şimdik şöyle oluyor. o yazılanlar türkiye'nin milli mal varlığıdır. gazi mustafa kemal atatürk ise türkiye'nin bir vatandaşı olarak diğer tüm vatandaşlar gibi bu mal varlıklarına ortak olarak sahiptir. böyle başlıkların açılmasının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte çeşitli varsayımlar ortaya atılmıştır. bunlar;
-kargaşa ortamı yaratma
-genlerde bozukluk
-i*nelik
-(örnekler çoğaltılabilir.)
acınacak derecede ezilmiş, çaresiz, zavallı...
hani nasıl desem, böyle adeta ayazda kalmış maymun götü gibi amaçsız ve boş insanların kendine dert edindiği mal varlığı.
"tanrı bütün kullara, rızkını dağıtırken,
kimi sırtüstü yatar, kimi boşta gezerken,
kul ahmet erken kalkar, haydi ya nasip derdi
kimseler anlamazdı, ya nasip ne demekti?
o mahallede, herkes gömlek giyerdi
bizim kul ahmet, bir gün bir ceket diktirdi
diktirir ya...
mahalleye dert oldu, kul ahmet'in ceketi"
naçiz tercüme: sen götünün üzerine oturmakta dahi zorlanarak birşeyler karalarken, mal varlığından dem vurduğun, karalamaya çalıştığın insan cephelerde ömür tüketip, halkın "ortak" sorunlarına "kendi doğruları" ekseninde çözümler geliştirme çabasındaydı. gene aynı eleştiri sahiplerinin, bu vesile ile içlerinde yer eden haset ve çekememezliğin boyutları ortadadır.
"mahalleli, kahvede, muhabbet peşindeyken
leylekler, laklak edip peynir gemisi yüklerken
kul ahmet, erken yatar, sabaha ya kısmet derdi
kimseler anlamazdı, ya kısmet ne demekti?
herkes gömlek giyedursun, bizim kul ahmet
ceketini bir de astarla kaplatıverdi
kaplatır ya...
konu-komşuya dert oldu kul ahmet'in ceketi"
naçiz tercüme: sizler zırvalarınıza boğmuş ve boğulmuş iken, doğru bildiği yolda ilerlemiş ve üstüne koydukça koymuştur. saldırmak, dedikodusunu yapmak için size de bir fırsat daha doğmuştur kul ahmet'in...
"bir gün, bir yoksul öldü, üzüldü mahalleli
ama bir kefen parası, bulamadı mahalleli
kul ahmet dedi; yalan dünya, çıkardı ceketini
örttü garibin üstüne, kaldırdı cenazeyi
sonunda herkes anladı; ya nasip, ya kısmeti
bizim kul ahmet, birdenbire oluverdi ahmet bey
ceket ise ahmet bey'in ceketi...
ibret-i alem oldu ahmet bey'in ceketi
meğerse tüm keramet, ceketteymiş be ahmet!"
naçiz tercüme: ceketin, işlevselliği ve kullanılış amacı karşısında mahalleli kelimenin tam anlamı ile "göt" olup kalmıştır. "ülkenin durumu içler acısı...", "vah vah vah" ve hatta "tüh tüh tüh" feryadlarındaki insanların ülkenin bu durumdan kurtulması adına tek bir somut adım atamayışı ve hatta kendi nitelemelerini dahi kaldıramamaları durumu karşısında bu ceketin kerametini gözler önüne seren durumdur.
"teşbihte hata olmaz." diyerek bu kısmı geçecek olursak eğer ki; ilgili mal varlığının genel yapısı ve akibeti ortadadır. mülkiyetlerin hemen hepsi "üretim" temelindedir. bağdır, bahçedir... kaldı ki atatürk'ün vefatı ile beraber türkiye cumhuriyeti devleti'ne kalmıştır tüm bu mal ve mülkler bütünü. atatürk'ün ne hak iddia edebilecek bir çocuğu vardır ardında, ne anası, ne de babası...
hiçbir şeydir. hatta eğer atatürk ölmek üzereyken bir karşı devrim olsaydı cenazesini bile belediye kaldırırdı. o derece hiçbir şeyi yoktu. keza kendisine hediye edilen çiftlikleri de kullanmamış, hayattayken bağışlamıştır.
yalan olan mal beyanıdır. kim açıklamışsa belge göstersin. sen de mustafa kemal atatürkün malı olsaydın ''mal'' varlığı 10'a katlanırmış. ayrıca sen babası mısın? nerden biliyorsun hiçbir yerde yok bu bilgi hayırdır istihbarattan mısın?.
yine sir isaac. yazık. Ata'nın tek kuruş mal varlığının olmadığını kabullenmek istemediği için yazık. Tek amacının Türk Milleti'ni kurtarmak olduğunu anlayamadığı için de yazık.
kurduğu vatan verdiğidir atatürk ün mal varlığı. şimdiki gibi üzerine yatılmamıştır. atatürk tüm mal varlığını değil kendi benliğini de vatana emanet etmiştir.
bütün ülke olarak görülmesi büyük bir yanlıştır. adam hayattayken kendisi de beni putlaştırmayın, ben avrupa'da ve dünya'da yükselen o cani diktatörler gibi değilim demişken bütün ülkeyi onun malı gibi göstermek ve insanların gözündeki değerini düşürmek ahmakça bir hareket. kaldı ki 1930'lu yılların büyük kısmında köşesine çekilmiş bir liderden bahsediyoruz.
emin olun ki atatürk bu tarihlerde yaşasaydı asker olarak kalırdı, siyasetçi olsaydı da yerini bilirdi. fakat şu anda başımızdaki başbakan, atatürk'ün yaşadığı dönem ve konumda olsaydı kendini padişah ilan ederdi.
arada böyle bariz bir fark varken devamlı geçmişine ve halkının kurtarıcısına laf atmak hoş olmuyor.