zirvede espirileriyle koparmış kişidir. beyaz show un eski skeçlerinden olan ''hamit'' tiplemesine çok benzeyen, zirveye katılmış en baba yazardır kendisi.
tam bir kanka. bana bir dahaki zirvede gazinosunda sahneye çıkmak üzere vereceği kartı dört gözle beklediğim müstakbel patronum.* o da allah'ın bir kuluymuş.
(bkz: abo mülayim'le tanıştım)
omuzunda agladıgım. lan harbi harbi agladım. üşüyen bedene ısıtıcı vazifesi gören agladıgınızda bilumum selpak kagıt mendil olarak kullanılabilecek olan insan.* tiyatrodayız be mülayim. oynuyoruz işte hep beraber yönetmen acemi değil ama çuvallıyor işte. ücretleri geç veriyor arada yahut vermeyi unutuyor bazen.
öğreten adam... kendisiyle sohbet etmek, kendi sesinden şiir dinlemek, tek kişilik küçük tiyatro gösterilerini izlemek vs vs vs başlı başına keyifli bir adam. ama bir de gece 4te yürüttüğü o yol var ki! ben "eh mülayim yatacak yerin yok" derken tam, amaca giden yolda çekilen çilenin kutsal olduğunu bana gösterdi ve nargilecilere çıkarttı bizi o karışık yollardan. gecenin ayazına karşılık bize güzel bir kahve keyfi hediye etti.
zirve de en az içip en fazla sapıttıran adam bir dansı vardi ki:
gulu gulu dansı+ haka dansı+ çaça+ tango=mülayim tepinmesi
daha bu birşey değil sabah tophene nın içine e.. * burdan uyarıyorum kendisini bak arkadaşım böyle içilmez. ağzınla iç bu mereti sonra her tarafı batıryosun...
hangi işi yapıyorsun diye sorulmaması gereken yazar arkadaşım. zira aldığınız cevap yamulmanıza neden oluyor. hadi ben alışkınım ama sizlere yazık. bu arada kendisiyle çocuk kaçırma işine girdik. eleman açığımız var. başvurular rüşvetlerle beraber ikimize yapılmaktadır.*
not: beni çaylak ettiler mülayim.*
kendisini bulmak için zirve fotoları karıştırdığım, altın yaldızlı bir albümün birbirine yapışmış sayfaları arasında rastlar rastlamaz yakasına yapıştığım, kelimelerinden faydalanmak için tarkan görmüş teenager gibi mulayiiiiim diye çıldırdığımdır. fikirlerine, bilgisine, birikimine, kelimelerine, cümlelerine ve bunu gibi cümlesine saygı duyduğum, bulduğum için tanrıya şükrettiğimdir.
bizzat tanışmadığım , "objektif olma"ma yardımı dokunmuş yazar. sabah erken saatlerde bi yazı , provatatif bi başlık okuyorum diyorum ki içimden , lan gene populer olma amacı güden hödüğün biri yalan yanlış şeyler yazmış , sonra son satıra geliyorum yazarın ismini görüyorum..hem de o yazar , genelde sevdiğim , ama dikkatlice okumadığım , ismi geçince "kültürlü" biri diye genelgeçer yorumlar yaptığım yazar oluyor..o gün bugündür , düşünüyorum ne kadar taraflıyım , aslında düşünceyi değil de , adamı çalıştığı yeri , yazdığı yayın organını seviyorum , başkası bunları yazsa karşı çıkardım ama , diye..bu bağlamda nice doğumgünü kutlamaları , entry beğeni/yergisi amaçlı özel msj butonu vasıtasıyla tanışılan adamdan yararı dokunmuştur bana..
sözlüğe hayat veren, bambaşka bir yeri olan, sözlüğün şen şakrak, bir o kadar da romantik adamı. geceleri yazdığı entrylerle, adeta gecelere akarsınız. gündüzleri de, mükemmel ortam yapar entryleriyle. bir monitöre bakarak neşelenmek, hüzünlenmek isteyenler için, mülayim. mülayim. mülayim.
kader ortagim, ben uzatmalarla 33 gun cektim ama bak seninki 3 gunmus, aldirma. cabucak gecer. *
ayriyetten, merhaba ankara zirvesine katilmazsa ben de gitmem yazari.
doğruları söylemekten asla rahatsızlık duymamış değerli üstat. ne yazık ki bu vasfından dolayı çaylak edilmiş. sen yine de inandığını söylemeye devam et üstadım, hatırla nietzsche' nin dediğini ' orada her şey konuşuyor ama hiçbir şey dinlemiyor. '