1881 Mustafa'nın Selanik'te dünyaya gelmesi
1893 Mustafa Selanik'teki Askeri Hazırlık Okuluna başlar ve burada öğretmeni tarafından kendisine ikinci ismi "Kemal" verilir.
1895 Mustafa Kemal Manastırdaki Askeri Liseye başlar.
1899 Mustafa Kemal istanbul'da Harbiye'nin hazırlık sınıfına başlar.
1902 Mustafa Kemal Harbiye'den mezun olur ve buradan sonra Harp Akademisine devam eder.
11 Ocak 1905 Mustafa Kemal Harp Akademisinden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olur ve Şam'da bulunan Beşinci Orduda görev almak üzere Şam'a gönderilir. Ekim
1906 Mustafa Kemal ve arkadaşları Şam'da "Vatan ve Hürriyet" adıyla gizli bir dernek kurarlar.
Eylül 1907 Mustafa Kemal Üçüncü Orduya tayin edilir ve Selanik'e gönderilir
13 Eylül 1911 Mustafa Kemal istanbul'daki Genel Kurmaya tayin edilir.
9 Ocak 1912 Mustafa Kemal Libya'daki Tobruk taarruzunu başarılı bir şekilde yönetir.
25 Kasım 1912 Mustafa Kemal Hareket Başkanı olarak Akdeniz Boğazları özel Kuvvetlerine atanır.
27 Ekim 1913 Mustafa Kemal Sofya'ya Askeri Ataşe olarak atanır.
25 Nisan 1915 ittifak Devletleri Arıburnuna çıkarma yaparlar ve Mustafa Kemal Tümeni ile ilerlemelerini durdurur.
9 Ağustos 1915 Mustafa Kemal Anafartalar Grup Kumandanlığına getirilir.
1 Nisan 1916 Mustafa Kemal Tuğgeneralliğe terfi eder.
6-7 Ağustos 1916 Mustafa Kemal Bitlis ve Muş'u düşmandan geri alır.
31 Ekim 1918 Mustafa Kemal Yıldırım Orduları Grup Kumandanı olur.
30 Nisan 1919 Mustafa Kemal Erzurum'da bulunan Dokuzuncu Orduya geniş yetkilerle Müfettiş olarak atanır.
16 Mayıs 1919 Mustafa Kemal istanbul'u terkeder.
19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Samsun'a ayak basar.
8 Temmuz 1919 Mustafa Kemal gerek Üçüncü Ordu Müfettişliği görevinden gerekse ordudan istifa eder
23 Temmuz 1919 Mustafa Kemal Erzurum Kongresi Başkanlığına getirilir.
4 Eylül 1919 Mustafa Kemal Sivas Kongresi Başkanlığına getirilir.
27 Aralık 1919 Mustafa Kemal icra Heyeti ile Ankara'ya gelir.
23 Nisan 1920 Mustafa Kemal Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisini açar.
11 Mayıs 1920 Mustafa Kemal istanbul hükümeti tarafından ölüme mahkum edilir.
5 Ağustos 1921 Mustafa Kemal Büyük Millet Meclisi tarafından Başkumandan olarak atanır.
23 Ağustos 1921 Türk birliklerinin Mustafa Kemal tarafından yönetildiği Sakarya savaşı başlar.
19 Eylül 1921 Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ile Gazi unvanını verir.
26 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal Büyük Taarruzu Kocatepe'den yönetmeye başlar.
30 Ağustos 1922 Gazi Mustafa Kemal Paşa Dumlupınar savaşını kazanır.
10 Eylül 1922 Gazi Mustafa Kemal izmir'e girer.
1 Kasım 1922 Büyük Millet Meclisi, Gazi Mustafa Kemal'in Hilafetin kaldırılması Yönündeki önerisini kabul eder.
14 Ocak 1923 Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım izmir'de vefat eder.
29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyetinin ilan edilmesi ve Gazi Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaşkanı seçilmesi.
24 Ağustos 1924 Gazi Mustafa Kemal istanbul Sarayburnu'nda ilk kez şapka giyer.
9 Ağustos 1928 Gazi Mustafa Kemal Sarayburnu'nda yeni Türk Alfabesi ile ilgili konuşma yapar.
12 Nisan 1931 Gazi Mustafa Kemal Türk Tarih Kurumunu kurar.
12 Temmuz 1932 Gazi Mustafa Kemal Türk Dil Kurumunu kurar.
16 Haziran 1934 Büyük Millet Meclisi bir yasa geçirerek Gazi Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadını verme kararı alır.
10 Kasım 1938 Atatürk vefat eder.
benim, senin, onun, bunun suan soysuz sopsuz bir adam olmamızı engelleyen, onurlu, mert, tam bağımsız, her zaman emperyalizmin karsısında, dengelerin dengeleyicisi, gercek bir deha ve cok özlenen ulu önderimiz, özlemeyenlerin bile kendisine sükran duyması gereken ama aynı zamanda onu putlastırmadan, yaptıgı hatalardan(ki varsa)ders cıkartıp, fikirlerini anlamamız ve gösterdigi yoldan yürümemiz gereken yüce insan, atam!...
1981 yılını tüm dünya 'atatürk yılı' olarak kutlamışdır.
bunu unescoya bağlı 152 devlet birden imzalayarak tasdiklenmişdir. ve gene bu unesco tarihinin tüm katılımcılarının kabul ettiği tek ve ilk anlaşmadır. var mı başka böyle bir lider?!
gelmiş geçmiş en karizmatik insan, en yüce lider, en muhteşem varlık.
edit : sözlükteki atatürk düşmanları aynen devam edin eksi oy vermeye. sizler eksi verdikçe ben ne kadar doğru konuştuğumu anlıyorum. devam gençler, repleri unutmayalım.
herkesin gereksiz yere polemik yaratmaya çalıştığı yüce liderdir. tamam sevmiyor olabilirsin, bunu anlarım, sevmek zorunda değilsiniz! ama en azından milyonların saygı duyduğu bir adama, milyonlar adına saygı duyun bari. biz sizin şeyhlerinize yorum yapıyor muyuz! *
turk milletine zorla sevdirilen, sevdirilmeye devam eden ve bunun sonucunda bircoklari tarafindan sevilen insan. neden boyle diyorum? cunku ataturk cumhuriyetin kurulusundan kendi olum yili olan 1938e kadar halkin destegini almis kac tane muhalif partiyi militarist bir sekilde kapattirdi. muhalif yayincilari ve muhalif destekcileri istiklal mahkemelerinde yargilatti ve bircogunu idam ettirdi. bunlarin arasinda kazim karabekir, ali fuat cebesoy, rauf orbay gibi milli mucadele kahramanlari da var. ve 3 haziran 1925de chp'ye tek muhalif parti olan terakkiperver cumhuriyet firkasi kapandi uzun bir sure muhalefetten yoksun bir demokrasi ile yasadi turk halki. chp'den milletvekili olmak isteyen adaylar ise bir grup tarafindan degil sadece ve sadece ataturk tarafindan tayin ediliyordu. ve bir konusmasinda tbmm'de sizi temsil edecek insanlari ben sectim gibi bir mesaj veriyordu. * ama tabi ataturk zeki bir insan, halki susturarak ve sindirerek mutlu edemeyecegini biliyordu ve eski basbakan fethi okyar'a serbest cumhuriyet firkasini kurdurttu, bundaki tek maksat ise halkin muhalefete olan ilgisini olcmekdi, bir nevi nabiz yoklamak. ve tahmin etmedigi bir sekilde SCF'na halkin ilgisi cok yogundu, bu parti kisa surede buyuk sehirlerde orgutlendi ve halk bu parti sayesinde isteklerini acikca belirtmeye basladi, baslarina zorla giydirilen sapkalari attilar, zorla giydikleri avrupai tarzi kiyafetleri cikartip turk adetlerine uygun giyinmeye basladilar.
bir toplantilari sirasinda Güvenlik kuvvetlerinin rastgele ates açmasi üzerine 14 yasinda bir çocuk öldürülür. Çocugun babasi yavrusunun cesedini Fethi Bey'in önüne koyarak "iste size bir kurban! Baska-larini da vermeye haziriz. Yeter ki sen bizi bu zalimlerin elinden kurtar!" der. *
1930 yerel secimlerinde ise SCF buyuk oranda oy toplar ve chp duruma el atar, ve iftiralara baslarlar.bunlar irticaci, seriatci, bolucu vs. genel secimlerden once ise kendi kurdurttugu SCF'yi kapattirmaya calisir ataturk. ama ataturk'un aklina giren insan ismet inonu'dur, ataturk'e ordunun rahatsiz oldugunu ve kendisinin de bu durumdan rahatsiz oldugunu belirtir ve orduyu devreye sokmasini ister ve ataturk bu istegini kabul eder, ve SCF lideri fethi okyar partiyi 1930 yilinda fes eder. *
ders yogunlugundan dolayi gecde olsa gelen devam:
scf'nin kurulmasinin bir baska sebebiyse turkiye cumhuriyetinin lozan antlasmasina uymasiydi, cok sembolik bile olsa disaridan diktatorluk rejimi varmis gibi gorunmesin diye scf kurulmustu. ayni donemde ozellikle almanya, italya ve ispanyada artan fasistlik turkiyede de etki gostermeye baslamisti ve chp nerdeyse devlet ile butunlestirilmisti. partinin ilkeleri * devletin ilkeleri kabul edilirdi ve partinin sekreteri icisleri bakani, il baskanlari ise bulunduklari ilin valileri olurdu. ayni donemde "sef" diye bir terminoloji ile tanistik, ataturk "ebedi sef", ismet inonu ise "milli sef" olmustu. *.
ataturk oldukten sonra devleti milletten korumanin kalici yollari arandi, ve cozum olarak ataturk bir ilah gibi gosterilmesi benimsendi ve cumhuriyet tarihi yeni nesillere farkli anlatilmaliydi. ve o donemde yasayip butun bu olaylara sahit olan ve sikayetini bildiren herkes de ya surgune gonderilmeliydi ya da idam edilmeliydi, bir sekilde bu insanlar susturulmaliydi ki tarih tam gercekleriyle anlatilmasin. ve ataturkun sadece insanlari gaza getiren, kahramanlastirmaya calisan yazilari ve konusmalari halka verilmeliydi, ne de olsa devlet sirri diye birsey var. yoksa ataturkun insanlarin kafasindaki sariklari zorla cikarttirip yahudi usulu sapka taktirildigi insanlara anlatilinirsa yanlis algilanma olasiligi vardi, ya da sariklarini cikartmayanlarin topluca idam edildikleri bilgisi herkesin eline rahatlikla gecebilseydi cumhuriyete guven kalmazdi. mehmet akif ersoy, kazim karabekir gibi milli kahramanlarin akibetleri herkese anlatilsa ataturk sevilmezdi ve bazi kisilerin bazi gucleri kaybetmesi kimsenin isine gelmezdi.
iddia ediyorum, ataturk bize su anda bile zorla sevdiriliyor, neden mi? bazi ideolojik fikirlerin gelismesinin engellenmesi icin tabi. ya da diger bir deyimle "siyasi islamin" gelismemesi icin ki bu siyasi islam denilen sey tamamiyla sentetik bir yahudi ve mason uydurmasidir. islama inanan insanlara karsi dusmanligin ve nefretin artmasi icin ataturk bugun herkesin gozune bir ilah gibi gosterilmeye calisiliyor. yoksa ataturkun heryerde bustu, posteri vs. olsa ne yazar. pkk sorunu mu bitecek? ya da ekonomimiz tavan mi yapacak? kuzey kibrisi tum dunya bir devlet olarak taniyacak mi? kaldi ki ataturk islamin kendisine dusman degil di, islama dusman olacak kadar bir sozu de yoktu, ama insanlarin islami bir hayat yasamasini istemiyordu, namaz kilanlara bir sozu yoktu ama her namaz kilan insanda tutuklandi, neden? yok seyh saidi destekliyorlarmis da, yok said nursinin yasak kitaplarini dagitiyorlarmis da falan filan. neden o zaman bugun said nursi'nin butun kitaplari deli gibi satiliyor, en cok satanlar listesinde olmasin ya da bu kitaplarin basilmasina neden izin verildi? demek istedigim belli kesimleri temsil eden insanlari sindiremezsin, yasak koyarak susturamazsin, yoksa elinde patlar. araba yagi gibidir, surekli yeni yag koyarak hic yag degisimi yapmazsan motor bir yerde iflas eder. toplumun ahlakini ve huzurunu bozmayacak ve baskasinin ozgurlugune bir zarar vermiyecek tum yasaklar kaldirilmali.
benim ataturk hakkindaki sahsi dusuncem ise inanilmaz zeki bir komutan ve super bir devlet adami olmasidir, yaptigi iyi ve kotu seylerle aramizdan ayrilmistir, allah gunahlarini affetsin.
3 haziran 1925de chp'ye tek muhalif parti olan terakkiperver cumhuriyet firkasini kapatan ve türk halkının uzun bir sure muhalefetten yoksun bir demokrasi ile yaşamasına sebep olan lidermiş meğerse. acaba türk halkı önceden demokrasi ile yaşamaya mı alışmış da bu çok koymuş merak etmekteyiz. sanırız 1925 yılına kadar süregelen yüzlerce yıllık demokrasi geleneğini yıkıp atmış mustafa kemal atatürk...
ah atam ah, sen ne militer görüşlü, ne demokrasi düşmanı bir insanmışsın. halbuki en kısa yoldan padişah olmak vardı, diktatör olmak, demir yumrukla ülkeyi yönetmek vardı! bugün demokrasi tellallığı yapan, istediği gibi atıp tutan arap özentileri acaba o zaman ağzını açabilir miydi? o 20'li yıllar böyle kolay eleştirilip, sana ve silah arkadaşlarına alenen küfür edilebilir miydi acaba?
bugün bazı aklı evvellerin inatla sömürmeye çalıştıkları, üzerinden kendi diktalarını kurmaya çalıştıkları tc'nin ilk ve de zeki cumhurbaşkanı. ataturk'ün manevi mirasını sömüren bu zımni faşistler sıkışınca ''ah atam ah'' deyip sıyrılı veriyorlar hukuksuzluklarından. ataturkmüş, çağdaş demokrasiymiş umurlarında bile değil aslında. tek var olma gayeleri köhne ideolojilerini dayatmak. kendileri gibi düşünmeyen kişiler için de yafta hazır; ''yobaz''.
can yücel olsaydı ''yobaz da sensin postal da sana girsin'' derdi galiba.
bazı akılsızların ısrarla karalamaya çalıştıkları, çağdaş demokrasi ve halkçılık kültürünün türkiye'deki ilk uygulayıcısı olan büyük liderdir. kendisini takip eden görüş ne bugünkü chp, ne de kendini kemalist ya da aydın olarak gösteren güruhtur. ama şer-i hükümleri halka dayatmaya çalışan molla özentisi emperyalist uşakları asla onun takipçisi değildir.
tanımadığı ve tanıyamayacağı kişileri "köhne ideoloji" yanlısı olarak yaftalama çabasında olan insanlar ise ne o'nun düşünce sistemini anlayabilir, ne yaşadığı yıllarda ortaya çıkan modern demokrasi kavramını, ne de kendisini en çok etkileyen fransız kaynaklı özgürlükçü düşünceyi... kendilerinin bilgi düzeyi ve algı kapasiteleri ne yazık ki kendilerine sunulan "ılımlı islam" tadında demokrasimsi safsatayı anlayacak düzeydedir. onlar için tek doğru ve tek yanlış vardır, siyahlar ve beyazlar gibi... neyse ki kendileri okuma yazma bilmektedirler.
-tartışılması bir inanca küfür olarak görülen,
-fransız burjuva devriminden etkilenen,
-her türden siyasi düşünceye yakın gibi görünen,
-feodal düzenden çıkan halk arasında işçi-burjuva sınıflarının oluşmasını sağlayan, bu nedenle ilerici olarak görülmesi burjuvanın iktidarı ele geçirmesine kadar olan,
-ve de bugün şovenist duygularla kullanılan birçok gaz sözlerin sahibi lider.
yobazlık mutasyonuna uğramış çift başlı götü boklular tarafından eleştirildiğini görünce daha da çok sevdiğim insan. seveni vardır sevmeyeni vardır. ama hem beğenmedikleri adamın ülkesinde yaşayıp nemalanan hem de siktirip gitmeyenlerin, adını duyduklarında seslerini kesip oturmaları icab eder. burası atatürk'ün cumhuriyeti. ya bu deveyi güdersin ya da arabanı alır gidersin.
Atatürk, bazı kendini bilmezlerin türkiye cumhuriyeti'ne emeği geçmiş pek çok insandan sonra hızını alamayıp saldırdığı, varlığı ile dünyada silinmez izler bırakmış, gelmiş geçmiş en başarılı asker-devlet adamlarından en önde gelen isimdir.
kendilerine neyzen çook güzel cevap vermiş ki bunu bin kez yazmış arkadaşlar. buna rağmen hatırlatıyorum:
esir iken mümkün müdür ibadet
yatıp kalkıp atatürk'e dua et:
senin gibi dürzülerin yüzünden
dininden de soğuyacak bu millet...
işgaldeki hali sakin unutma
atatürk'e dil uzatma sebepsiz.
sen anandan yine çıkardın amma
baban kimdi bilemezdin şerefsiz.
nasıl ki anamız, namusumuz ve vatanımız dokunulmazsa, atatürk de bizim için o denli dokunulmazdır. nasıl ki namus borcu diye askerlik yapıyoruz, vefa borcu diye de atamıza sahip çıkacağız. ne idüğü belirsiz, kompleksli, kuyruk acılı, vasıfsız kimselerin hadlerini bildirmek boynumuzun borcu olsun. pisliklerinizi böyle bir isme bulaştıramayacağınız gün gibi ortadayken, seviyesizliğinizi belli etmek için zaman harcamayın. saygısızlık, terbiyesizlik yapacak başka başlıklar bulun kendinize...
gençliğe hitabesinde söyledikleri teker teker gerçekleşen ileri görüşlü dünyanın en zeki liderlerinden birisi.
bundan sonra ben padişahım ben ne dersem o olur, benim soyum bundan sonra saltanat diyebilecekken herşeyi bir kenara itip halkı için cumhuriyet isteyen adam!
ne yazıktır ki o halkı şimdi onu ve cumhuriyeti tartışır olmuş!
binlerce doğrusunun yanında tek yanlışı vardır, o da daha cumhuriyete hazır olmayan, koyun gibi güdülmeye alışmış bu halaka özgürlüğü vermek. çünkü savaşılmadan alınmayan birşey hiçbir zaman değerli görülmez. kurtuluş savaşında savaşan milyonlarca insan cumhuriyet için değil devlet için savaşmıştır ve ne yazık ki o insanlar cumhuriyeti değil padişahlık sisitemini geri getirmek adına girmiştir bu savaşa. doğal önder olarak ortaya çıkan ve bu işi sonuna kadar erdirmek isteyen Mustafa Kemal atatürk ise onlara istemedikleri hatta haketmedikleri bir şeyi vermiştir.
şu tablo gösteriyor ki biz daha 1789'a yeni ulaşmışız, savaşıpğ almamız gerekir özgürlüğü.
işte bu nedenle ikinci bir savaş gerekli sanırım cumhuriyetin değerini anlamak için!