çaylaklık bayrağını devrettiğim yazar...
bu zirve de bir bokluk var, kara bulutlar dolaşıyor sırayla çaylak oluyoruz aq belkide bedel ödetiyorlar bize...
(bkz: okiş) *
--spoiler--
nasılda butun tesadufler bana karsı aksilesiyor
yuzume vuruyorlar öc duygumun körlendiğini
oysa uyumak ve tıkınmaktan baska bir iş yapmayan adama adam mi derler
olsa olsa hayvan derler
yaradan bize akıl denen melaikeyi
üzerine bagdas kurup tembel düsünelim diye vermedi ki!
hayvanca bir isyan mi bu bilemiyorum.
fazla ölçüp biçiyorum yapacağım işleri
kılıkırk yaran bu duraklama
dörtte biri akıl kalanı korku,
bu işi yapmalı demekle kalıyorum kendime
yapmak için haklı sebeplerim,
iradem gücüm imkalarım var.
dünya kadar örnek var beni kışkırtacak
şu orduya bak!
bunca asker bunca masraf
toy bir prens geçmiş başına
yüreğinde kutsal bir tutku
dudak büküyor başına gelebileceklere
ölümlüğüne, cılız varlığına meydan okuyor
bir hiç bir yumurta kabuğunun uğruna hemde
büyük sebepler olmadıkça komıldamamak gerçek büyüklük sayılmaz şeref işe karıştımı
hiç uğruna kavga çıkarmaktır büyüklük daha çok
ben ne duruyorum öyleyse
öldürülmüş bir babam, kirletilmiş bi annem var
aklımıda kanımıda kızıştırmak için
ben hala uyumaktayım
nasıl yüzüm kızarmasın görünce karşımda
onbinlerce insanın kesin ölümlerine gittiğini?
bir esinti olsun şan olsun diye
mezara gidiyorlar yatağa gider gibi.
birkaç dönüm yer savaşıp alacakları
orduların kılıç oynaymasına izin vermez
ölülerin gömülmesine yetmez bir avuç toprak!
ey düşüncem bundan böyle ya kana boyan,
ya da beş para etmediğine yan!!
--spoiler--
yazılarını okumaktan ötesi olan ender insanlardandır üstadım mülayim.
anlaşamadığımız tek konu kuramsal hümanizm. hoş bütün felsefe ekolleri de zaten anlamamış olacak ki , sürekli başka başka tanımlarla tekrar yorumluyorlar.
çaylak mı? hadi canım bu bir şaka olsa gerek. canımcığım mülayim , saklanma artık çık yahu.
modların köpürdüğü bir Âna denk geldiği için çaylak olmuş yazarımızdır. basit bir format ihlÂlinin kızgın bir moderatör ile tepkimeye girmesi mülayim'i çaylak yapmıştır.
ayrıca bir daha başlıklara cevap niteliğinde bakınız vereceğini de sanmıyorum.*
ve esti birden;
- abi neyin var
+ hatunla kavga ettim aq
- hadi yaa, takma be abi
+ püfff
- şimdi naapıyon
+ canım sıkıldı bana 1'Den 100'e kadar bir sayı söylesene
- niye la
+ milleti çaylak yapasım var
- ahahahhahaha
+ aaa, entry'nin sonuna nokta koymamış, al sana 5 gün
- ohahahhahaha
minimal şiirleriyle, normal şiirleriyle beni benden alan insan. kütüphane konusundan yaptığımız uzun söyleşileri özlediğim zirvelerde hep en ön safta zirveye duran ve zirveye bakan yazar. cumartesiye az kaldı, zirve de görüşürüz güzel insanı..
kati suretle efendiliğini bozmayacak olan ağır tahriklere kapılmayacak olan yazardir. cani cok sıkılırsa bir haci bekir lokumu atma marifeti ile canını sıkacaklari tarumar edecek olan yazardır.
gene nezarete atmışlar bunu. vah vah diyorum kendisine buradan. sorgusu yapıldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılacağını tahmin etmekteyizdir. sorgusu sırasında hakkındaki ithamları da öğrenecektir. şimdilik yalnızca ben masumum diye haykırmaktadır.*
saat gecenin 3'ü
mekanın dışına çıktık hava almaya bu muhteremle,
ama alkol bütün hiddetiyle damarlarında geziyor arkadaşın, yine de vakur duruşu ve naif konuşması yerli yerinde durmakta...
elinde kadeh babacan bir bakişla başladı konuşmaya;
"bugünlerde farkediyorum dalgalanmalar var sende, boşver herşeyi" kabilinde giriş cümlelerinin ardından;
biz de geçtik bu tür yollardan, şeytan bizi becerip donumuzu göz yaşımızı silelim diye verdi elimize, ve zamanla biz de şeytanı becerip donunu göz yaşını silsin diye eline vermeyi öğrendik...
hoca yardın beni ya,,,üzerime çığ düştü sanki. hem güldüm hem düşündüm.
ha unutmadan, yeni imaj da hoş olmuş ayrıyyetten...
"canımın içi gözümün nuru
biricik sözlük ajanım
zirvemin dibi, organizasyonun pîri
ver alkole kendini gör sürahi dibini"
gülmek için uzağa gitmeye gerek yok. o hep burada, kardeş gibi bir şey.
ama işte zaman kısıtı, paravan kişiler. kuru kalabalık.
temmuz ayımı güzelleştirmesi dileğiyle.