neyzen'in değişiyle, atatürk olmasaydı; "sen gene anneni bilirdin ama, baban kim bilemezdin" sözünü, yani şerefinin kurtarılmasının önemini anlamamış olan yazarın deyimidir...
kurtarılmayı haketmemiş, kul olmaya alışmış olan insancığı, yazarı allah bildiği gibi yapsın, yaşatsın.
dünyanın birçok yerinde, birçok milletin mensubu tarafından duyulabilecek bir yargı. işin anlaşılmaz tarafı şudur ki hayatımda sevmediğim birçok insan oldu ve bundan sonra da olacak. ama bu noktada "ahmet'i sevmiyorum", "ayşe'yi sevmiyorum" demek yerine bunun muhattabı olan kişiye "seni sevmiyorum" demeyi tercih ederim ve bu şekilde de kendime olan saygımı koruyarak yaşarım hayatımı.
hayır sanırsın atatürk'le evlendirecekler de duruma itirazı var.
mustafa kemal'i seviyor musun sorusuna verilen olumsuz yanıttır. ancak soranda, cevap veren de hata yapmaktadır. soran belki biraz anlaşılabilir. ancak bu soruya cevap veren angazın tekidir. bu soruyu sorana bu cevabı vermek yerine, sen kim oluyorsun lan göt herif, demek hakkına sahipsiniz, ey halkım. bu size anayasal hak olarak verilmiştir. kimse düşüncelerini açıklamaya zorlanamaz. babanız yada polis müdürü, isterse başbakan olsun, bi siktir git deme hakkınız bulunmaktadır, lütfen kullanınız. hoş tabi bu soruyu soran arkadaşımız da muhtemelen bir otoriteye götünü yaslamış bulunuyor ki bu cesareti kendinde buluyor, o yüzden bir demokrasi bekleyemeyiz ülkemizde.
(bkz: demokrasi yanılgısı)
bunun en büyük örneğini şu şekilde görebiliriz; şu an anketler yapılsın türkiye'de, pkk bir terörist örgüt müdür diye. anket sonuçlarını tahmin etmek çokta zor değildir. yüzde doksan ve üstü şekilde evet terörist örgüttür diyecektir, peki adama sorarlar, ulan madem bu kadarı terörist diye niteliyor, bu sokaktaki saldırları yapan amerikan vatandaşı mı ? hayır. sonuç ortada o zaman, sen adama bu soruyu sorarsan, adam deli değildir, ben dahil çoğu akıllı insan evet terörist örgüttür der. otorite konuşur.
saçma sapan,nasıl yazar olduğu belli olmayan ve muhlemelen yobaz bir fetoşçunun söylemidir.Zira Atatürk'ün de yaşasaydı sevmeyeceği tipte bir yaşam formunun üzerinde oturduğu kaynağının kaşınmasından dolayı internet ortamında bu lafları yayınlamasıdır.
Mahalledeki komşuların evi elegeçirme, evin kadınına tecavüz etme gibi düşünceleri vardır. Baba komşularından korktuğu için (bkz: yusuf yusuf) evdeki varı yoğu satıp savar hatta bunlar arasında anne bile vardır. (bkz: pezevenk)Yakın bir akraba gelir ve ilk önce babayı evden postalar, sonra evin namusuna ve mallarına göz koyan komşuları birer birer haklar. Evin reisi konumunda tüm herşeye sahip olmayı reddeden yakın akraba, kendi kaderlerini kendilerinin çizmesi için kadını ve çocuklarını özgürleştirir. Bunu dehşetle izleyen çocuklardan bazıları travmatik süreci atlatamayıp, yer yer babalarını, yer yer tenhada sıkıştırıp ona çok kötü şeyler yapan komşularını arzular. artık durum patolojik bir seviye almıştır... işte tam bu psikopatik arazlar esnasında zikredilen yegane slogandır bu. Tabiki ona istediğini vermek vazife olduğu için, komşular eve tekrar davet edilip onu ve ailesini memnun etmesi sağlanabilir.. Bu gayet doğal bir süreçtir. Kazanılmış hak diye de ben buna derim.
-atatürk ü sevmiyorum ben.
+bi sus oğlum bunlar prim yapmıyo artık.
-ama ben cidden sevmiyorum.
+boşver hüdai ben de seni sevmiyorum ama bak saygı duyuyorum.
-ama abi..
+sen artık öl bence hüdai zamanı geldi.
sevmek zorunda değilsin ama saygı duymalısın. saygı duymak zorunda mısın? evet zorundasın çünkü şuan kıçını sıcak evinde rahat koltuğuna yerleştirip bilgisayar başında makara yapabiliyorsan bunu atatürk'e borçlusun.