yeni yetmeler bilmez bu adamın kıymetini..bir nesil bu adamın maç anlatımıyla sevdi basketbolu, basketbolda fener-gs derbisinin olduğu yıllarda..ligimizde oynayan hayranlıkla izlediğimiz amerikalıların lise yıllarını, ncaa yıllarını bazılarının sokak çeteleri arasında geçen çocukluklarını maç arasında anlattırdı da daha çok severdik lloyd daniels ları, conrad macrae leri...şimdi bazıları çıkmış tarafsızlık diyor, kafa sikiyor diyor..gidin eurosport izleyin birader..bu adam bilir o sahada dönen pislikleri, yunanlıların, sırpların lobi oyunlarını, oyuncuların karakterlerini, çirkeflikleri, kötü niyetli hakemleri, kurt hocaları.. siz bilmediğiniz işe karışmayın.
kariyerinin zirve noktası Charles Shackleford'u telaffuz ettiği andır. madem nostalji yaptık 90'larda türk basketboluna gönderilmiş bir basketbol meleği olan conrad mcrae'ye de selam çakalım.
özellikle aldığımız basket fouller ve yaptığımız bloklarda inanılmaz heyecan yapan ve enerjisini seyirciyle paylaşmaktan çekinmeyen süpersonik basketbol spikeri.
skor farkı 20 sayıyı geçmişken ve sloven takımı neredeyse dağılmışken, yediğimiz her baskette maçın kader basketini rakip takım atmışcasına hüzünlenen, attığımız her baskette de türkiye ilk defa öne geçmiş gibi sevinen fazlasıyla heyecanlı basketbol spikeri.
nazara oldukca inanan basketbol spikeri. öyle ki rakip basketbolcuları el altından överek nazar değdirmeye çalışır. ailece başarılı buluyoruz kendisini.
murathan mungan ile isim konusunda acaip karıştırdığım çılgın basketbol anlatıcısı. kendine has isimleri söylemesiyle maça bazen keyif bazen eziyet katar.
sempati duyduğu bir takımın ** maçını anlatırken hakemlere gereğinden fazla takılan adam. bu adamın anlatmadığı maçlarda hakemlerin hiç hata yapmadığı sanılır.
maçları yabancı kanaldan izleme şansım olmasaydı kumandamın mute tuşunun çoktan bozulmasına sebep olacak olan spikerimsi. sürekli yapmaya çalıştığı o amerikanvari konuşma stili de en büyük eksilerinden ve kendisinden soğuma sebeplerindendir.
dikkatimi çekti her fırsatta oyuncuların adını kısaltıyor. boris diaw'ı en başta "boris diyav" olarak biliyordum. sonra "boris diov" oldu. şimdi de "boris dio" olmuş.
kendisini efes' in basketbolda çıkış yaptığı ilk zamanlardan beri her fırsatta takip ederim. ismet badem' le beraber efes, ülker, tofaş maçlarını özellikle avrupa maçlarını sunuşları meşhurdur. yalnız murat murathanoğlu' nun hakemlere giydirmeden pek maç sunduğunu göremezsiniz. haklı haksız her maçta hakemlere söyleyecek bi kaç şeyi vardır. hakemlerin adını, hakemlik tarzlarını hatta neyi çalıp neyi çalmayacaklarını, standartlarını falan bilir. faul ya çıkışınıysa artık hemen hemen hiç bi takımın yıldızlarını getirmediği bi dünya şampiyınasında ülkesinin hakikaten şansının olduğunu bilmesindendir. çok görmemek lazım. yoksa o kadar abartmaz.
son tahlilde ülkemizde kimsenin futboldan kafasını kaldırmadığı zamanlarda basketbol dendiğinde akla gelen maç spikeridir.