eleştirilerime gayet güzel cevaplar veren yazar. kendisinden beklediğim de budur. kendisi sıradan bir yazar değildir ve o yüzden sıradan bir yazar gibi tepki vermemelidir. kalitesine uygun tepkiler vermelidir. çünki gayet iyi bir yazardır.
bir takim rivayetlere göre issiz bir adada 3 ay boyunca vah$i hayvanlar ile boğu$mu$tur. ac kaldiği zamanlar ise hindistan cevizi, kurbaga, yilan yediği de söyleniyor.
(#4113086)' da neden oz atmosferine sahip uludağ sözlük' te kareem said ruhuna sahip olduğunu açık açık göstermiş yazar. özellikle silik edilen 3 yazarın geri dönmesi hakkındaki eleştirisine katılıyorum. mülayimleri çaylak etmek çok kolay, kazanmaksa çok zor. sözlüğü oyun bahçesine çevirenlerin moderasyonca farkedilmesi dileğiyle...
en son ki izmir zirvesinde mülayim de vardı. benim de kendisiyle tanışma şerefine eriştiğim ve açıktan söylemekte de hiçbir beis görmüyorum, bilgi birikimiyle, kendini yetiştirmesiyle, diyaloğu ve tartışma kültürüyle hayran kaldığım birisi mülayim.
öyle garip bir şey var ki, daha doğrusu tiksindirici diye nitelendirebileceğim, bazı aragazcılar sanki iki düşman kamp yaratılmış gibi ''hey mülayim de bizim safımızda, sikecez oğlum alayınızı işte'' türünde, mülayim'in bu bildiriye imza atanlara karşı adeta kışkırtılması. mülayim bunlara pabuç bırakacak birisi değil elbette, ama bu oyuna alet edilmeye çalışılması bile üzücüdür.
zirveden devam edelim. o zirvede çok önemli konular üzerinde konuşuldu gidenler bilecektir ki. ve dikkat edilirse, o zirvenin ardından, çok kısa bir süre sonra zirveye katılan oyuncakbulut moderatörlükten ayrıldı. neydi oyuncakbulut'un moderasyondan ayrılma sebebi peki? bu adam askerdeyken sözlüğe dönmeyi iple çekiyordu, bunu girilerinde de belirtiyordu da. uludağ sözlük'e neredeyse kendini adamış birisi şak diye neden çekip gitti? bunu bir oturup düşünelim önce.
gene aynı zirveden mülayim'le sohbetimizde kendisinin de rahatsız olduğu konulara değinmiştik. kendisine bir soru sorulmuştu (ben mi sordum hatırlamıyorum), neden sözlükte paylaşmıyorsun abi bilgilerini diye. o da -özetle- sözlüğün geldiği kötü durumdan yakınmış, artık uzun uzun, bilgi içerikli yazmanın bir anlamı kalmadığından bahsetmişti.
bunun konumuzla alakası şudur efendim. ''siz özgürlük değil siz kişi kayirma düzeninin geri gelmesini istiyorsunuz.'' gibi talihsiz bir cümle var açıklamasında. yazının hataları, yanlış anlaşılabilecek kısımları olabilir, bunu ben de kabul ediyorum. ancak gerek başlığı açan vanti, gerek de yazının çeşitli kısımlarına eklemeler yapan ve altında imzası bulunan ben emin olunsun belirli kişilerin kayrılmasının değil, aksine zirvede de tartıştığımız ''birilerinin kayrılmasının artık son bulmasının'' taraftarlarıyız. o başlıkta da yazdığım ve onun da atıf yaptığı muhtıra'dan geçen 1 senelik zaman diliminde gene benzer bir rahatsızlık dile getiriliyorsa demek ki o zamandan günümüze en azından hiçbir şey değişmemiş.
uludağ sözlük'e ilk geldiğim dönemlerde uludağ sözlük moderasyonu başlığı altına şunları yazmıştım;
ha bi' de, ben böyle bir girdi girdim diye sanılmasın ki ileride bir yanlışlığa şahit olduğumda(bana yapılıp yapılmaması önemli değil, herhangi bir x kişiye haksızlık ya da y konuda yanlışlık ta olabilir bu) moderasyonu eleştirme hakkımı altin tepside teslim ediyorum. dediğim gibi, övmek kadar eleştirmek te bu işin raconundan gelir. ammavelakin eleştirmek için eleştirmek ya da bayağı, seviyesiz bir biçimde eleştirmek değildir kastettiğim.
(#3306825)
şunu demeye çalışıyorum. ben bu yazarların hiçbirini tanımıyorum. ancak ortada bir haksızlık olduğuna kanaat getirmişsem haksızlığa maruz kalanla farklı da düşünsem, inandığım doğrular farklı da olsa gerçek hayat-sanal alem farkını gözetmeksizin tepkimi gösterir, haksızlığa karşı ne gerekiyorsa yapmaya çalışırım elimden geldiğince.
toparlayayım. buraya imza atmamdaki neden o başlıkta da belirttiğim gibi şu sözlüğü seven, bir şeyler katmak isteyen -mülayim gibi- insanlar bu sözlüğe küstürülmesin, tıpkı onun da belirttiği gibi bu sözlükte artık ''hiçkimse'' kayrılmasın, kimse burayı ben kurdum, ben buranın moderatörüyüm ''ben ne dersem o olur'' diyemesin, kendini buranın ali kıran baş keseni görmekten vazgeçsin. keyfkesh yanlış mı yapmış? sözlüğü yasal durumdan zora mı sokuyor? peki, gereken neyse yapılsın o halde. ancak bu yalnızca keyfkesh'e, mülayim'e, garfield'a, hz muhabbet'e değil, bu sözlükte kürtlerin kanını içmek gibi sadistliklerden bahsedenlere, feyk hesaplar alarak trollük yapan, ateistler ibnedir diyen çavuşların ahbaplarına da aynı muamelede bulunulsun. tekrar ediyorum;
''herkes için eşitlik, herkes için özgürlük''
ben o yazının altına imzamı bu şiara inandığım için attım, ayrıcalıklı konuma yükseltilmek için değil, ''herkesten biri olabilmek'' için. saygılarımla.
bir özür edit'i: beşer şaşar demişler. ben de şaşıp aslında iyi niyetli olan bir yazarın ismini tersine art niyetli sandığımdan zikretmiştim. kendisine işin iç yüzünü anlattığı için teşekkür ediyor, bir kusurum olduysa da özür diliyorum.