hakkında çeşit çeşit spekülasyonlar var olan beşiktaş teknik direktörüdür. ama bozuk saat olmayı bile beceremeyen yönetimi tanıyan bir taraftar olarak düşünmekteyim ki, muhtemelen çeşitli bahenelerle görevine son verilmiştir. hoca bırakmamıştır.
çünkü mustafa denizli bir "quitter", bir "pes eden değildir"
o bir savaşçıdır.
daha bir kaç gün önce televizyon kanallarında transfer hakkında açıklamalar yapan, yeni sezon planlamaları yapan denizli'ydi.
bu da sanırım pek çok şeyi açıklıyor bize.
sevgili hocam,
her ayrılık koyar ya insana,
senin vedanda ne de çok koydu be bana.
yıllarca üzerimize oynayan basını tek sözünle idare etmeyi sen bildin.
en dibe vurduğumuz anlarda saçımızdan çekerek bizi ayağa sen kaldırdın.
kaybettiğimiz maçlarda bile bu takıma mücadele etmeyi öğrettin.
ve en önemlisi bu takımın başarısı için, beşiktaş aşkı için sağlığını bile tehlikeye atmayı göze aldın.
bize yıllar sonra şampiyonluğu, 19 sene sonra çifte şampiyonluğu getirdin,
beşiktaş tarihine ismini som altından harflerle teker teker kazıdın.
tribüne asla oynamadın, yüreğinden geçen ne varsa onu ortaya koydun.
ve gönlümüze girdin.
ben ki senin gelişine en çok karşı çıkanlardan biriyken,
bugün gidişine nemli gözlerle bakıyorum be hocam.
sen ki büyük mustafa,
aldırma çakallara, ardından yol kazanlara.
gidiyorsun belki, vedayı ediyorsun,
ama arkanda sana gönülden müteşekkir bir camia bırakıyorsun.
sahadaki taktikler,
oynanan maçlar,
kadro dizilimleri,
defansif eleştiriler hepsi tarihin tozlu sayfalarında kalır.
senin beşiktaş'a kattığın herşey ise,
bizlerin yüreğinde kalır.
açık olsun yolların en güzeli senin önünde,
gittiğin yerlerden selamlar söyle bize...
spekülasyonlara göre futbolcularını savunduğu için beşiktaş yönetimi ile restleşmiş teknik direktör. quaresma transferinden önce futbolcuların alacaklarının ödenmesini istemiş, yönetim bu teklife soğuk bakınca da ipleri koparmıştır. beşiktaş' a zarar veren yıldırım demirören politikasının son kurbanıdır.
Beşiktaşk'ımın son şampiyonluğunu kazandığı geçen sene... çok değil daha 8 ay önce afaroz edilen ibrahim üzülmez şampiyonluk maçında oyuna giriyor.. ama o da ne? büyük mustafa alıyor eline kaptanlık bandını "başlarım yönetimine de kararınıza da" dercesine baba hakkı tarzı bir hareket yaparak koluna takıveriyor ibo'nun. ibo'ya dokunsan ağlayacak. bizler zaten çoktan kopmuşuz ekran başında.
Gene aynı maç. karşılaşma bitiyor, beşiktaş şampiyon olmuş. ömer güvençbüyük mustafa'ya birşeyler soruyor; laflar boğazında düğümleniyor hocanın, gözleri doluyor ve uzaklaşıyor oradan. bizler sevinçten mi yoksa hocadan ötürü mü ağladığımızı da anlayamıyoruz.
beşiktaşk'ımı şampiyon yaptıktak sonra stattaki kutlama töreni...oyuncular tek tek çağırılıyor kürsüye. ve en sonunda büyük mustafa gözüküyor stadın çimlerinde. yürüyüş nasıl vakur, kendinden emin, dimdik. sonra birşey oluyor, daha 9 ay önce hiçbiri beş para etmez denilen oyuncular bir anda saygı duruşuna geçercesine ikili sıra oluşturup alkışlamaya başlıyorlar kendilerine iki kupa kazanan topçular apoletini takan hocalarını. bizler zaten çıldırmışız sevinçten, hocanın sa yüzünde güller.
biz seni hep böyle hatırlayacağız büyük mustafa. taktiksiz de oynadık, yeri geldi tribünde sinir de ettin bizleri. ama canın sağolsun. puan kaybı sonrası oyuncunu satmayışın, tüm camia çökmüşken "merak etmeyin şampiyon olacağız" deyişin, her zaman dimdik duruşuna iyi ki vardın. tek sitemimiz batuhan'dan ötürüdür, ne diyelim o da nazar boncuğun olsun.
edit: batuhan adlı recep ivedik benzerini de iyi ki göndermişsin hocam. saygıyla ellerinden öpüyorum.
beşiktaşlı değilim ama bu adamın ayrılmasına üzülen ve futboldan anladığını iddia eden bir beşiktaş taraftarıyla da karşılaşmadığımı belirtmeliyim.
şampiyon olduğu sezon hakkında konuşmak istemiyorum çünkü fanatikler tarafından çekememezlikle ve kıskançlıkla suçlanmak istemiyorum. ancak ikinci sezonda da beşiktaş adına durum ortada
-özel istek üzerine, 8 milyon euro verilerek alınan ama nedense oynatılmayan 10buçuk! numara.
-saçma bir 4-3-3 taktiği.
-sözkonusu taktikte sol kanatta oynatılarak resmen bitirilen yusuf, santrafor oynatılarak etkisizleştirilen bir nihat.
-bir buçuk sezon boyunca bir türlü oluşturulamayan kemik kadro.
gitmesi hem kendi sağlığı açısından hem de türkiye'nin en köklü kulüplerinden olan beşiktaş açısından hayırlı olacaktır. tabi o başkan oradayken yerine gelecek olan teknik direktörden de ne beklenir, muamma.
bjk'nin futboluna kattıklarını çifte kupaya rağmen çatır çatır tartışabilirim ama insanlığına, kara bulutları camianın üzerinden kendi üzerine alıp kurumu korumalarına alkışlarım vardır.
gitmiştir ama giderken kalbimizden bir parçayı da yanında götürmüştür...
kendisi dün maraton'da, galatasaray'dan gönderilmesi gereken yabancılar arasında milan baros'u da saymıştır. neymiş efendim ortalama oynama süresi çok değilmiş de takıma zarar veriyormuş. merak etme mustafa hoca baros'un 15 numaralı forması bile hiç oynamadan hemen hemen 11 gol atıyor. bu sezon da yine kenarda ama şuna dikkat çekmek lazım ki 6 golle hala takımın en golcü oyuncusu. bu takımın bayrak adamı. bu futbolcuyu gönderme arzusu da ne ola ki?