tanrılaştırıldığı için iyi anlaşılmayan, yüceltilip durmaktan dolayı insani özellikleri gölgede bırakılan, tamamen çalışma, irade, gayret, akıl ve zekadan, kafa yormaktan, zorluklara göğüs germekten ve vatanını sevmekten ibaret olan başarısı, efsaneleştirilerek küçültülen, aziz hatırasına bu cihetten saygısızlık yapılan büyük siyasi ve askeri deha...
dünyada, en fazla samimiyetsiz seveni olan, konuştuğu dili anlayamayan, yazdığı kitabı bile okuyamayan, hatta hiç okumamış hayranları bulunan, "saat dokuzu beş geçe- atam dolmabahçe'de" gibi tekerlemelere kurban edilmiş, üstelik "anlaşılmamış bir dahi" olarak bile görülmeyen,zımnen, "her düşüncesi anlaşılmış daha da fikirlerini etüd etmeye gerek yok" gibi bir muameleye maruz bırakılmış, sığ sloganlara hapsedilmiş ender büyük dahilerden biridir.
düşman lar tarafından işgal edilmiş topraklarımızdan, düşmanları kovmuş türk milletinin esir yaşamıyacağını dünyaya göstermiş, mustafa kemal atatürk son yüz yıla adını yazdırmış büyük devrimci dir. türk milleti mustafa kemal atatürk e minnettardır.
emre aköz tarafından azınlıklara karşı olan nefreti, açıkça ortaya konmuştur. kendisi hayatta iken azınlıklara karşı yapılan zulümleri aynı yazıda bulabilirsiniz.çarpıcı bir paragraf için..
4 Mayıs 1924: Mustafa Kemal, New York Herald gazetesine şu beyanatı verdi: "Hilafetle beraber Türkiye'de mevcut olan Ortodoks ve Ermeni kiliseleri patrikhaneleri ile Musevi hahamhanelerinin ortadan kalkması lazımdır..."
link in patlama ihtimaline karşı yazıyı aynen kopyalıyorum.
Yahudilerle ilgili ilginç bir soru
Geçen gün Cumhuriyet döneminde Yahudilere karşı iki büyük hamle yapıldığı belirtmiştim: Bunlardan ilki 1934 Trakya Olayları , ikincisi de 1942/43 Varlık Vergisi 'ydi.
Ve şöyle bir saptama yapmıştık: iki kampanya da devlet kökenlidir. Yani vatandaştan değil, devletten kaynaklanmıştır.
ikinci saptamamıza geçmeden önce, tarihçi Ayşe Hür'ün ( Rıfat Bali'nin çalışmalarından da yararlanarak) Taraf gazetesinde (8 Şubat) yaptığı uzun döküme kısaca değinmek isterim:
2 Mart 1923: Dr. Rıza Nur , Türkiye'nin Lozan Barış Görüşmeleri'nde izlediği politikayı Meclis'teki gizli celsede anlatırken şöyle demişti: "Azınlıklar kalmayacaktır. Yalnız istanbul müstesna olmak üzere (Peki Ermeniler? nidaları) Fakat arkadaşlar, kaç Ermeni vardır? (Yahudiler? sesleri) istanbul'da otuz bin Yahudi vardır. Şimdiye kadar sorun çıkarmayan insanlardır. (Gürültüler) Museviler malum, nereye çekilirse oraya giderler. Tabii, olmasalardı daha iyi olurdu derim..."
Haziran 1923: Yahudi , Rum ve Ermeni memurlar işlerinden çıkartılarak yerlerine Müslümanlar alınmaya başladı. Yahudilerin ve diğer azınlıkların Anadolu'da serbestçe dolaşımları kısıtlandı.
4 Mayıs 1924: Mustafa Kemal, New York Herald gazetesine şu beyanatı verdi: "Hilafetle beraber Türkiye'de mevcut olan Ortodoks ve Ermeni kiliseleri patrikhaneleri ile Musevi hahamhanelerinin ortadan kalkması lazımdır..."
ismet Paşa ise Türk Ocağı temsilcilerine yaptığı konuşmada "Vazifemiz Türk vatanı içinde bulunanları mutlaka Türk yapmaktır. Türklere ve Türklüğe muhalefet edecek unsurları kesip atacağız" dedi.
13 Ocak 1928: Hukuk Fakültesi Talebe Cemiyeti, "Vatandaş Türkçe Konuş!" sloganıyla azınlıkları Türkçe konuşmaya mecbur eden kampanya başlattı. Uyarılara uymayanlar tehdit edildi, dövüldü, yargılandı. Yahudi okullarının da önemli bölümü kapandı.
Eylül 1929: Defterdarlık, Yahudi okullarını, Or Ahayim Hastanesi'ni, Ortaköy Yetimhanesi'ni ve sinagogları ticari müessese sayarak bunlara yapılan bağışları ve intikalleri vergilendirmeye karar verdi.
Kasım 1932: izmirli her Yahudi'ye Türk kültürünü benimsemeye ve Türk diliyle konuşmaya söz veren birer taahhütname imzalatıldı. izmir Yahudilerini Bursa, Kırklareli, Edirne, Adana, Diyarbakır, Ankara Yahudileri izledi.
Ağustos 1938: Anadolu Ajansı'nda çalışan 26 Musevi personelin işine son verildi. Gazete ve dergilerde azınlıkları ve özel olarak da Yahudileri ülkenin çektiği sıkıntıların sorumlusu gösteren yazı ve karikatürlerde patlama oldu.
ikinci saptamamız şöyle: Devletin, daha Cumhuriyet dahi kurulmadan başlayan, bütün Atatürk döneminde devam eden Yahudi karşıtı tavrına, okumuş yazmış orta ve üst sınıflar hevesle katılmıştır.
O halde soralım: Tarihi gerçekler böyle olduğuna göre, nasıl oluyor da Yahudi Cemaati, "devletçilerden" değil de ısrarla "Müslümanlardan" korkuyor?
Nasıl oluyor da Yahudi Cemaatinin çoğu lideri birer Kemalist gibi konuşuyor? Nasıl?
türkiye yi bosuna kurtarmis, türkiye ye cok fazla gelen, 20. yüzyilin en büyük lideri. yasamis olsa bu ülkeyi kendisini sevmedigini iddia eden laiklik düsmanlarinin idare ettigini görünce bir kez daha ölecek olan dahi. senin adina utaniyorum bu türkiye den diye haykirmak istedigim büyük insan.
sanki bir suçmuş gibi, örtülmesi gereken bir ayıpmış gibi, annesinin ikinci evliliğini ve üvey kardeslerini toplumdan gizlemeye çalıştılar.
sonra engin ardıç tan öğrendik gercekleri.
fakat kendisinin insan olduğunu ve her insan gibi hata yapmaya meyilli olduğunu unutuyoruz. herhangi bir hatasını dile getirince nedense "yobaz" ya da "düşman" olunuyor. hayır öyle değil gerçekten.
mustafa kemal siyasi ve askeri yönden olağanüstü derecede başarılı ve dirayetli bir insandı. ama bazı konularda eksiklikleri vardı. onun zamanında "osmanlı" adına ne varsa dışlanma yoluna gidildi. bu yanlıştı. tarih osmanlı'nın zincirlerinden kurtarılmak istendi. bu doğru bir hareketti ama bunu yaparken dinsiz bir tarih benimsendi.
modernleşme ve çağdaşlaşma adına "din" dışlandı. bu dışlamanın belirli yönlerden haklılık payı vardı ama ucu tutturulamadı. istiklal mahkemelerinde haksız yere asılan çok sayıda insan vardı. bunun takipçisi olamadı. ve kendisi günümüzde putlaştırılmaktadır.
oysa ki her yerde onun heykellerini görmek yerine fikirlerinin, dünya görüşünün uygulanış biçimlerini görsek daha mantıklı olmaz mı? kendisi bunları görseydi ne derdi?
çok hatalı inkılaplar yapmış adammış kendisi. kendisindeki zeka, buradaki bazı parlak zekalar kadar ışıltılı olsaymış, o hataları yapmazmış da şimdi her şey daha iyi durumda olurmuş. kendisinin vizyonu, buradaki bazı geniş vizyonlu yazarlar kadar geniş olsaymış, şimdi türkiye çok daha farklı ve güzel bir memleket olurmuş.
vay be sözlük! neler öğrendik bugün. meğersem ne yüce akıllar, şahsiyetler varmış aramızda. ellerine fırsat geçse, gerekli güce kavuşsalar, eleştirdikleri kadar rahat kurtarırlar memleketi animallah. bir şey daha öğrendik sözlük: bir insanı eleştirebilmek ya da yargılayabilmek için o insanı çok iyi kavramış, özümsemiş olmak da gerekiyormuş. yani doğru düzgün eleştiri yapmak da her yiğidin harcı değilmiş. tabi kimin eleştirildiği de çok önemli.
pek çok konuda türk millteti için all-star karmasına girebilecek kişi.
bkz. en başarılı türk, en sevilen türk, en devrimci türk, en zengin türk (bkz. mal varlığı) vs.
bu başlık altındaki bazı entryleri okuduktan sonra sözlükte mustafa kemal atatürk'ten daha akıllı hatta hadlerini aşıp ona akıl vermek isteyen bünyelerin bulunduğunu görüyoruz.
tanımsa, bu bünyelerin bilgisayar başında rahatça kendisine akıl vermeleri için bile hayatını ülkesine adayan ata'mız.
şuana kadar yapılan 2253 tanımla anlatılamayacak kadar değerli yüce bir insan.
onu birilerine anlatmak için kendinizi yormayın o okadar açık ve net ki bir bakışta nasıl bir insan olduğunu anlayamayanlar ne yaparsanız yapın yine anlayamazlar.*
en ünlü türk. büyük düşünür, askeri deha, yenilikçi, idealist, cesur,asil... atamız. castro'nun küba'ya heykelini diktirdiği ve ''onun yaptığı devrim yanında bizimki küçük kalır'' özetinde bir beyanatı olan önderimiz. (özenti gençlerimizin önce kendi değerlerini benimsemesi gerektiğini düşünüyorum) time'a göre dünyanın en büyük 100 adamı listesindedir.
bir ülkeyi bataklıktan çekip çıkaran ve üstüne etraf faşizm,sosyalizm gibi ideolojilerle kaynarken cumhuriyet gibi önü açık bir sistemle donatan ileri görüşlü liderimiz. benim en büyük isteğim onun adına istanbul'da büyük ve görkemli bir müze yapılmasıdır