beşiktaş ile şampiyonlar ligi'nde sıfır(0) çekmek için uğraşmaktadır. fenerbahçe'de iken başarmıştı. 4 maç sonra amacına ulaşacak. tabi o dört maçı yapabilmesi için ligde biraz maç kazanıp kredi toplaması lazım. süper mario gibi. altın topla, hak kazan.
ciddi ciddi beşiktaş'In kötü oynaması için elinden geleni yaptığını düşündüğüm adam. ben bjk'Li değilim batman petrolspor'lu olduğumdan tarafsız gözle bakıyorum. açık açık. bu ne?
kurduğu kadro, yaptığı transferler, oynattığı futbol ile beşiktaş'ı yerin dibine sokan, 2008-2009 sezonundaki şampiyonlukta sadece takıma verdiği olumlu hava ile katkısı olan, yönetim ile birlikte istifa etmesi gereken teknik direktör.kimse mustafa denizli suçsuz demesin. transferler kötü, oyuncu tercihlerin ve değişiklik tercihlerin zamansız ve kötü, sistemin kötü daha doğrusu sistemin bile yok. beşiktaş'ın adını lekeleyen demirören ile beraber gitmesi gereken teknik direktör.
cska moskova maçın tabata, yusuf şimşek, bobo ve serdar özkan'ın ilk 11 de olması gerektiğini dünya alemin bildiği ama bu oyuncuları yanında oturtan teknik direktör.
ne yapmak istediğini kimsenin çözemediği esrarengiz şahsiyettir. zamanında bir çok can alan verem derdini hayatımıza tekrardan sokmuştur. resmen insanı verem eder yaptıklarıyla ve de yapmadıklarıyla.
benim kariyerim var takımla istediğim gibi oynar, her istediğimi yaparım egolarına fazlasıyla sahip fatih terim
ekolünden bir teknik adamdır. senin kariyerin olabilir, saygımız var ama bu takımın, bu kulübünden bir ismi, bir
saygınlığı var. tablo: ligde 6 maç, 6 puan. avrupa 2 maç, 0 puan.. kimse 'ee sizi geçen sene şampiyon yaptı ama
demesin'. o geçen seneydi. evet teşekkürler ama futbolda maalesef dün yok..
transferden, sistemden anlamayan, herhangi bir beşiktaş seyircisinin yapabileceği gibi kadro çıkaran teknik direktör...
"şimdi bi maç kaybetti adamı itin götüne sokuyor" diyeceksiniz ama zamanında fenerbahçedeyken bile sevmezdim kendisini. daha önce yorum yapacaktım kendisi için ama, "kazanan herzaman haklıdır" diyerekten vazgeçtim. bu seneki gidişi ve son cska moskova maçı ekmeğime yağ sürmüş oldu açıkçası.
beşiktaş'ı takip eden herhangi bir futbolsever de bu kadroyu çıkarır, 6 hafta da 6 puan toplar, cska moskova'ya yenilirdi. asıl ertuğrul sağlam'a üzülüyorum. adam en azından gençti, müsade etseler 10 sene kalır, takımla bütünleşirdi. mustafa denizli şampiyonlar ligini kazansa bile gidecek sene sonunda, belli... yani diyorum ki kısa vadeli değil uzun vadeli yatırım yapmak lazım.
geçen seneki şampiyonluk hakkında da yorum yapiym herkes gibi... diğer takımlar kötüydü. yoksa mustafa denizli de birşey yok. *
beşiktaş'ımızı şampiyonluktan yeterince uzaklaştırdıktan sonra 'seri galibiyetlere geçeceğiz' açılımıı yapacak olan teknik direktördür. '33. haftayı bekleyin' açılımı da yapabilir. bu aralar moda ya bu açılımlar.. gidiyoruz bakalım.
fak yuuuuuu!
e: nesini anlamadınız ki? açılımlardan kafanız mı bulandı yoksa? haklısınız. her gün bir açılım oluyor. ben de sıkıldım bu işlerden. dalgana bakacan bu hayatta.
bir garip adam oldu bu. cska maçından sonra verdiği demeçte ''mükemmel bir çizgiye geliyoruz'' demiştir. sarhoş olduğunu düşünüyorum. sen o çizgide iki adım yürü bikini giyebilirim. giymeyedebilirim.
beşiktaş'ımızın başına geldiği ilk gün de,
şampiyon olduğu gün de
ve bugün de hakkında sadece tek bir düşüncem vardı:
" bu adam gerçekten çok kötü bir teknik direktör "
sonra çevreme baktım.
ülkeyi yöneten adamlar çok kötüler.
bakanlar, milletvekilleri kötüler,
benim müdürüm çok kötü bir yönetici,
şefim de öyle,
bizim belediye başkanı da çok kötü bir yönetici,
allah belamı versin apartman yöneticimiz bile çok kötü,
televizyonlar, diziler,gazeteler, radyolar çok kötü,
eğitim sistemimiz kötü, sağlık sistemimiz kötü,
yollar kötü,
gençliğin durumu kötü,
tüm bunlara sebep olan eski kafalı, örümcek beyinliler çok çok kötüler.
kötülüğün prim yaptığı, kötülerin yönetici olduğu bir dünyada çocukluk aşkım beşiktaş'ın kötü olmasında, kötü yönetilmesinde şaşılacak ne var diye düşündüm.
ha bir de bir laf vardır:
dünyada iyi insan yoktur, sadece kötüler ve kötülük yapmasını beceremeyen salaklar vardır
ibrahim kaş'a, topun rakip defans oyuncusunun bedenini delip geçecek şekilde orta yapmayı öğreten büyük üstad. Yoksa neden ibrahim kaş bütün ortalarını rakip defans oyuncusunun bedenine çarptırsın ki.
Üstad öğretiyor ama ibrahim kaş henüz beceremiyor olay bu.
şampiyonlar ligi'nde en çok farklı takımla sıfır çekme rekoruyla guiness rekorlar kitabı'na girmeye çalıştığını düşünüyorum. ilk kurbanı fenerbahçemizken, şimdi de beşiktaş. son olarak aynı tuzağa 1860 münih'i düşüreceği belirtiliyor.
kendileri bu gruptan kesin çıkılacağını, wolfsburg'u iki maçta da yeneceklerini cska'yı ise inönü'de perişan edeceklerini söyledi... deplasmandaki manu karşılaşmasına değinmemesi aklının hala başında olduğu anlamına geliyor. sonunda uyandı yaz uykusundan ya, bu bile benim için yeterli.
bugünlerde herkesin harcamak istediği teknik direktör.
maçın sipikeri ilker yasin bile milyonlarca kişinin izlediği beşiktaş cska moskova maçında bir posizyonda sanki askerlik arkadaşına seslenir gibi "mustafa" diyebilme cesaretini gösterebilmiştir o cenaze merasimi maç anlatımıyla.
yazık!.. bu kadar populist olunmamalı. Bu adam geçen sene bu takımı şampiyon yaptı üstelik çifte şampiyon.
suçlular; gönderilecek adamları satmayan ve alınmayacak adamları saçma sapan zamanlarda olmadık paralar vererek alan bu klubün altına eşip boşaltan ve beşiktaş değerlerini dinamitleyen futboldan anlamayan kocakafa yöneticilerdir.
beşiktaş'a yapışmış , gitmeyi bilememiş, o kadar başarısızlığa rağmen hala inadına "ben büyük beşiktaşın büyük teknik direktörüyüm" diyen teknik adam(!).
biliyoruz beşiktaş sana ve sen gibilerine rağmen büyük takım ama senin büyüklüğün nereden geliyor denizli?
geçen sezon hırs yüklü takımı 4 ay gibi kısa bir sürede korkak tavuklara çeviren adam. herkesi farklı yerlerde oynatıyor, bunun adına da varyasyon diyor. mükemmel varyasyonları sayesinde stoper ibrahim kaş sağbeke dönüşmüş, ernst neredeyse oyun kurucu pozisyonuna gelmiş falan filan...
hangi yüzle 'beşiktaş şampiyonluğa oynuyor' diyebilecek çok merak ediyorum. daha önümüzde 28 lig maçı, en az 3 türkiye kupası maçı ve en fazla 4 tane avrupa kupası olmak üzere toplam 35 maç var. bu inatçılıkla 12 tanesini kazansa başarıdır.
beşiktaş şampiyonluğa oynamıyor. avrupa kupası'nda oynadığını bile bilmiyor. hırs yok, hedef yok.
kendisinin bir an önce beşiktaş'ımdan uzaklaşmasını istiyorum. çift kupa alması ona beşiktaş ile dalga geçme hakkını vermiyor.
kendisine şunu da sormak istiyorum: beşiktaş'ın ilk 7 haftada 6 puanda olduğu başka sezon olmuş mu? bunu başaran ilk insanoğlu siz misiniz? bir oyun kurucuya tonla para verip sahda oyun kurucu yokken yedek kulübesinde oturtmak ne kadar eğlenceli? doğum gününüz olan 10 kasım tarihinde bu takımdan ayrılmayı hiç düşündünüz mü? önümüzdeki 35 maçı bir sebepten dolayı izleyecek olan benim sinir sistemimde oluşturduğunuz ve oluşturacağınız hasarların hesabını verebilecek misiniz, yoksa hiç umrunuzda olmayacak mı? 'beşiktaş şampiyonluğa oynayan bir takım^' gibisinden şeyler söylediğiniz anda size ağzımla gülmeyeceğimi biliyor musunuz? her maç öncesi 'bu maçta bari iyi oynasın şu takım' diye düşünürken neler hissettiğim umrunuzda mı?