bazılarına göre "harf inkılabı"ymış! ilgili şahıslar önce arap alfabesindeki seslerin hangilerinin türkçe'de karşılığı var, keza türkçe'deki seslerin hangilerinin arap alfabesinde karşılığı var öğrenseler de sonra ahkam kesseler daha mantıklı olur.
Yoktur iftiradır efenim! Alfabe değiştiren ülke vardır kesinlikle türkler tarihleri boyunca alfabe değiştirmiştir. Cince veyahut japoncada değişikler olmadığı herkes nereden biliyor anlaşılmıs değildir!
Arap götü yalayacılarını Arabistan topraklarına sürmemesi. Oradayken ne sözlük ne de karı kız görebilecek bu beyinsizler keşke türkiye'de yaşasaydık diye ağlayacaklardı muhtemelen. Şimdi buldunuz serbest ortamı, işe yaramaz götünüzdeki boklu donunuzla atın tutun bakalım.
dil inkılabı ve hilafetin kaldırılmasıdır
bunu şeriatci kafa yapısıyla söylemiyorum. Evet osmanlıyı şeriatı destekliyorum ama değişen dünyada uygulanması zor olabilirdi diye de düşünüyorum. Bu yüzden bir antikemalist olarak mustafa kemalin şartsız şurtsuz reddetmiyorum. Doğrusuyla yanlışıyla bir komutan bir devlet adamıdır. Sevmek zorunda değil kimse.
Ama dil inkılabı ve hilafetin kaldırılması gerçekten gerizekalı bir icraat olarak geliyor bana. Sen destekle kemocan kardeşim. Ben sana saygısızlık etmiyorum sende küfretmek için mesaj atma zahmetinde bulunma. ben burada iki inkılabı da eleştiriyorum sadece. Bu iki inkilap da gerçekleştirildi. Yani ne sana ne bana giren çıkan yok. Mantıklı tartışmalara her zaman açığım ama gerzekliğini ispat etmeye çalışanlara söz söylemeye tenezzül etmem.
Öncelikle dil inkılabı. Daha doğrusu alfabe değişikliği. Sanki arap alfabesinden vazgeçip latin alfabesi kullanmak bizi çok ileri bir seviyeye götürmüş gibi düşünen, sırf atatürke tapmak için bu inkılabı destekleyenler biraz mantıklı düşünsün. Sırf desteklemek için "o zamanlar halk cahildi, halkın sadece yüzde bilmem kaçı okuma yazma biliyordu." veya "ama arap alfabesini öğrenmek çok zordu" gibi salak salak cümlelerle desteklemeye çalışmak aptalca. Dünyada alfabe değişikliği yapan başka bir ülke var mı bilmiyorum. Derin araştırmadım ama araştırdığım kadarıyla yok.
Dünyada arabistan ve çevresi, japonya. çin, hindistan, pakistan gibi birçok büyük ve gelişmiş ülke o kargacık burgacık yazı scriptlerinden vazgeçmemişler. Bakın ben latin alfabesinin kabulüne karşı değilim. Ben arap alfabesinin çöpe atılmasına karşıyım. Kaldı ki dünyada latin alfabesini kabul etmeyen ülke yok. Kendi dillerini latinize olarak da yazıyor çoğu ülke. Bak gelişmiş ülkeler diye saydıklarımın içinde hindistan aslında geri kalmışlığın fakirliğin sefil yaşantının simgesi gibidir. Ama adamlarda devanagari, tamili, telugu, punjabi, gujarati, bengali ve daha birçok dil ve yazı scripti var. Adamlar yüzyıllarca ıngiliz sömürgesinde yaşamış, baskıyı dibine kadar yaşamış, dillerinin dibine işlemiş ingilizce ama bağımsızlıktan beri hindistan hükümeti hintçeyi yok etmemek, ingilizceyi ülkeden def etmek için büyük çaba gösteriyor.
Hindistandan kopan pakistan arap alfabesini kabul etmiş. Ama hepsi dillerini aynı zamanda latin alfabesiyle yazıyorlar.
Japonyada kana, hiragana ve katagana. Adamlar üç farklı yazım scriptini üç farklı amaçla kullanıyor. Onlar da latin alfabesini kabul etmiş. Kendi dillerini latin alfabesiyle de yazıyorlar.
Çin keza öyle. Arabistan keza öyle.
Yani latin alfabesini kabul etmekteki asıl amaç "onlar bizim dilimizi okuyabilsinler"dir. Bizse yüz sene önce kullanımda olan dilimizi okuyamıyoruz.
Dilde yapılan bu katliam bizi geliştirmedi geriye götürdü.
O zamanın şartları diye höykürmeyin şimdi. O zamanlar batı uzaya mı çıktı da biz gerideydik cahildik diyorsun. Osmanlıyı geri göstermek için çabalamayı bırakın. Yıl olmuş 2014, halen dünya osmanlı mimarisine hayran. Sen geçmişindeki (bak ecdad demiyorum. Sen ecdad olarak kabul etme osmanlıyı.) gelişmeleri bilmekten acizsin. Hep dışarıdaki gelişmeleri uzaktan takip edip satın almayı biliyorsun şuan.
Ne olurdu ki şuan her türk osmanlıca bir eseri rahatça okuyabilseydi?
Doğru olan osmanlıcayı kaldırmayıp latin alfabesini öğretmekti. Şimdiyse osmanlıcayı çat pat okuyabilene dil uzmanı muamelesi yapıyoruz. Hayır bunlar yetmezmiş gibi bir de gramer olarak piç ettik bu dili geliştiriyoruz diye. Dünya gelişirken biz yeni dilimizi okumayı öğreniyoruz yüz yıldır.
Akıllı bir lider bu saçmalığı gerçekleştirmezdi. Atatürk de gerizekalı bir lider değildi. Buradaki art niyet çok açık. Arap düşmanlığı batı hayranlığı. Zaten bu yolda öyle aptal adımlar atıldı ki. Türk müziğini yasaklayıp batı müziğini zorlama dayatma en bilineni mesela.
Gelelim hilafete. Gerçekten akıllı bir lider hilafeti kaldırmazdı. Saltanatı kaldırdın eyvallah. Daha modern bir yönetim şekli olan cumhuriyeti demokrasiyi getirdin (çok da bir boka yarıyor ya bunlar. Neyse.) hilafeti kaldırmak nedir. Hayır laiklik falan höykürmeye gerek yok, aynı kafa diyanet işleri başkanlığını kurdu. Tamam kurdun. Başındaki kişiye başkan değil de halife deseydin ya. Diyanet devlet eliyle yönetilecek bundan sonra demek yerine hilafet devletin denetiminde olacak deseydin ya.
Bak şimdi dünyaya. Papa denen herif hristiyan dünyasına hükmediyor. Halife de islam dünyasına hükmediyordu. Hilafeti müslüman olsun olmasın aklı başında olan, dünyada sözüm geçsin diyen bir lider asla kaldırmazdı. Bu anca gerizekalı bir liderin yapabileceği bir iştir. Tekrar söylüyorum atatürk gerizekalı bir lider değildi. Buradan da çıkan sonuç atatürkün islam düşmanlığıydı. Zira yaptırımlarıni sadece islam üzerinde yapmıştı.
Bu iki sözümona inkılabın türk milletine zerre getirisi olmamıştır. Ne bir gelişim ne bir ilerlemeye katkısı olmuştur. Bu iki saçmalığın ortak noktası mustafa kemalin islam ve arap düşmanlığıydı. Arap alfabesini kullanmak onları sevmeyi gerektirmezdi ki. Sen alman arabası kullanıyorsun diye alman hayranımısın (olanlar da var gerçi). Ingilizce öğreniyorsun diye ingilizleri sevmen mi lazım. Çin yemeği yiyorsun diye çin dostu musun?
Hakkını düşünen lider kendi ideolojilerini dayatmaz. Bugün tayyip erdoğanın kendisi gibi düşünmeyenlere düşman gözüyle bakması da buna bir örnektir. (evet akpartiliyim ve erdoğani her noktada desteklemiyorum.)
cumhuriyet döneminde yaşanmış her kötü durumu "ama o zamanın şartları "diyerek açıklayamazsın arkadaşım.
Not:ben burada latin alfabesinin kabulüne değil osmanlıcanın çöpe atılmasına karşı olduğumu anlatmaya çalıştım. Ama herkes işine geldiği gibi anlıyor anlaşılan.
halk okusun kendisi yorumunu yapsın dıye Kuran-ı Kerim i Türkçe ye çevirttirmesidir. çünkü bakıyoruz çok boş bi uygulama olarak görülüyo şuan. Hala insanlar okumadan sağdan soldan duydukları şekilde kuranı kendileri de yaşamaya çalışıyo. Halbulki kendileri okusa ve yorumlasa sağda solda duyulandan öte bi anlam çıkarım maneviyat yaşayacaklardır.
En büyük hatası ömrünü bu vatan için harcamasıdır, atamızın bıraktığı vatan bu gün ne hale geldi. Kendisine ve bu vatan için şehit olan tüm askerlerimize karşı sorumluyuzdur.
elbette elma-armut gibi çok rahat ayrım yapılabilecek ve genellenebilecek bir konu olmamakla birlikte, osmanlı'nın son yılları, kurtuluş savaşı ve cumhuriyet'in ilk yıllarında yanında/çevresinde olan birikimli/yetenekli bazı kişileri siyasi ve kişisel mücadeleler/kaygılar babında tasfiye veya pasifize etmesi ile ilgili bazı vakalar düşünülebilir (bunlardan bazıları kendisinin vefatı sonrası bir tür rehabilitasyon süreci ile bazı konumlara gelmiş (örneğin (bkz: kazım karabekir)) ve dünya yıkılmamıştır).
bu durum son yıllarda kendisinin bir tür yalnızlık hali içine girmesine yol açmıştır; son yılları ile ilgili bazı anekdotlarının satır aralarından bu hissedilebilir. tabii bunu çok fazla genellememek ve o yılların konjonktürü içinde, kişiler ve olaylar bazında ele almak gerekir.