"Bütün bir geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatamazsın. Önce içine atarsın, sonra da susarsın." diyerek hemşirelerin hiç bulamadığı damarlarımdan girmiştir yine.
21 Nisan 1955 tarihinde istanbul'da dünyaya geldi. Mardinli bir ailenin çocuğudur. Babası avukat ismail Mungan, annesi Habibe Mungan'dır. ilk, orta ve lise yılları Mardin'de geçti; Mardin Lisesi'nden mezun oldu. Mardin eserlerinde sıkça kullandığı mekanlardan birisi oldu. Bu çevrenin taşıdığı farklı kültürel yapıyı, insan olgusunu eserlerine başarılı bir şekilde yansıttı.
Her zaman saf bir yanım oldu.
Ben, kelimelere çok inandığım için;
Başkalarının yalan söyleyebileceğine de bir türlü inanamayanlardanım.
Benim sorunumdur bu.
Bu yüzden hayatım boyunca yalanı tanımakta zorlandım.
Bakalım ne demiş Murathan abimiz;
" On üç yıl sonra şimdi sevgilimden ayrıldığım bu derin, bu kavurucu günlerde neden ansızın aklıma düştüğünü sordum kendime. Sonra anladım: Bir aşk bir çok aşktan yapılıyor ve ayrılınmıyor hiçbir seferinde. "
vay ki ne vay.
kimi tarih der kamu kara zulmüne
gövdenin takibi sıradağlar kuşatır
orman masal engeli kanlı bereket
bilir uzun yola çıplak hüküm giyenler
kırbada acıyan suyu
kader kuytusunda bekleyen şüpheyi
iman bir imkanken hayata
günler sakal bırakır
tuz yarası koynumda uyuttuğum ferman
uyandığımda koynumdaki yeri boşalır
içimin körü
göre göre sayıklamalarından
gözlerime kör bir rüya bırakır
"Ruh yorgunuyum, Gönül yorgunuyum, Hayat yorgunuyum, Öğrenmek, Bilmek, Anlamak, Anlamamış gibi yapmak, Düşünmek, Hissetmek,Tanımak,Tanık olmak, Anlayış göstermek, Görmezden gelmek, Üzerinde durmamak, idare etmek, Üzülmemiş görünmek, Alışmak, Alışamamak, Sabretmek, Katlanmak, Beklemek YORGUNUYUM...Tam da artık bu memlekette hiç bir şey şaşırtmaz beni sanırken, Her seferinde yeniden şaşırmak YORGUNUYUM..."
daha az seviyorum seni. giderek daha az.. unutur gibi seviyorum.
azala azala, aramızdaki uzaklığın karanlığında.
geceler kısalıp gündüzler uzuyor öyle olunca.
daha az seviyorum seni. kendini iyileştiren bir yara gibi.
daha az ve zamanla...
Aşk yeniden
Bitti artık bu son derken
Aşk yeniden
Aynı sularda yüzerken
Aşk yeniden
Rüya gibi bir yaz geçerken
Aşk yeniden
Unutulmuş yemin gibi
Aşk yeniden
Hem tanıdık, hem yepyeni
Aşk yeniden
Kendini yarattı kendinden.
son günlerde yeni türkü'den sıkça dinlediğim ''aşk yeniden'' şarkısının ve bir çok güzel şiirin yaratıcısıdır.
3 aynalı kırk oda kitabında eşcinsel insanların açmazlarını, duygularını, bu ülkede dönen ve gizlenen cinsel karmaşayı ve ikiyüzlülüğü de çok güzel anlatmıştır. tavsiye ederim.
çocuk yaşlarda avukat babasıyla köşe bucak gezdiği şehirlerin insanlarını anlatır. mardin, diyarkabır, van, istanbul, adalar... onun yazdıklarında bambaşka bir süliete bürünür.
Karşımıza erken çıkmış insanları, yolun dışına sürerken; bir gün geri dönüp, onu... deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman cömert davranmaz bize. Tersine, çoğu kez zalimdir. Her zaman aynı fırsatları sunmaz. Toyluk zamanlarını ödetir, hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün.Bir akşamüstü yanımızda kimsecikler olmaz: Ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir. *
artık daha az seviyorum seni..
unutur gibi..ölür gibi daha az..
yeniden öğretiyorum kendime
onca aşkın öğretemediğini..
kolay değildi..
yalnızca sevgilimi değil..evladımı da kaybettim ben..
kaç acı birden imtihan etti beni..
bir tek gece vardır insanın hayatında..
ömür boyu sürer nöbeti..
bu da öyleydi..
iyi ol..
sağ ol..
uzak ol..
ama bir daha görme beni..
ibne demiş bazıları kimisi de secerenin karışıklığını vurgulamış. demek ki bu toplum ondan bu kadar ibne bu kadar gen karışımı ibneliğe sebep oluyor. ama neden herkes bu kadar iyi şair, yazar ve konuşmacı değil. o halde herkeste aynı etkiyi yaratmıyor. kimisinin beyin hücrelerinden alınıyor.