesi için verilen süreyi "umudumuzu" her daim teyakkuzda tutarak dolduruyoruz. Aksi halde "yeise" düşeriz ki bunun çıkışı yok.
Yaşamın kendisi, aslında bu iki nokta arasındaki mesafeyi katederken başımıza gelenler ya da yaşadıklarımızdır (acılar, hüzünler,sevdalar,ayrılıklar...vb). O yüzden öyle sır filan aramayın. Esas sır insanın kendi beyninde. Çünkü mutluluk bir değer, ya da bir ölçü olmamalı hiçbir zaman. Olduğu anda onla da asla mutlu olamaz insan. Elde ettikleri ölçüsünde genişleyen insanoğlu, hep larg bir ereğin peşinde koşmakla uğraşır. Hep zayıftır, hep eksiktir. Tamam olmak için illa ki yarattığı bir üst levele geçmelidir. Oysa o levellerin sonu yoktur. Ta ki "game over' olana, yani ölene kadar.
hayatta her zaman en olumsuz seçeneği düşnmek ve buna göre nasıl davranman gerektiğini olasılık olarak aklında tutmak, mutluluğa konsantre olmak ve iyi bir sonuçla karşılaşıldığında mutlu olmak, gerçekçi hayaller kurmak ve hayallere kapılmamak.
rahat olmak her bir şeyi olduğu gibi kabul edip fazla detaya girmeden yüzeysel yaşamaktır . mutlu olmayı hobi gibi düşünürsek. hobi yaparken iyi oynayan birisi profesyonel olduğunda o işten zevk alman mecburi olmadığı gibi de zorunlu hale gelir. kanımca püf noktası da burasıdır.
bir araştırmaya göre mutsuzken gülümsemek olarak anlatılan sır. beynimiz mutsuzluğu hissetse de gülümsediğimizde yüz kaslarımızdan beynimize ulaşan sinyaller onu mutlu olduğumuz yönünde etkiliyor ve suni olsada mutluluk hissetmemizi sağlıyor. ben söylemiyorum, araştırma bu şekilde.
başlığa görünce aha dur bi bakıyım , neymiş dedim şu sır dedim kendi kendime . malum herkes ister mutlu olmak . pozitif olmaktan, enerjik olmaktan , eşten dosttan , aşktan işten , kanaatkarlıktan falan filan bahsedilmiş güzel yazılar yazılmış .kimi dini açıdan yaklaşmış kimi dinle dalga geçmeye çalışmış . ama zannımca yoktur bu işin formulü . insan her daim mutlu olamaz , elbet gelicektir mutsuz olduğu anlar çok gecikmeden . hayat bu herşeyi elde etsen her şeyi başarsan yine de vardır hep bi sorun bi sıkıntı . sonuç insan mutsuz olduğunda mutlu olduğu anları anlar ve kıymetini bilir . o yüzden varsa bi yolu bu işin o da mutsuzluğuda benimsemek ve mutluluğun farkına varabilmektir .
mutlu olmanın sırları ne onda ne de başkasında , sadece sende saklıdır. eğer gerçekten ben bunu takmıyacağım diyorsan ve yolunu mutluluk üstüne kurduysan , ölüm haricinde yoluna ne çıkarsa çıksın hiçbir şey sana engel olamaz.
o da belki bir mutluluk türevidir ama şimdi bahsettiğim o değil. benim bahsettiğim karşındaki partneri, kişiyi, personeli -sıfatı o an neyse- sıkmayacaksın, baskı uygulamayacaksın.