ö.g. - hocam kupayı üç aydır çok istiyordunuz...
m.d. - üç aydır mı??? (çattık lan dediği her haldeinden belliydi)
ö.g. - hocam göreve geleli ne kadar oldu ki???
m.d. - ikinci yarı başlayalı zaten dört ay oldu ömer...
ö.g. - ...
sezon başında dağınık bir görüntü çizen ve bir cacık olmaz denilen beşiktaş'a kupayı kazandıran,lig şampiyonluğunda da takımını en iddialı konuma getirmiş teknik direktör. tabi bir abdurrahman çelebi hikayesi de yok değil.
zamanında fenerbahçedeyken şampiyonlar liginde sıfır çektiği için taşşak geçilen, bugün ise türkiye kupasını aldığı için başa taç edilen teknik adam. ya biraz ikilem değil mi bu? hem her yerde fenerbahçeyle dolayısıyla sıfırcı mustafayla dalga geçiceksin hem de kupa kazandırdığı için öveceksin.
beşiktaşa kupayı mustafa denizli mi kazandırdı yoksa maçta 40 metrelik depar atan bobo, kaptırdığı top tehlike oluşturmasın diye sağ beke kadar koşan holosko, yusuf'un çalımları mı? elbet katkısı vardı. ancak abartılacak adam değildir. şayet öyle olsaydı bugün beşiktaşta değil valencia da teknik direktör olurdu.
büyük hocadır, büyük hoca. beşiktaş başında denizli yokken neydi biliyoruz yani, bu oynayan takım onun kurduğu bir takım bile değil. sene başında beşiktaşın böyle bir durumu var mıydıki küçümseyelim hocayı?
esas abartılmaması gereken beşiktaş. iyi gaz aldılar da o gazlar şampiyonlar liginde fena çıkıyor yani, uyandırayım.
beşiktaş parantezini kapattıktan sonra mustafa hocaya dönersek. bence türkiye'de futbolun 2 numaralı hocası denizli'dir. neden? ortada bir fatih terim faktörü var ki bunu herkes çok iyi biliyor. beğenelim, beğenmeyelim adam türk futbolunun devrimcisi.
mustafa hoca da aynen öyledir. tek eksiği avrupa başarılarının ona göre zayıf olmasıdır. evet, fenerbahçe ile sıfır çekmiştir. ancak fenerbahçe zaten 102 yıllık tarihinde avrupa başarısı olan bir takım değil. cımbızla seçilmiş gibi söylenicek galibiyetleri es geçiyorum, aslolan kupadır, bilemedin derecedir. o yüzden hocaya da çemkirmenin anlamı yoktu. o dönem rakipleri olan takımlar avrupa'nın gayet sağlam takımlarıydı. fener'in kadroda belliydi. böyle oldu, şans hep gülmez. zaten türk takımlarının da maksimum 6 puan kazanmak için şampiyonlar ligine gitme fikrinden artık vazgeçmeleri gerek.
her neyse, evet avrupa da başarısız oldu ancak fener'in şampiyonluk özlemini ancak o dindirebildi. dikkat ederseniz o zaman aynı bugün fransa'da lyon'un olduğu gibi o dönemde de galatasaray'ın bir hegemonyası söz konusuydu. hatta mustafa denizli faktörü olmasa galatasaray üstüste 5.şampiyonluğunu görmeye çok yakındı.
bugün de kendisi keza fenerbahçe'nin olduğu gibi beşiktaş'ın 6 yıldır dinmeyen şampiyonluk hasretine ilaç olacak gibi. asla ve asla küçümsenecek bir adam değil.
düşünsenize, elinize öylesine bir kadro veriyorlar ve 4 ay içinde şampiyon yapacaksın diyorlar. yahu neresinden tutsan elinden kalacak bir olay, kolay lokma hiç değil. adam aldı, bekleyin görün dedi. ve şuanda ben rahat rahat beşiktaş şampiyondur diyorum ama tabi top yuvarlak yine de.
ama mustafa denizli'nin başarısı küçümsenecek birşey değil, altını çizmek gerek. tabi gene de bunda az da olsa şansın da etkisi var ve fakat rakamlar da yalan söylemez. puanı çok olan kimse şampiyon o.
3 büyüğü şampiyon yapan tek hoca olacak, dilekolay. lucescu hasetinden fener'e gelir valla.
türkiye nin gelmiş geçmiş en şanslı teknik direktörü. futbol literatürüne mustafa denizli şansını yavaş yavaş yerleştiren ama gayet de başarılı bir teknik adam.
gazateci- Sizinle ilgili, 'şanslı teknik adam' ifadesini kullanıyorlar. Bunu nası karşılıyorsunuz?
mustafa denizli - Bana şanslı diyenler bir baltaya sap olamayanlardır.
(bkz: #4707463)
ilk önce bu giriyi hatırlatıp mustafa hoca hakkında şöyle iyi bir giri yazmanın zamanı geldi.
link verdiğim giride o dönemde yerden yere vurulan mustafa hocanın beşitaş ı şampiyon yapıcağımı belirtip bütün eksileri üzerime çekmiştim.
o akşam trabzon maçı vardı,beşiktaş trabzon u yenememiş maç 1 1 berabere bitmişti haliyle sözlük köşe yazarları mustafa hoca ya kin kusmuştu.
ama kaçırdıkları bir nokta vardı beşiktaş o gece trabzon u tabiri caizse çimlere gömmüş ama yenememişti.
önemli olan şuydu o gece beşiktaş iyi veya kötü ama uzun zamandır görmediğim kadan inançlı ve istekliydi.
buda yeticekti zaten bu lig için.
kısacası mustafa hocayı tanıyanlar onun ne zaman şampiyon yapıp ne zaman yapamıcağını iyi bilir.
bu kadar yerden yere vurulan adam bu ülkede bir sürü başarıya imza atmıştır,yeri gelip sıfır çekmiş yeri gelip yarı final,çeyrek final ve milli takıma ilk defa çeyrek final oynatmıştır.
ve şu alemde ki bütün tutarsız insanlara tokatı atmıştır...
başarısını, başarısızlığını bir kenara bırakalım, insan olarak mustafa hoca'yı sevmeyen yoktur herhalde.
galatasaraylı olarak bu adamın roportajlarına bayılırım. müthiş konuşur.
hem seri konuşur hem de lafı gediğine koyar her seferinde, süperdir.
maç bitti, ömer gene yanaştı elinde mikrofonla, hocam dedi şampiyonsunuz, 3 büyük takımı da şampiyonluğa ulaştıran tek teknik direkötürsünüz ne hissediyorsunuz.
mikrofona baktı, konuşmak, çok şey söylemek istedi. sonra bir anda döndü, eliyle mikrofonu iterek, hızla kameranın önünden uzaklaştı. gözleri nasıl doluydu herkes gördü, eğer orada tek kelime etseydi kendini tutamayacak ve çok feci ağlayacaktı. konuşamadı.
bir tanesin be hoca.
ertuğrul sağlam'dan taktiksel olarak hiçbir üstünlüğü olmayan şanslı adam. ertuğrul'un elinde ernst ile yusuf yoktu ki şampiyonluğu bu adamlar getirdi. ama şimdi denizli şampiyonluğu çıkıp oynayıp almış gibi lanse ediliyor ya neyse lan bişey demiyorum. ertuğrul'u da hiç beğenmem ama mustafa denizli'ye bu kadar övgü düzenler seneye şampiyonlar ligi maçlarından sonra sövecekler. *
kendisi beşiktaşta işleri yola sokmuştur kampta kavga eden ibrahimler,sinirli taraftar topluluğu,6. sırada olan bir takım,acayip bir yönetim tüm bu riskleri alıp başa geçmiş ve beşiktaşta otoritesi ile inanılmaz düzen yaratmıştır.ilk önce taraftarı rahatlatmış sonra yönetimi ve sonrada 6. lıktan 1. yükselmiştir.ayrıca beşiktaşıda şampiyon yapan ilk türk teknik adamdır.
kolpa haberlere konu olan adam.adam kaç senedir ortalıkta yoktu kendisi unutulmuştu,eline müthiş bir fırsat geçmiş bir daha kendini hatırlatması için bu kadar kolay bırakırmı hele şampiyonluktan sonra ???
şöyle aşmış, böyle olaylar ve kişilerin üstüne çıkmış, filozof, kalender, çelebi adam hikayelerini bir tek batuhan karadeniz üzerinden yalanlamış adam. altmış yaşına merdiven dayamışsın, görmediğin, geçirmediğin kalmamış, batuhan yaşında onlarcası elinden geçmiş, bunların henüz genç, cahil, bir kısmının terbiyesiz, haddini bilmez olduğunu herkesten iyi biliyorsun. bu veletin sana ettiği saygısızlığı görmezden gelip, babalık edeceğine, çok nadir gelen böyle bir yeteneği kazanmaya çalışacağına, sıksan torunun olacak yaştaki çocuğu muhatap kabul edip kin güdüyorsun. gözden, gönülden düşmüş teknik adamdır kendisi.
zapotocny'nin bursaspor'a gönderilemsine göz yumduktan sonra şimdilerde sivok-ferrari uyumsuzluğundan dert yanan hoca. be hocam bunu herkes tahmin etti. sen niye karşı çıkmadın tüpçüye?
geçen senenin en sağlam defans kurgusunun bozulmasına göz yumdu ya da göz yummak zorunda kaldı.
spor camiasında altına 3 tane yerli hoca istediği bile gündeme gelmişti. zihin ve fiziksel olarak takımın yönetimine ayak uyduramadığını falan dile getirmiş. bir alex ferguson modeli düşünüyormuş ama hocam snein başındaki tüpçü bunu da bilmen lazımdı.
çocukla çocuk olmak meziyettir, oyun oynanıyor, bir yandan eğitim veriliyor ise. ortada bir kriz varsa ve o esnada çocukla çocuk oluyorsa kişi, çocuktan daha hallice değildir. işte mustafa denizli böyle bir zamanda çocukla çocuk olan kişidir.
