bursa nutkuna bakıldığında tam şu anda ne yapmamız gerektiğini gayet iyi özetleyen büyük lider. bu nutkun yıllar yılı neden yayınlanmadığını anlamak hiç de zor değil.
günümüzde en çok okumamız gereken mirası bize bırakan büyük önderimiz.
ey türk gençliği ! birinci vazifen, türk istiklâlini, türk cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. bir gün, istiklâl ve cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
"türkiye cumhuriyetinin kurucusu ve türk milletinin ata'sı" olarak geçer bazı yabancı yayınlarda. acaba hala bi sindirememişlik mi var diye düşünürüm hep bunları görünce.
Bir takım dinci , etnik milliyetçi , emperyalist(liberal demokrat) zihniyet tarafından resimlerine küfür edilen , büstlerine balta ile saldırılan , heykellerinin varlık sebebi sorgulanan Türkiye Cumhuriyeti kurucusu ve anayasal yurttaşlık bağlamında " ne mutlu Türküm diyebilene " düşüncesine sahip olan laik ve demokrat yurttaşlar için ulusal bağımsızlık , özgürlük ve aydınlanma kavramlarının askeri ve sosyal alandaki planlayıcısı , eylemcisi olan liderdir .
yobazlarin korkulu ruyasi bir dinci her zaman soylemekten kacinir adini. ve onun arkasindan gelen ataturkculer ulkenin antibiyotigi olmus karanliga ve aptaliga karsi savas acmistir.
"Calismadan, ögrenmeden, yorulmadan rahat yasamanin yollarini aramayi aliskanlik haline getirmis milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hurriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar." *
iyi ki yasamayan insan. zira yasasa zaten ülkenin bu durumunu görüp utancindan ölürdü. asil utanmasi gerekenler alinlari acik boyunlari dik sokaklarda gezerken. iyi ki yasamiyor. umarim mezarinda rahat birakirlar bari.
harp akademilerinde aldığı eğitimle; dönemin milliyetçilik akımının etkisinde kalan, sultan abdülhamit, 2.mahmut'un inkilaplarının takipçiliğini yapmış ve orta asya tarihi ile ilgili ciddi araştırmalar yaptırmış türkiye cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı.Askeri hayatında çok başarılı olan ve kurmaylığını mezuniyetiyle alan ****pek çok siyasi oyuna alet edilmiş biri olup, siyasetide askerliği kadar iyi becerebilmiş, zehirlenme korkusu sebebi ile yurtdışı gezilerine çıkmamıştır.Ortaya koyduğu fikirlerin tamamına yakınını öle abartıldığı gibi kendisi tek başına bulmamış, zamanın siyasi ve toplumsal örneklerini inceleyip oluşturduğu komisyonlarca harekete geçirmiştir. Harf inkilabını ve kıyafet inkilabını ilk ortaya atan insanlara bakarsak yukarda da belirttiğim hayranlığı yada takibi olduğu osmanlı padişahları daha iyi anlaşılabilir.
Her ne kadar cumhuriyet rejimini ülkeye getirmiş olsada dönemin şartları incelendiğinde yarı diktatörlük yapmış olduğu kabul edilmesi gereken bir gerçektir zira devrimlerinde halk oylaması yapılmamış ve karşıt görüşte olanlar istiklal mahkemelerinde cezalandırılmıştır. Tabiki bu durumu o zamanın şartlarında incelediğimizde haklılığı şüphesizdir.iyi bir hatip, ve iyi bir nuktedandır (bkz: #1590090)
Fikrini, zikrini ve neyi neden yaptığını anlamak için aşağıdaki sözlerini okumak yeterlidir diye düşünmekteyim;
Aziz türk milletinin hizmetindeyiz
Konu vatan ise gerisi teferruattır
Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.
Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller . ister.
Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.
Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Bu memleket tarihte Türk'tü, bugün de Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.
türkiye'de, adı sömürülen, kullanılan, adıyla bir yerlere gelmeye çalışılan, bir boka yaramaz adamların, "biz atatürkçü'yüz" diyerek bir yerlere gelmeye çalıştığı yüce insan, askeri deha, ileri görüşlülük abidesi, zeka küpü.
Bunlar nasil bunca sene anlatilmaz okullarda, O sasali gazate yazilarinda neden cikmadi. Ben bu yazilanlari okuduktan sonra ATATURK u hic tanimamisim, anlayamamisim dedim. Sizde okuyun hak vereceksiniz bana....
Hepimizin bildigi gibi Mustafa Kemal ATATURK dunya doneminin liderleri icerisinden 21nci yuzyila gecebilen tek liderdir.Ustelik diger liderler kendi halklari tarafindan yok edilmemin acisini yasamisken,o hala halkinin ve dunyanin nabzinda en buyuk canliligiyla,
sevgisiyle, saygisiyla hala yasayabilen dunyadaki tek lider. Onemli olanda sanirim,
yasarken olmek degil, oldukten sonra da bu kadar uzun sure canli
kalabilmeyi basarmak degil midir?
ATATURK'u biz hep tarihe mal olmus yonleriyle tanidik: Asker ATATURK ya da devlet adami ATATURK olarak.
Bu verdigim ornek dunyada tek olan ornektir. Zaten herhalde bir baskasina da rastlamamiz mumkun degil. En buyuk dusmani; hani su ordularini denize doktugu dusmani, Yunan baskomutani Trikopis. Hicbir zorlama olmadan, hicbir baski olmadan her Cumhuriyet bayrami Atina'daki Turk buyukelciligine gidiyor Trikopis, ATATURK'un resminin onune
geciyor ve saygi durusunda bulunuyor. Boyle bir saygiyi en buyuk
dusmaninda uyandirabilen bir Mustafa Kemal.
Yil 1938, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranli donemi.
Birden cok sIkilir ve yaninda duran yuz yirmiden fazla
kisiye doner ve aynen soyle der: Su anda hicbirinizi degil, buyuk istidadi ile
Mustafa Kemal'i gormek icin neler vermezdim" dedirten o buyuk ozlemi ve onu
olusturabilen Mustafa Kemal'i.
Yada, yil 1938. Bir Iran'li sair bir Tahran gazetesine olumu uzerine bir siir yazar. Iste o siirin iki misrasini sizlerle paylasmak istiyorum. Diyor ki;
Allah bir ulkeye yardim etmek isterse onun elinden tutmak isterse basina Mustafa Kemal gibi lider getirir." dizelerindeki bu kiskancligi olusturabilen Mustafa Kemal.
Yil 1976, UNESCO uyelerine bir oneriyle gelir. Oneri paketindeki bir cumleyi sizlere okumak istiyorum. Diyorki "Bu gun UNESCO'nun uzerinde calistigi butun projelerin isim babasi Mustafa Kemal'dir." Oneri nedir ?
Oneri ise onun dogumunun yuzuncu yilinda, 152
uyesi vardi UNESCO'nun 152 ulkenin devletleri ayni anda kutlasin onerisidir. Birden
Isvec delegesi ayaga kalkar ve soyle soyler:
Ne yani dunyada bu kadar devlet adami var hepsinin dogum gununu boyle kutlayacak miyiz?" seklindeki kinayeli sozlerine, Rus delegesi ayaga firlar yumrugunu masaya vurur ve 152 ulkenin delegelerine aynen
soyle soyler; Genc delege arkadasim hatirlatmak isterimki ATATURK
oyle dunyadaki herhangi bir lider degildir, birakin onu bir yil anmayi her ulke her problemimizde care olarak aramaliyiz" sozlerini dokturtebilen bir Mustafa Kemal. Sonra nemi olur? UNESCO tarihinde ilk ve tekdir hic negatif oy yok, hic cekimser oy yok 152 ulke su metne imza atar; hani Isvec delegesi demisti ya "ne yani" diye. O Isvec delegesi bu imzanin atildigi gun mikrofona gelir ve aynen sunlari soyler;
"Ben ATATURK'u inceledim butun ulkelerden ozur diliyor ilk imzayi ben atiyorum" diyecektir.
Iste o muhtesem belge diyor ki;
ATATURK KIMDIR; ATATURK ULULARARASI ANLAYIS,ISBIRLIGI, BARIS YOLUNDA CABA GOSTERMIS USTUN KISI,OLAGANUSTU DEVRIMLER GERCEKLESTIRMIS BIR INKILAPCI, SOMURGECILIK VE YAYILMACILIGA KARSI SAVASAN ILK ONDER, INSAN HAKLARINA SAYGILI, DUNYA BARISININ ONCUSU,
BUTUN YASAMI BOYUNCA INSANLAR ARASINDA RENK, DIL, DIN, IRK AYIRIMI GOSTERMEYEN, ESI OLMAYAN DEVLET ADAMI,
TURKIYE CUMHURIYETININ KURUCUSU"
Var mi boyle bir metin!
Bir filozof derki "bir ulke icin kistas aradiginiz zaman o ulkenin en buyuk liderini gozden gecirin" su anda kistas arayan ulkelere saniyorum bundan daha iyi bir metin gosteremeyiz. Iste bu metin 152 ulke tarafindan imzalanmistir. Esi olmayan devlet adami metni. Peki daha sonra ne olmustur; 151 ulkede hemen, hemen bir yil boyunca her yerde bu metni gorebiliriz,soruyorsunuz bana o bir ulke kim? Iste o ulkenin adini vermeye benim dilim maalesef varmiyor.
Hadi gelin Haiti'ye gidelim. Yil 1996, Haiti Cumhurbaskani olur. Bir vasiyet birakmistir. Haiti'ye baktim haritada bir kutup kadar uzak ulke. Haiti Cumhurbaskani 1996 da oldugunde vasiyeti acilir. Vasiyetinde mezar tasina yazilmasi icin bir metin birakmistir. Haiti Cumhurbaskaninin bugun mezar tasinda yazan hitabeyi sizlere okumak
istiyorum. Diyorki "Butun omrum boyunca Turkiye'nin lideri Mustafa Kemal ATATURK'u anlamis ve uygulamis olmaktan dolayi mutlu oldum"
Peki yillar bir sey degistirir mi? Hayir. 2000 yilinda bizim medyanin kacirdigi bir bilgi var, ABD Baskani milenyum mesajini veriyor. Mesajin bir yerinde aynen sunlari soyler; "Bugun milenyumun hic suphe yoktur ki tek devlet adami Mustafa Kemal ATATURK'tur.
Cunku o yilin degil asrin lideri olabilmeyi basarmis tek liderdir." 2000 de ABD Baskanina iste bu gercegi de ifade ettirebilen bir Mustafa Kemal var. Asker Mustafa Kemal'in, Devlet adami Mustafa Kemal'in cok disinda bir Mustafa Kemal.
2003 de bir sey degisti mi?, 2004? Hayir. 2004 de bir konferans veriyorum birden bir hanimefendi ayaga firladi. Dediki "Ben Norvecliyim ve su andaNorvec'te cok sIk kullandigimiz bir deyim var, bu deyimin anlamini anladim" dedi. Hanimefendi "nedir o deyim" dedim. "Norvecce'de "ATATURK gibi dusunmek" deyimi var. Cok sIk kullaniriz bu
deyimi" "nerelerde kullanirsiniz" dedigimde "Hani bir problem veririz coz diye o da tembellik eder cozmez. Deriz ki ona bu problemin mutlaka cozumu var. Birde ATATURK gibi dusun". O gun otelime geldim televizyonu actim o kadar cok kisiye bir de ATATURK gibi dusun dedigimi hatirliyorum ki galiba Norvecce'den cok bizim dilimizin bu deyime fazlasiyla ihtiyaci var diye dusunmeden de edemedim.
Bir Ingiliz gazeteci ATATURK'le bir roportaj yapar.
Roportajini Amerikan Buyuk Kutuphanesinden bulup getirttim ve bir yerinde Mustafa Kemal'e soyle sorar gazeteci; "Birlesmis Milletlere uye olmayi dusunuyor musunuz?" Mustafa Kemal'in cevabi aynen soyle Sartlarimizi koyariz. Kabullerine bagli. Biz muracaat etmeyiz uye olmak icin. Eger davet gelirse dusunuruz".
Evet, Birlesmis Milletler sadece Turkiye'yi davet edebilmek icin yasasini degistirir ve
ilk davet edilen ulke olur Mustafa Kemal'in ulkesi,Turkiye'si Birlesmis Milletlere. Saniyorum ondan feyiz alacagimiz cok sey var aslinda Mustafa Kemal'den.
Ama bu arada 2005'de daha yeni iki uc gun once yabanci gazeteyi okuyorum. Surmanset
buyuk puntolarla su basligi atmis Bu gun Ortadogu'ya duzinelerle ATATURK lazim".
dedim yazara ATATURK 'u hic tanimiyor herhalde. Duzineye hic gerek yok tek bir
tanesi de yeterdi aslinda.
Ornek vermeye devam edersem inanin konferans boyle biter. Filipinlerden Cin'e kadar o kadar cok ornek var ki. Ama gorduk 1925'de 1938'de 1996'da 2000'de 2005'de her ulkeden, her cinsten, her statuden insanin ozlemle,sevgiyle, saygiyla aradigi ama bizim olan bir Mustafa Kemal'den bahsediyoruz. Bu gun Turkiye'nin en buyuk sorunu nedir? dersem cevap olarak kulagima gelenler sunlar; ekonomi diyorsunuz issizlik diyorsunuz. Ama bence
Turkiye'nin cok onemli bir problemi var o problemi cozersek Turkiye ekonomiyi de cozer Turkiye issizligi de cozer. Evet Turkiye'de lider yetistirme sorunu var. Lider deyince de nedense hep siyasi lider anliyoruz ben ondan bahsetmiyorum, benim lider dedigim cok kapsamli bir kavram. Yoksa icersindeki tek bir terimdir siyasi lider veya sosyal lider.
Ama lider dedigim zaman ben asrin lideri dunya liderinden bahsediyorum.
Iste boyle liderlere ihtiyacimiz var. Ben simdi soracagim size su anda karsimda pek cok genc arkadasim oturuyor. Bunlardan bir tanesinin bir kac donem sonrasinin Cumhurbaskani, Genelkurmay Baskani yada Basbakani,Maliye Bakani yada evinin anne babasi olmadigini bana iddia edebilir misiniz?
Belki sizsiniz, ama biliniz ki iste bugun sizlerle paylasacagim konu asrin lideri, dunya lideri yada lider olmanin kucuk sirlarini ATATURK'le sizinle paylasacagim.
Ilk sirrimiz; ATATURK tamam arkadasim ben topraklarinizi kurtardim askeri bir dehayim deyip yerine cekilmemis hemen asker elbisesini cikartip sivil elbisesini giymis ve inanirmisiniz ? Sinirlarini hangi sinirin lideri ise o sinirlarin icerisinde ne var ise ama ne var ise tasindan topragina hepsinin ama hepsinin sorumlulugunu omuzlarinda hissetmistir de onun icin Mustafa Kemalbugun dunya lideridir.
Nasil mi ?
ATATURK'u aglarken tarih cok ender tespit etmistir.
25 yillik arastirmaciyim, 7 tespitim oldu. Ilki Canakkale'de topcu atisimiz basladigi sirada doktugu gozyasidir, bir digeri ise hepimizin bildigi bir hikaye ama ben yine de anlatacagim. O gunun Ankara'si kurak, corak bir koy. Cankaya'dan meclise gelirken yol uzerinde sadece ama sadece bir tek igde agaci varmis. ATATURK o igde agacinin onunden
gecislerinde arabasini durdururmus, inermis ve o igde agacina selam verirmis. "Aman
demisler pasam ne yapiyorsunuz boyle ?", "Eee o demis yedigim meyvenin, sigindigim golgenin, soludugum havanin bir neferi. En az diger neferler kadar bunun da selama hakki var". Yani "niye sasiriyorsunuz ?" der gibiymis. Ve bir gun yaninda bulunan arkadasina "Iste bu benim..." derken bide bakiyor agac yok ortada hemen iniyor "Ne yaptiniz bu agaca" diyor. "Pasam" diyorlar "yolu genisletmek icin mecburduk kestik o agaci". "Yahu diyor bitek bana soraydiniz bu agaci kurtaracak bir yolu mutlaka bulurdum" diyor. Daha fazla dayanamiyor, arabasina biniyor, soforunun ve arkadasinin gozu onunde hungur, hungur aglamaya basliyor. Bir tek igde agaci icin mi dersiniz? Hayir. Cok zor sartlarda kurtardigi bu topraklarda yetisen bir canlidir ve lideri oldugu icin de bu topraklarin da o igde agacinin da sorumlulugu Mustafa Kemal'in omuzlarindadir da onun icin.
*
Galiba simdi anlatacagim inanilmaz projeyi de o gun dusunmeye basladi. Hani "Bir daha boyle bir seylekarsilasabilirsem nasil mudahale edebilirim" diye. Cok degil doga katliami, en kolay yaptigimiz katliam.
Yil 1930 ATATURK Yalova koskune dogru cikmakta. Bir de bakar bir bahcivan koca bir cinar agacini kesmek uzeredir. "Yahu" der "sen hayatinda hic boyle bir agac yetisdirdinmiki ? Kesmeye muktedir goruyorsun kendini ve niye ? " der. Bahcivan derki; "Pasam cinar agacinin kokleri koskun temelini kaldirdi, yapraklari da koskun pencerelerine
mudahale ediyor. Ya kosku kaybedecegiz ya agaci kesecegiz. Onun icin de kusura bakmayin
ama biz agaci kesiyoruz". Bir an dusunur; "Hayir gerekirse kosku agactan uzaklastiririz"
der. Derler ki bu gun Mustafa Kemal bir hos. Ne demek kosku tutup ta agactan uzaklastirmak ? Ama inanir misiniz muhendis degil, mimar degil, ziraatci degil ama ne yapar biliyor musunuz ? Istanbul'daki kopru altindaki tramvay raylarini Yalova'ya tasitir. Kosku hic yikmadan oldugu gibi tutarak kendisi de kazma kurek temelini kazar ve
koskun altina tramvay raylarini doseyerek kosku agactan 4 metre 80 santim kenara cekerek hala Cumhuriyetimiz gibi ayakta durmakta olan cinar agacinin kurtulusunu temin eder.
Yil 1930. Dunya cevre lafini ne zaman etmeye basladi? 1980 den sonra. 1980 den once, 1930 yilinda dunyaya somut bir cevre dersi vermektedir Mustafa Kemal aslinda. Ama, biraz aci parantezlerim olacak bu konferansimda. Ilk aci parantezimi ATATURK kimdir belgesiyle acmistim, ikinci aci parantezim burada olacak.
Hadi gelin 5 Mart 1996 ya gidelim yani
gunumuze yakin bir gun. "ATATURK ve Turk kadini" konulu tiyatrolu konferansimi 25 gencle
sunuyorum. 25 gencle birlikte prova yaptik, yorulduk, oturduk, televizyonu actik. ikinci haber olarak 6 dakika muddetle ve 5 kere goruntu zumlanmak uzere onemli bir haber verildi televizyonda. Haberi aynen aktariyorum, diyordi ki "Amerika da eski bir unlu bir muzikhal hic yikilmadan dunyada ilk kez uygulanan bir yontemle raylar uzerinde iki metre
kenara cekilerek yerine yeni bir binanin yapildigi" haberiydi. Dunyada ilk kez lafi da bes kere edildi. genclerden biri kalkti bana ne dedi biliyor musunuz? "Ya ogretmenim biz tarihe pek bir daldik. Bakin el alem neler yapiyor? Teknik, medeniyet biraz da onlara
baksak" diyince arsivimde 1930'da ATATURK'un bu isi yaparken cekilmis resimleri, raylar uzerindeki cekilen resimleri gosterdim kendilerine ve dedim ki "su anda ne soyleyeceksiniz bana ?". Bir genc kalkti ne dedi biliyor musunuz?
Ya ogretmenim suc bizde mi? Biz bu konuyu ilk defa sizden duyuyoruz,sizden goruyoruz bu resimleri". Ama o haberi bugun milyonlarca Turk genci izledi ve oturdular 25 genc, bu haberi veren televizyona bir faks cektiler.
Faksta aynen su yaziyordu "Ikinci haber olarak 6 dakika muddetle ama bes kez su resimleri gostermek suretiyle bu arada da mutlak suretle mesaji iletin dediler "Bu gun 1996, Amerika cekiyor raylar uzerinde iki metre, yerine yeni bir bina yapiyor, 1930
ATATURK cekiyor 4 metre 80 santim, bir agac kurtarmak icin" bu mesaji da
cok iyi verin dediler. Yil 1996 idi. Yil 2005 hicbir televizyonda izlediniz
mi? Izlemediniz.
Ya hocam siz bize bir tek cinar agaci ve igde agaci anlattiniz bunlar ATATURK'un hayatinda tek tek ornekler olabilir.
Hadi gelin Sogutozu'ne gidelim, hani su Ankara yakinlarindaki, o zaman icin 80 tane
sogut agacinin oldugu yere. Sogutozune ATATURK hep dinlenmek icin gelirmis. Bir geldiginde galiba dusundugunu sesli olarak aktarmis; "Ah ! burada bi kulubem olsaydi
keske". "Ya pasam istedigin bir kulube olsun hemen yapariz suraya" demisler. "Buradaki agaclara ne olacak peki". "Pasam burdakiler sogut agaci; gonulsuz agactir. Sokeriz baska bir yere dikeriz, mutlaka tutar" demisler. Bir an durur, "Bir tek sartla kabul ederim" der. "Buarda yetecek kadar sogut agacini kendi ellerimle sokecegim, kendi ellerimle dikecegim, once tuttuklarini gorecegim, sonra kulube yapimina izin verecegim". Yani bugun
betonu yesile tercih eden zihniyete bence en guzel ornek teskil eder bu. Ne yapar biliyor musunuz? Turkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaskani Mustafa Kemal ATATURK makamini Cankaya'dan Sogutozu'ne tasitir hasirlar uzerine. Kabullerini orda yapar, imzalarini orda atar, cadirda kalir ama sogut agacini soker, kendi elleriyle diker, tuttuklarini
gorur, ondan sonra bugun cok kucucuk ama verdigi mesaj olaganustu buyuk olan bu Sogutozu'ndeki kucuk ATATURK kulubesinin yapilmasina izin verir.
25 yillik arastirmaciyim. Benim elimde 130 belge var bizzat cevre hareketine bedenen katildigina dair. Sade bende 130 belge, kim bilir kac belge var. Keske diyorum, keske bu belgeler, bazi gunler bizi okullar da bu kulubeye goturup te burada anlatilsaydi. saniyorum bugun betonu yesile tercih eden hicbir belediye baskani yetismezdi.
Iste bu anlamda sahneye simdi Tahsin COSKAN'u davet edelim. Tahsin COSKAN o zamanin genc bir ziraat muhendisi. "Gel Tahsin seni bir yere goturecegim fikrini almak istiyorum" diyor. Giderler, gosterdigi yere bakar Tahsin Bey. Bataklik, sivrisinek salgini, hayvan leslerinin oldugu berbat bir arazidir.
"Ya pasam hayrola" der. Ataturk, "Buraya butun masrafi cebimden olmak uzere bir orman ciftligi yapmak istiyorum" der. "Ya pasam buranin islahi ya sizin paranizi tuketir ya da zamaninizi, neden bu kadar mumbit topraklar varken gelip de burayi tercih ettiniz ?" der.
ATATURK'un cevabi ATATURK'cedir. Derki "Ben en zor olani yapayimda siz arkamdan kolaylari nasil olsa yaparsiniz." Ne bilsin ki en kolaylari bile cabuk yikabildigimizi ama, bu aradaTahsin COSKAN "Pasam burda hicbir sey yetismez, pek ugrasmayin" der.Ama dinleyen kim. Derki "Tahsin buraya ziraatcileri getir ve incele bana resmi bir yazi getir burasiyla ilgili". Biraz sonra Tahsin COSKAN cok mutlu, kendi dedigi cikti, uzerinde "Burada hicbir sey yetismez"yazili, altinda da ziraatcilerin imzasinin oldugu bir belgeyi Mustafa Kemal'in onune koyar. ATATURK biraz mutebbessim okur bu yaziyi. Kaleme alir, bu kagidin yanina aynen sunlari yazar "BURASI VATAN TOPRAGIDIR,
KADERINE TERK EDEMEYIZ". Etmez de. Ayni Sakarya savunmasi gibi akasya savunmasini ele alir, cam ve koknari oraya 30 Agustos olarak tamamlar ve hic unutmayacagimiz bir gun, lutfen hic unutmayin, tarihte atladik bu gunu, 25 Mayis 1933. Ne yapar biliyor musunuz? Hani 5 Haziranlarda kutladigimiz bir gun var, cevre gunu degil mi? Cevre gunu ne zaman kutlanmaya basladi? 1980 den sonra. Peki 25 Mayis 1933, ATATURK ne yapti? Ilk Cevre gunu kutlamasini yapti. Hem de bugun okullara soruyorum diyosunuz ki ne yaptiniz diye "ya agac diktik diyorsunuz ya cop topladik" oyle falan degil. Butun Ankara halkini
bedava trenlerle buraya getirtiyor, agaclar boy vermisler, altinda dinlenmektedirler,
havuz yapilmistir, cocuklar yuzmektedirler. Hatta
butun masrafi cebinden odemistir ama kari da almamistir, buraya bir fabrika
yaptirmistir, sut urunleri uretilmektedir, herkes yemektedir. Herkes cok mutlu ama en mutlusu
Mustafa Kemal ATATURK.
Nebizade diye bir arkadasi var, Nebizade'nin kafa cok karisIk. "Yahu pasam senden baska bir tek kisi burada bir agac yetisecegine inanmadi. Peki sen nasil anladin burda orman olacagini?" der. "Gel Nebizade gel, simdi anlatayim sana. Hani Tahsin COSKAN'in burda birsey yetismez dedigi gunun aksami tebdili kiyafetle Cankaya'dan kactim, burdaki
koylulere geldim. Koyluler beni tanimadilar. Koylulere, agalar dedim burda agac yetisip yetismeyecegini bana en kolay yoldan nasil ispat edersiniz dedim. "Al dediler", bana bir testi su verdiler, bir de kazma kurek. "Kaz orayi iki gun sonra gel biz sana ne olacagini soyleriz" dediler. Ah o iki gun Cankaya'da nasil gecti bir Allah bilir bir de ben. Iki gun sonra gittim testiyi cikardim, testinin icinde su bitmisti, koylulere uzattim. Dediler ki bana "aga testide su kalmamis, toprak su emiyor, bakma bunun
ustunun kurak olduguna, biraz ugras burda ne ekersen bicersin". Ve hani Tahsin COSKAN'in o raporu bana getirdigi gun ben coktan projeye baslamis epey de ilerlemistim" diyecektir.
Dunya lideri olmak oyle kolay degil biliyor musunuz.
Hani ATATURK'e kimdi en cok karsi cikan, evet Tahsin COSKAN'di. Onu da
ATATURK buraya mudur tayin eder. Evet lider olmak hakikaten kolay is degil. Bu arada biz bu 130 belgeye hic calismamisiz. Calismadigimizin en aci ornegini Turkiye yasadi zaten. Neydi o ornek "17 Agustos depremi". Evet deprem bir kaderdir ama kader olmanin otesinde dolgu alan coktu, dolgu binalar coktu. Oysa 1930'dan beri bize lutfen tabiatla oynamayin, tek bir agacla bile oynamayin" diye bize ornek olan bir liderimiz varken yasadik bu aciyi.
*
Bizler iyi degerlendirmemisiz onun cevre hareketini ama bakin dunya ne guzel degerlendirmis hareketini. Ben size bu bilgileri vermek icin 1919 da basladim ve bugune kadar cikan butun gazete ve dergileri tariyorum. Taramam sirasinda 28 Temmuz 1933 gunun Cumhuriyet gazetesinde bir haber okudum. Inanilmaz bir haberdi. Hani bir cicek aliyoruz, kirmizi renkte, hediye goturuyoruz ve adina da "ATATURK Cicegi" diyoruz. O ATATURK ciceginin adini biz koyduk zannediyorduk ama bakin gazeteyi aynen okuyorum. Gazete haberi su "Chicago ozel, gecenlerde Wanderbit Universitesi profesorlerinden doktor Kirk
Landin laboratuarlarinda muhtelif ameliyeler neticesinde kirmizi renkte
yeni bir cicek elde edilmistir Profesor bu yeni cicege isim ararken yaninda duran ama Tarsus Kolejinde ATATURK'le tanismis, ondaki tabiat bilgi ve ilgisine hayran olan bir diger profesor bu cicege ATATURK isminin verilmesini onermistir. Ve bu oneri dunya nebatat dairesine iletilmis ve ATATURK'un yaptigi calismalarin anlatildigi toplantida oy
birligiyle kabul edilmistir". Yani dunyadaki her ulkede bu cicek Gazi ATATURK adiyla
uretiliyor ve satiliyor.
Peki baska bir lider var mi diye arastirdim bir cicege adini veren, baska hicbir lider yok. Cunku tabiatiyla bu kadar butunlesebilen bir lideri dunya tarihi yazmamistir. Diyorki Mustafa Kemal "cevre hareketi disinda eger lider olacaksaniz eger lider olmaya kalkistiysaniz ki icinizde ogrenci arkadaslar var mutlaka sinif baskanlari vardir eger sinif baskani olacaksan bu bi liderliktir,
sinirin nedir? siniftir sinifin icerisindeki tek bir tebesir tanesi tek bir sira tek arkadasinin problemiyle ilgilenemeyeceksen o liderligi kabul etmeyeceksin demektedir Mustafa Kemal.
Peki ikinci sirrimiz ne? Ikinci Sirrimiz; dunya tarihi sadece bir sifati Mustafa Kemal'e vermistir. Baska dunyada hicbir liderin alamadigi bir sifattir bu hangi sifat mi? Ne dersiniz? Evet Basogretmen diyen var aranizda, hosgorulu evet biliyorum hepsi
gonlunuzden gecen sifatlari ATATURK'un ama soruyorum sizlere bir insan dogumundan
olumune kadar ya bir askerdir, ya bir devlet adamidir ya cevrecidir ya tiyatrocudur ya
sanatcidir ya arkeologdur bir seydir. Ama bunlarin hepsi birden olabilen dunyadaki tek lider Mustafa Kemal ATATURK oldugu icin dunyada "kultur antropologu" sifati verilebilen tek lider Mustafa Kemal'dir.
"Kultur Antropologu" nedir ne degildir uzun uzun basinizi agritmayacagim.
Hadi gelin 5 Mayis 1935, Ahlatlibel'e gidelim. Ahlatlibel Ankara yakinlarindaki kazilarin basladigi yer biliyorsunuz. Butun arkeoloji kazilarinin yapilma emrini veren Mustafa Kemal, muzelerin acilma emrini veren de Mustafa Kemal. Ama bugunkulerde oldugu gibi acin, kazin, imza; oyle degil. Nasil yetismis inanin, 25 yillik arastirmaciyim
hic anlamadim. Bakiyorsunuz Efes kazilari basliyor iki kere gidiyor, Konya'da
Asar kazilari basliyor basinda, birde bakiyorsunuz Ahlatlibel kazilari baslamis basinda, toprak aliyor, olcuyor, biciyor. "Ya ne yapiyor Mustafa Kemal" diyorlar. Cankaya'ya gidiyor, Cankaya'da uc gun uc gece hic uyumadan; uyumamak icin alnina islak bezler koydurmus, birilerini cagiriyor,telefonlar ediyor bir heyecan bir telas. Uc gun sonra "gelin diyor Ahlatlibel'e gidiyoruz". Hemen geliyor diyorki "arkeologlar toplanin". Biliyorsunuz baslarinda en buyuk arkeologumuz Zubeyir KOSAR var. Bu Zubeyir KOSAR'in bir e bir anisidir. Toplaniyor ve diyorki Mustafa Kemal heyecanla; "kazdiginiz yer yanlis, surayi kazmaniz gerekir". Yabanci arkeologlar "el insaf pasam, anladik iyi askersin iyi devlet adamisin ama yani bu iste bizim isimiz niye karisiyorsun" der gibi
aralarinda birkac sey oluyor ama emir buyuk yerden. Basliyorlar Mustafa Kemal'in gosterdigi yeri kazmaya. Sonuc mu? Butun bulgular oradan cikacaktir. Inat ugruna, kendi
ceplerinden oder ve kendi dedikleri yeri kazarlar hicbir bulguya rastlamayacaklardir .
Bunun uc gun sonrasi, ATATURK Galip ARCAN'in yazdigi "Sirat Koprusu" adli piyese davetlidir. Davetiyede boyle yazar piyesin basinda mutludur biraz sonra sinirlenmeye baslar bir muddet sonra bitince "bana Galip ARCAN'i cagirin!" der. Galip ARCAN gelince "bu piyesi siz mi yazdiniz "der. "Evet pasam ben yazdim". "Hayir, bu bir Bolunun Flor Doranj adli Boldvilin'in aynen cevirisi neden bunu belirtmediniz hakkinizda sorusturma actiriyorum" diyecektir. Buna benzer pek cok aniyi da okuyunca ne dedim
biliyormusunuz. Samimi konusacagim inanin sizlerle. Dedim ki "a be Atam Boldvilin'e varincaya kadar ne zaman okursun? ne zaman kafanda tutarsin".
Ve o sirada ne yaptim biliyor musunuz? Yirmi yillik arastirmaciydim, ATATURK'le iddiaya girmek gibi, dedim "senin basinda durmadigin ilerletmeye calismadigin bir alan bulmak benim boynumun borcu olsun". O sirada da "Sanat ve ATATURK" adli arastirmami yapiyorum
baktim resimde Turk tarihinde ilk resim sergisini o aciyor, heykelde dinin etkisini kaldiriyor ama karsima yedinci sanat dali geldi. Ne? Sinema. dedim herhalde burda iddiayi kazandim". Hey hat, bas yonetmen Cezmi AR, basrolde Mustafa Kemal, film
cekiyorlar. Ve Cezmi Ar Mustafa Kemal'e tabi Cumhurbaskani ya diyemiyor soyle dur boyle dur diye diger oyunculara siddetle bagiriyor. Ataturk "Gel Cezmi gel, burda baskomutan sensin. ben bu isi bilmem. Onemli olan isin iyi cikmasi. Bana da ayni siddet ve hiddetle bagiracaksin" der. Cezmi AR hayatinin son gunlerinde "ben bir daha asla oyle bir oyuncuyla calismadim" diyecektir.
Yil 1937, Munir Hayri EGELIYLE odalarina cekilirler. Cankaya' da ne mi yaparlar? ATATURK bir film senaryosu yazmistir, adini da koymustur; "Ben bir Inkilap Cocuguyum" dur adi. Kendi yazdigi film senaryosunu Munir Hayri EGELI cekecektir, ATATURK oynayacaktir. Ama yil 1937 dir, omru vefa etmemistir. Derim ki haydi filmciler bulun bu senaryoyu filme
cekin pokemondan cok daha faydali olacagina ben kesin gozuyle bakiyorum.
Bu arada ATATURK'un her seyi iyide ben iddiadan vazgectim, tamam dedim. Kesinlikle iddia falan yok artik, iddiayi Mustafa Kemal kazandi ama merak ediyorum nasil yapti diye.
Asil sir nerde? O sirada en buyuk lider elestirmeninin sozu geldi elime.
Liderleri cok sIki elestiren bir elestirmen diyorki ATATURK icin "Liderler icerisinde elestiri acizligi yasadigim tek lider Mustafa Kemal'dir. Cunku butun Ronesans, butun reform, butun aydinlanma cagi etkinlikleri bir adamin kafasinda toplanmis, bir caga siran etkinlikler on yilda basarilmis, bu buyuk bir mucizedir en buyuk radikal Mustafa
Kemal'dir" bunu biz demiyoruz dunyanin en buyuk lider elestirmeni diyor.
*
Peki, tamam laf iyi de diyorsunuz ki laflar karin doyurmuyor, Esas sir nerde cok merak ediyorum. On yilda bir bakiyorsunuz kara tahtanin basinda harf ogretiyor, bir bakiyorsunuz sapka giyiyor, bir bakiyorsunuz tiyatro eseri oynatiyor, yok efendim arkeolojik kazilara gidiyor, tren raylarinin genlesme hesabini yapiyor, Ankara'daki caddelerin ne kadar mesafede olacagi konusunda sehirlesme planlari yapiyor, E on yilda bunlarin hepsi peki nasil? Ben esas sirri nerde buldum biliyor musunuz? Onun bir sozunde. Ama bu bence, ve dedimki bu sozu okuyunca keske su karga kovalamasini kafalarimiza yerlestireceklerine su sozunu yerlestirselerdi herhalde Turkiye cok farkli biyerde olurdu su anda.
ATATURK diyor ki "Cocuklugumda elime gecen iki kurustan birini eger mkitaplara vermeseydim bu gun yapabildigim islerin hicbirini yapamazdim". Esas sir bence burada. Cocuklugunda eline gecen iki kurustan birini kitaplara verdigi icin 35 yasinda general, 40 yasinda baskomutan, 42 yasinda cumhurbaskani, 46 yasinda dunyada pek cok reformist var ama hic biri dile dokunabilmeyi cesaret edememistir; dile dokunabilen tek
reformist Mustafa Kemal'dir. Iste bunu yapabilen ve 53 yasinda nutku yazan genc olarak tarihimize gececektir
Mustafa Kemal.
Okumayla, ama nasil okuma biliyor musunuz? Bildigimiz gibi bir okuma degil. Sizi 1914 Anafartalar' a goturuyorum. Anafartalar' da savasin bir dinlenme yerinde cadiriniza gelirsiniz postallari cikarir rahatca dinlenmek istersiniz. Oyle bir sey yok. Macar Turkologu Nemetin, Fransiz Turkologu Devinin Turkoloji albumleri duruyormus. Aciyor
onlari okuyor Mustafa Kemal. Diyorlarki "niye bunlari okuma geregi duyuyorsun" verdigi cevaba bakin. onlara diyor ki "Savastan sonra bu dilin degisme ihtiyaci var onu tespite
calisiyorum" .
Yil 1914, gelelim 1916'ya. Bitlis cephesi komutani Mustafa Kemal Bitlis cephesinde cokmekte olan bir cepheyi kurtariyor ve cadirina geliyor, yaveri Izzettin CALISLAR'i cagiriyor ve eline bir not veriyor. Notta ne yaziyor biliyor musunuz? "Savastan sonra ilk isimiz Turk kadinina serbestisini vermek, onu erkeginin yaninda esit haklara sahip kilmak". Yil 1916, Turk kadinin degil adi, degil kimligi, hicbir seysi yok. Sokaga cikma hakki olmayan bir Turk kadini.
Peki sizce tam savasin en hararetli zamaninda neden Turk kadini geldi Mustafa Kemal'in aklina. Ha, Kurtulus Savasinda gordugumuz kadin manzarasi, degil ATATURK'u, dunyayi sasirtan bir manzaradir. Ulkelerin savaslari olmustur ama top yekun savas ornegi ilk defa Kurtulus Savasinda gorulmektedir. Ataturk bu savasta Ayse Hatunu tanimistir Ayse Hatunu hepimiz taniyoruz. Bilmeyen var mi icinizde? Onun yapabildigini acaba hangi ulkenin kadini yapabilir? yada zamanimizda hangi kadin yapabilir? Benim bir kizim bir oglum var inanin bu kadar arastirmaciyim dusunuyorum. Biliyorsunuz sekiz aylik kizi kucaginda omuzunda mermi ve cepheye cephane goturuyor. Sekiz aylik kiz dinler mi dusmani, aglamaya basliyor. Ve bu sirada olmesi falan problem degil Hatunun, ama dusman eger onlari fark ederse cok kisitli olan cephane cepheye gidemeyecek, butun dusuncesi o Ayse Hatun'un. Ve bu arada cocugunu gogsune yaslar, dusman biraz gec gider, indirdigi zaman kendi elleriyle cocugunu sehit ettigini gorecektir Ayse Hatun yada diger adiyla Tayyibe Hatun. Peki ne yapar? cocugunu koyar uzerini bayrakla orter ve aynen sunlari soylemistir. Kafile baskani komutanimiz aktariyor bunu. "Sen yuzlerce binlerce yil sonra dogacak Turk cocuklari icin sehit oldun" (yani surada oturan bizler icin sehit olan) "bu benim icinde senin icinde bir sereftir. Yeterki vatan sagolsun" diyor, omuzuna aliyor cephanesini ve yola koyuluyor. Hanimefendiler icinizde anne olanlar var. Lutfen bir an icin dusunun,
cocugunuzu goz onune getirin. El bebek gul bebek buyutuyoruz, gozunun icine bakiyoruz, tercih yapin sizden sonraki kusak mi? cocugunuz mu? Iste bu Ayse yada diger adiyla Tayyibe Hatunu tanidi Mustafa Kemal.
Kurtulus Savasinda Kutahya sirtlari, eksi 30, eksi 40. Ve 75-80 yaslarinda bir nine. Gerisini gelin kafile komutani Mustafa Necati'den dinleyelim. Mustafa Necati neyi gorur? Butun yorgan battaniye ne varsa cephanenin ustune ortmus kendisi pazen elbiseyle. Aynen
sunlari soyler "nine kar sepeliyor hava cok soguk bari su yorgani alsan sirtina"
dediginde aldigi cevap "dokunma ona, o millet malidir, nem kapmasin. Ben bir olurum ama onunla binler dogacak binler. hayir oglum hayir hic usumuyorum, sogugu hic duymuyorumki. Dusman bu topraklara girdi gireli benim
icim yaniyor icim a ogul" diyen bir nineyi tanidi Mustafa Kemal.
Albay Hulusi ATAG'in kafilesinde olan genc bir kadinimiz hastadir ve cephane tasirken yere dusmustur, olmek uzeredir. Hulusi ATAK sorar "bacim bana adini soyle seni tarihe yazdiracagim" dediginde aldigi cevap "adimi ne yapacaksin a ogul yaz benim adim Anadolu" cevabindaki adimin ne onemi var onemli olan ulkemin adi ve gururu dusunusu keske, keske uygarlik savasimizda ayni siddetiyle surebilseydi bugun. Uzerinde ATATURK yazili kapsulu inanin, inanin hic mubalaga etmiyorum ilk uzaya firlatan ulke mutlaka ama mutlaka biz olurduk.
Evet bu savasta ATATURK dunyaya tek gecen Zekiye Hanimi tanidi. Zekiye Hanim ne yapti biliyor musunuz? Dunyaya ilk ve tek gecen kadinimizdir. 10 Aralik 1919 ogretmen okulu bahcesine 3000 kadini toplamis, dedim herhalde sifirlari fazla okuyorum. Hayir 3000 kadin, yapimcisi, dinleyicisi, konusmacisi. Kadin olan dunyada ilk mitingdir bu, onun icin dunyaya ilk gecmistir. Peki Zekiye Hanim nasil toplamistir, cep telefonu yok faks yok, hicbir arac yok. Hadi bunlar oldu farz edelim. Kadinin sokaga cikma hakki yokken 3000 kadin nasil organize oldu dersiniz? Evet bunu inceledigimde inanilmaz bir hem hayranlik hem de uzuntu duydum neden biliyor musunuz?
Cep telefonunuz var, faksimiz var. Pek cok kulubun, pek cok dernegin davetlisi olarak gidiyorum. Hanimlar 50 kisi geldimi aman diyorlar bu gun cok kalabaligiz. 3000 kadindan bahsediyorum ama projesinin adini da soylemek istiyorum Zekiye Hanimin "MUTFAK PROJESI", inanilmaz bir proje.
Daha sonra bir yerde tekrar gececek bu proje.
ATATURK Zekiye Hanimi, Nakiye Hanimi tanidi bu savasta.
ATATURK Melek RESIT'i tanidi, Ataturtk Sukufe Nihal'i tanidi ve ATATURK ekmek pisirerek
askere goturen ama bu dusmanlar tarafindan tespit edilip askerimizin yerini ogrenmek icin cok iskence goren ama soylemedigi icin ekmek pisirdigi firina atilarak yakilan Nazife Kadini tanidi bu savasta. Bu savasta ATATURK Tacculcalala hanimi tanidi ATATURK ustegmenlerimizi, binbasi hanimlarimizi tanidi, bu savasta Tuggeneral rutbesi verilmesi ongorulen 8 yasindaki, evet yanlis duymadiniz 8 yasindaki Nezahat kizimizi tanidi. Iste Nezahat kizimizin yaninda sehit olan bir erimizin cebinden cikan bir mektubunda annesine soyle yazmis "anne Nezahatle babasinin arasindaki konusmayi duyaydin benim burada niye oldugumu anlardin" demis ve bu arada soyle yazmis" biz Mehmetcik Nezahat'e Turklerin Jan Darki diyoruz" demis. Bu bana aci geldi. Ben Jan Darki ortaokuldan beri taniyordum ama Nezahat'i ancak bu arastirmam da tanidim. Bunun acisini da o mektupla birlikte yasamis oldum. Bu kadinlarimizi ben ATATURK ve Turk Kadini konulu konferansimda anlattigim icin burada sadece adlarini anmadan gecemeyecegimi gordum. Bu arada ATATURK okumus ta yazmaya da vakit bulabilmis. Evet bizler icin bir geometri kitabi yazmis. Ucgen, aci, dikdortgen gibi ve 48 tane geometri teriminin isim babasi bu yazdigi kitapla bizzat Mustafa Kemal'dir.
ulu önder atatürk; 1934 nobel barış ödülü ve atatürk başlığından anlaşılacağı üzere vatanseverdir, aynı zamanda atatürk ve ortadoğu belgeleri başlığındaki orjinal belge yazılarından anlaşılacağı üzere kutsallarına sahip çıkan bir önderdir. gençliğe hitabe de kullandığı ezoterik ifadelerle vatanını emanet ettiği gençlere ışık tutmuş bir liderdir.**
her zaman üstüne basa basa belirlediği hedeflerini aklımdan hiç çıkarmadığım büyük insan, fikir adamı, siyaset adamı, asker, yol gösterici deha.
kendisinin bir fikir adamı olmadığını düşünenlere yıllar önce mısır'da ellerinde atatürk resimleri ile yürüyüş yapan bağımsızlık yanlısı üniversite öğrencilerini hatırlatmak ister, özellikle orta doğu'nun fikir dünyasını ne şekilde etkilediğini araştırarak konuşmalarını salık veririm.
atamız birgün kokteyl verir..krallar diplomatlar vs ordadırlar..her zaman olduğu gibi atamızın sofrası donatılır...her sey tam tıkırdır...atamız bir tas yogurt ister..yogurtta gelir..sakar misafirlerden bir tanesi dengesini kaybeder ve dengesizlik anında masanın üzerine düşerken eli yogurt bulunan tasın içine girer...yaverler hemen atamızın gözünün içine bakar..sinirleneceğini düşünürler...atamıza; 'paşam yogurdu değiştirelim' derler..lakin atamız: 'gerek yok' der...yogurt yiyecektik olmadı bizde cacık yiyelim bari der...
tuzla piyade okulu'nda , atatürk'ün bilinmeyenleri üzerine araştırmalar yapan bir hoca tarafından anlatılmıştır..
bir takım tarihini bilmeyen, öğrenmek istemeyen ya da öğrenmek için şeriatçı ayak takımının ucuz mecmualarına başvuran çoluk çocuk için türkiye cumhuriyeti'nin ve insanlarının gelişememesinin tek ve en büyük nedenidir kendisi.
bu ülkeye cumhuriyet rejimini getirip tek partili sistemde bırakan kişi değildir. çok partili sisteme geçmek için kendi kurduğu partiye muhalefet yapacak insanları parti kurmaları için teşvik eden insandır. ismet inönü'yü padişah yapmamış, iktidar hırsını gördükten sonra celal bayar'ın başbakan olması için tarafgir olmuştur.
adama demezler mi "ulan davar madem demokrasiden yanasın, bunun ilk adımı da halkın egemenliğine dayalı cumhuriyet rejimidir. o zaman neden ülkeye cumhuriyet rejimini getiren adamı yerden yere vururken padişahlığı-saltanatı kaldırmasını eleştirmeye kalkarsın?"
derler, derler de anlatamazlar. günümüz cahil-muhafazakar kesiminde yeni modadır bu. demokrasiyi savunmak ama kendine yararı olduğu kadarı ile...
demokrasinin ya da insan haklarının "abc"sini bilmeden, daha düne kadar "demokrasi şeytan icadıdır" diyen lavukları ağızlarından salyalar saçarak meydanlarda alkışlarken, bugün nalıncı keseri gibi kendilerine yontarak "demokrasinin yılmaz savunucuları" oluvermiştir bu zerzavat. sebep? uğraşıp atatürk'ün bir açığını bulmak. tarihi bulunduğu zamana göre değerlendirme kabiliyetinden uzak olan bu ayak takımı daha 1920'lerde bugünün demokratik kurumlarının uygulamada olmamasını, yüzyıllardır monarşi ile yönetilmiş bir ülkenin 5-6 yıl içinde tam anlamıyla demokratik kurum ve kuralların uygulandığı bir devlet yapısına kavuşamamasını atatürk ve türkiye cumhuriyeti devrimcilerine mal ederken, fatih sultan mehmet'in kardeş katlini vacip kılmasını "ama o zamanlar koşullar bıdı bıdı..." diye abuk subuk hallerde savunmaya kalkarlar.
ah be atam, bunların yurtdışından destek alan işbirlikçi dedelerini pek güzel temizlettin ama tohumları kaldı bugüne, hala bıdır bıdır konuşabiliyor kurduğun demokratik cumhuriyette.
onları temizlemek de bizim boynumuzun borcudur rahat uyu atam!
geçmişini inkÂr eden acınası kimselerin putlaştırıldığını öne sürdükleri yegâne türk'tür kendisi.
sevmek, sÂhiplenmek ve yolunda gitmek, bu uğurda ülke bağımsızlığını a.b.d.'ye, a.b.'ye, i.m.f.'ye bırakanlara tepki göstermek, meydanları doldurmak onlara göre birer darbe şakşakcılığı ve atatürk adı arkasına sığınarak bâzı değerleri sÂhiplenmekmiş.