türk'lerin son lideridir. kimine göre eleştirlemez, tartışalamaz veni vidi cici kişisiymiş. has.kitir diyorum. ulan yıllardır adama demediğiniz kalamadı be daha ne olsun?
öncelikle insandır. vatanını çok seven, fedakar bir insandır. atatürkçülük anlayışım ''cumhuriyet bizimdir, demokrasi bizimdir'' naralarından ibaret değildir. atatürk'ün kurduğu türk dil kurum'u bugün alay edilen bir kurum oluyorsa; o kurumda yer alanların atatürkçülük iddiaları, naraları anlamsızdır. ve o kurum gibi düşünen, çalışan beyinlerin; cümleleri, naraları, davranışları da...
atatürkçülük bir sevgi değildir, daha doğrusu olmamalıdır. atatürkçülük bir tavırdır. dünyaya atatürk gibi bakmaya çalışmak değildir atatürkçülük. atatürkçülük dünyaya uygar, medeni bir insan gibi bakabilmektir. atatürk olsaydı ne yapardı diye düşünmek değildir, öyle olsaydı atatürk kimseden fikir almazdı. benim dediğim doğru derdi ve cumhuriyete gerek kalmazdı. kendi fikrini, kendi çıkarların değil ülkenin ve insanların çıkarları doğrultusunda düşünerek söyleyebilmektir bence.
NE TANRI NE iLAHTIR SADECE AZiMLi KARARLI NE iSTEDiGiNi BiLEN AKILLI BiR iNSANDIR. HATALARI KUSURLARI ZAYIFLIKLARI ACILARI VARDIR. BUNU ANLAYAMAYAN ONU BINBIR TURLU SIFATLA DEGERLENDIRIR ONU ANLAYANLARI GULDURUR.
sözlük yazarlığını henüz elde edememiş biz çaylaklar,çok sevdiğimiz büyük ATATÜRK hakkındaki duygu ve düşüncelerimizi,nasıl ifade edeceğiz? onu çok seviyoruz onu sevmeyenlerden nefret ediyoruz. bütün çaylaklar adına yazdığım için,diğer çaylakların beni af edeceğini umuyorum.
türk kültürünün hakim olduğu yerel halklar kültürünün ( belki anadolu kültürü, hatta mu kültürü bile denebilir); ne kadar güçlü, ne kadar zeki, ne kadar çalışkan, ne kadar insan (insanüstü versiyonlarını da gördük ), ne kadar çağa uyumlu, ne kadar gerçekçi, ne kadar fedakar, ne kadar adanık, ne kadar sencil, ne kadar çoşkulu ve imanlı olduğunu gösteren şahsiyet. en yoğun gülüşlerimin ve ağlayışlarımın sebebi. kendimle ve bizle gurur duyma yolumun aydınlatıcısı.
oh be..iyi ki varmış. ölsem de gam yemem gayrı.
Türkiye Büyük Meclisî'ne ve Türk halkına, Türkiye Cumhuriyetî'nin Başkanı Atatürk'ün ölümü üzerine en derin üzüntülerimi bildiriyorum. Büyük bir asker, dahi devlet adamı ve tarihi bir şahsiyet kayboldu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti ile nesilden nesile devam edecek büyük bir anıt oluşturdu.
bir ingiliz tarafından ticari bir marka olarak tescil ettirilen isim. marka konusu ürünler: temizlik maddesi, alkolsüz içecekler, ayakkabı, ilaç ve giysi.
cumhuriyet kurulmuş, kurtuluş savaşı başarı ile sonuçlanmış ve türkiyenin ekomomik ve endüstrilyel kalkınması yavaş yavaş gerçekleştirilmeyer başlandıgını sıralarda ankara da ulu önder m.Kemal önderliğinde 29 ekim balosu verilmekte idi.
balo da bir ingiliz subay gözlerini m.kemal den hiç ayırmadan, ulu öndere ters ters bakmakta idi. ulu önder bu bakışları bir müddet yok saysada sonunda yaverinin gönderip
- sor bakalım şu ingiliz subay yarım saattir bana niye ters ters bakıyormuş... demekte gecikmedi.
yaver geri geldiğinde gülümsüyordu...
- efendim çanakkale savaşında o subayın dedesini öldürmüşsünüz...
Bir süre susan m.kemal;
- pekiyi simdi de git sor bakalım 'Dedesinin Çanakkale'de işi neymiş?' dedi..
şeklindeki süper mega ötesi ayarı vermiş yüksek kişilik.
Neredeyse ilah yapılan adam.Bence Atatürk kendini yüceltmek için elinden geleni yapmıştır ve diğer herkezi dışlamıştır.Ülkemize kurtuluş savaşında yardımı dokunan diğer paşaların ismini bile bilmeyiz.Ülkemizi Atatürk ile aynı salonda var eden kişilerin ismini bile bilmeyiz.Atatürk'ün Şeyh Sait soykırımını bilmeyiz.Hiçbirşey bilmeden 2. Tanrı'yı yaratırız.
herkesin üzerinden prim yapmak için birbiriyle yarıştığı, üstünde "biriktirilen" tozu toprağı silince ortaya çıkan görüntüntüsüyle de azimli ruhları "aydınlatmak"tan ötesini gerçekleştiren, evrimin ulaştığı son noktalardan biri..
Koca bir milletin her yıl aynı dakikada ayakta tutacak kadar borçlu olduğu ne vardır kendileri gibi bir beşere?
Kahramanlıklarını duyarsınız kendinizi ilk bildiğiniz andan beri; konuşmaya başladığınız ilk gün ;Atatürk; söyletilmeye çalışılır, büyürsünüz o adla, büyürsünüz birkaç yıl sonra gözlerinizde uyanan hiç kimselere benzemeyen o sarışın adamla, haki kıyafetler içinde bir adamın büyüklüğünü sığdıramazsınız küçücük yüreğinize. Biraz daha bildiniz mi kendinizi çelik gibi bir irade uyanır akıllarda, keskin bakışlı deniz gözler tutar sanki bileklerinden insanı, birkaç fotoğraftan görüp aşık olursunuz bir zamanlar yaşamış 1.68lik bir adama. Dünyada hiçbir bakış daha güzel olamaz dersiniz, Latifeye düşmanlık, Fikriyeye yakınlık duyarsınız hadsizce. Güçlüye olan tutku uyanır belleklerde. Bir gün bakarsınız kendi basit hayatınızın yenilgilerine, bir insan kurgularsınız elinde sigara sadece haritalar üzerinde stratejiler uygulamış. Olmaz dersiniz; anlarsınız o gün Atatürk'ün Kemal olduğunu, Mustafa olduğunu. Soğuk gecelerde annesinin yanında olmak varken Bandırmada dalgalar arasında belki de kusarak yaptığı kurtuluş adımını kurarsınız Elinde olabilecekken kız kardeşi ile o kargaları kovaladığı tarlada ekiniyle uğraşmak; kalbinin üstüne isabet eden şarapnelin canını ne kadar da yaktığını. Biz küçük hayatlarımızda birkaç insanın fikrini kıramazken; düşlersiniz onun nasıl da tozlu, topraklı, küflü beyinlere su tutmak için çaba sarf ederken kim bilir kaç kez yıldığını ve baştan başladığını. Elinde olabilecekken çocuklarıyla oynamak, bir millete bir dili hediye etmek için, bir millete insan olduğunu hatırlatmak için kaç gece sabahladığını düşlersiniz.
Bir adam kurarsınız, bildiğiniz herkes gibi bir adam, ama bildiğiniz kimselere benzemeyecek kadar adanmış bir adam. Mutluluğunu ölümünden yıllar sonra doğacak bir kız çocuğunun okula gidebilme özgürlüğüne bağlamış bir adam. Mutluluğunu bir çocuğun gülüşü, bir kadının pilot kıyafeti, bir yaşlının dini özgürlüğüne adamış bir adam.
Bir adam düşünün, hiçbirimizin olamadığı, işte o; bir milletin her yıl aynı dakikada yüreğine hüznü getiren ve aynı millete var olabilmesini sağlayan.
Başkalarının hayatları için kendini hiçe saymış sarışın kurt, ruhun şad olsun, çabaların boşa değildi. Hem de hiç değildi.