muhtemelen onun arabası vardır. özel şoförü olmamakla birlikte bahsettiği bir kişiye araba ve özel şoför yakıştırması yapmak hatta bunu bir müzik parçası olarak kitlelere sunmuş ve akıllarda yer etmiş sanatçıdır.
işini ülkemizde en iyi yapan şarkıcılardan. şarkılarında hep bir hareket bir dinamizm ve mesaj vardır. sözleri hoş ve uyumludur.
sevmediğim şarkısı yok desem yeridir. popüler sözüm ona ergen erkek sanatcıları ile arasında dağlar kadar fark olan kaliteli sanatçı.
6 eylül tarihinde yaşadığım kasaba turgutlu'da konseri olan sanatçıdır. sadece kendisinin aya benzer isimli parçasının klibinde sergilemiş olduğu müthiş dans kareografisini canlandırmak için gideceğim konseridir. kararımı verdim geçiçem en ön sıralardan bir yere hazırlıklarım başladı zaten sözlük aya benzerde ki dansın aynısını en önden yapıcam gülmekten söyleyemesin bi şarkılarını.
ağzında şeker varmış gibi şarkı söylüyor bu adam. ağzınıza bir lolipop alın ve bir süre emin onu. sonra bu şekilde şarkı söyleyin. başardınız. artık siz de bir mustafa sandal'sınız.
Birgün şarkı söylerken başı gövedesinden ayrılacak diye korkuyorum. abi altı üstü pop şarkı okuyorsun hani uzun hava falan okusan anlayacazda lütfen kendine bu kadar eziyet etme seni seven milyonlarca hayranlarını düşün.
zeitgeist belgesellerini izledikten sonra aydınlandım, bilinçlendim farkındalık(!) falan kazandım diye açıklama yapan sonra da akp belediyelerinin konserlerinde çıkan şarkıcı. adama sorarlar neyin farkındalığı diye ya ben lan neyse bir şey demiyorum.
mustafa sandal hikayem 13 yaşımdayken başlamıştı... süper çocuklar diye bir playback yarışması vardı kanalların birinde ve ben orda aşkın nur yengi'yi taklit eden süper çocuklardan biriydim ayıptır söylemesi...
o dönemler mustafa sandal bu kız beni görmeli ile yerinde duramayan deli meli bir adam, çocuk olup abi gözüyle bakamadığım türden...
ne tesadüftür ki katıldığım playback yarışmasında mustafa sandal jurim oldu benim ve ben birinci oldum o yarışmada... kendisini göremedim ama o beni gördü diye sevindiğim yıllar... hani zeki müren de bizi görecek mi türünden bir durum benimki...
30 yaşımda itiraf edeyim; bu adam benim ilk aşkımdı... 6 yıl deliler gibi aşıktım kendisine... buna rağmen ne bir konserine, ne bir imza gününe gittim... onu görmek için bir çabam bile olmadı... aklınıza gelebilecek her şeyi vardı bende; sünnet fotoğrafından tutun, albüm yapacağı şirketi değiştirirken yaptığı basın toplantısının ses kayıtlarına kadar... arnavutköy'de dolaşırdım o orda oturuyor diye ama bir taraftan da onu görmek istemeyerek...
eğer tutsaydım, sağlam bir arşiv kalmıştı bende onla ilgili eminim... ancak hayat; ergen aşklara bir son vermeyi de hatırlatıyor size ve son veriyorsunuz... vazgeç artık yıldızlardan diyerek...
dedim ya; anlattığım 13-19 yaş aram... şimdi 30 oldum, ara ara takılıyor da gözüme; bu adam hep aynı... aynı deli, aynı sevimli... twitter'da takip ediyorum, albüm yaptı şimdi yeni...
tam kendine göre organik mi organik bir albüm... egoma ters düşen hiçbir şarkısı yok içinde, albümünü de edindim...
edinilesi de bir albüm olmuş zaten, "gölgede aynı", "suç bende" albümü dönemindeki musti geri gelmiş... her şey buram buram heyecan kokuyor...
sevimli bebişleri, ailesi ona iyi gelmiş belli ki... 13 yaşımda deliler gibi kıskandığım adama, şimdi afferin be sana ne güzel bir aile oluşturdun diyorum...
albümü de üstüne geldi, tadından yenmez artık...
full destek tam destek sana mustafa sandal; emeğine, yüreğine sağlık...
unutmadan; yıllar önce beni birinci seçtiğin için teşekkürler... gazete arşivini bulursam onu da çekip göndereceğim sana... çek göndeeeeerrrr lay lay lay laaaayy çek göndeeeeerrr.....
şarkıcılığını geçtim, kişiliğine hayran olduğum insanımızdır. bu adamın ailesine olan bağlılığına bir türlü bozulmayan değerlerine magazin adamı olmamasına ve efendiliğine şapka çıkarıyorum.
zamanında yanlış yaptığımız abimizdir mustafa sandal. tarkan tarkan dedik küçük gördük, dalga geçtik, aşağıladık, hunharca o saçma danslarını tiye aldık ama bakın adam evlendi çoluk çocuk sahibi oldu, çocuklarının babası evinin reisi oldu. tarkan ne oldu, zırt.
popüler kültürümüzün demirbaşlarındandır. üstelik müziğini de sevmem. fakat şu acun'un malum yarışmasında koyun-keçi paralelinde murat boz , hadise ve hatta hülya avşar 'dan (konumuz sinema değil, müzik) çok daha iyi bir müzik bilgisi olduğunu göstermektedir. aradaki fark, dikkate değerdir biraz. hani önce mustafa bir şeyler yumurtluyor sonra herkes ona katılıyor falan. bir mutabakat oluşuyor kendiliğinden.
demek ki artık işin kaşarı olma eşiği aşılmış. yeni bi eşik doğuyor.
