"tarihi yanlış yansıtıyor" diye eleştirmenin moda olduğu dizi. hayır ben anlamıyorum kimler bu diziden tarihi öğrenmeye çalışıyor ki? merakın varsa aç oku kardeşim bunu da biz söylemeyelim. adamlar sen okumaya üşeniyorsun diye kalkıp belgesel koyamazlar ya önüne. zaten ticari kaygı taşımazsa dizi çekmenin ne mantığı var ki?
mihriba sultanı canlandıran kızımız kavak yellerinde ki alışkanlıklarına devam etmekte. kız orada bir efe'ye bir deniz'e burada bir malkoçoğluna bir bağdatlı'ya la bi dur.
46 yıllık cihan hükümdarını, kıç kadar hareme sıkıştırıp , yanlış yönlendirmelerle halkın zihniyetine sokma çabası güden dizi. kameralarını haremin süslü kolonlarından alıp , dönemi yaşayan halkın nabzı da yansıtılmalıdır. bilgi kirliliği ile içlerindeki osmanlı ruhuna duydukları düşmanlığı kusmaları baymıştır.
tamam tarihi seviyoruz, meryem uzerliyi seviyoruz, malkoçoğlunu seviyoruz diye diye izliyoruz diziyi.
tarihe aşırı ilgim olduğundan dizinin daha ilk bölümünden beri farkettiğim sürüyle hataya yanlışa rağmen diziyi seviyorum. birbirleri arasındaki tüm çift kontenjanını doldurana kadar devam eden dizilerdense bence iyi para harcanan ve güzel oyuncuların, oyunculukların yer aldığı bir dizi.
laaakin söylediğim gibi daha ilk bölümlerden sürüyle yanlış keşfetmeme rağmen sonuçta dizi bir hayal ürünü olduğundan takmamış hatta yanlışlara dikkat etmeden son zamanlarda diziyi her hafta izlemeye başlamıştım ki geçen gün yavuz bahardıroğlunun osmanlı sarayları saray hayatı ve harem adlı kitabını satın alana kadar. yavuz bahadıroğlu saf bir osmanlı savunucusu gibi gözükse de değildir. o osmanlı ruhunun savunucusudur ki çok takdir ederim. çok geniş çaplı bir kitap yazmış kendisi merak edilebilecek her şeyden bahsediyor. daha kitabın ilk sayfalarından itibaren o kadar ilginç şeyler var ki acayip şaşırdım.
kitabın bir yerinde yavuz bahadıroğlu "batılı yazarlar ve batıcı yazarlarımız sadece haremin kapısının önünden bile geçmemiş yabancı gezginlerin yazdıklarından yola çıkarak tarih kitabı yazıyorlar. roman yazanlarsa onları bile okuma zahmetinde bulunmuyor." diyor. o kadar haklıymış ki.
benim anlamadığım, aklımın almadığı çok yüksek maliyetli bir dizi yapıp bunu dünya çapında milyonlarca insana izletiyorsunuz. tamam "hayal ürünü" kabul ediyoruz saygı duyuyoruz ama bir insan, insan olabilen, beyine sahip olan, düşünebilen, mantıklı, bırakın türkiyeyi dünya çapında kabul görebilecek bir dizinin senaristi yapımcısı oyuncusu hiç mi açıp haremle ilgili hiçbir şey okumuyor arkadaş. bu kadar mı sığ bu kadar mı gerikafalı insanların eline kaldı sanat, sinema, onca akşamımız, saatlerimiz.
gerçek haremle gerçek harem hayatıyla gerçek padişah yaşantısıyla uzaktan yakından kıyıdan köşeden alakası olmayan bir dizi.
dizinin başında "sadece gerçek karakterlerin isimleri kullanılmıştır gerisi sokaktan çevirdiğimiz osmanlıdan habersiz beş yaşındaki bir çocuğun hayal ürünüdür" diye bir yazı olsa pek ala daha gerçekçi olurmuş.
bu kadar gereksiz, sığ düşünceli hatta cahil insanların nerelerde olduğunu görünce halimize acımadım değil.
--spoiler--
şehzade selim'in hali içler acısıydı. önce kafası uçurulan adamı görünce gidip kustu o esnada kendisine gülen bir yeniçeri olduğunu farketti mahçup oldu. ama daha kötüsü kanuni ona o esnada öyle bir bakış attı ki bu ne la böyle dercesine. mehmet, git bir elini yüzünü yıka dediğinde burnundan soluya soluya çadırına gitti orada kendisine gülen yeniçeri aklına geldi ve bir hışımla gidip hesap sordu sen kimsin de bir şehzadeye gülüyorsun seni falakaya yatıracağım dedi ama yeniçeri meğerse çavuşmuş selimi siklemedi bile bunu gören rüstem müdahele ettirdi. sonra başka bir sefer kılıcını düşürdü kanuni bu sefer duramadı gitti bir got azarladı niye düşürüyosun sıkı tutsana dedi o yetmedi kendisini azarlayan babasını arslan parçası diye mehmet'i severken ve överken gördü. yetmedi sefer sırasında beni görecektin oğlum diye kardeşi bayazid'e hava atarken atma oğlum duyduk kustuğunu (ne çabukta duyulmuş mnkym) demesiyle..daha fazla devam edemiycim sanırsam...öyle böyle değil çok üzüldüm lan.
--spoiler--
sırf reytingi daha yüksek diye, star tv'nin çarşamba günü olan şampiyonlar ligi maçlarına tercih ettiği dizi saçmalığı. bir şampiyonlar ligi keyfimiz vardı evimizde, şimdi bu aptal dizi yüzünden cafelere gitmek, dünya kadar para ödemek ve en önemlisi sigara dumanı solumak zorunda kalıyoruz.
bu aksamki bölümünde süleyman'in hürrem'e yazdigi mektubu süleyman,"siirinde bana inanmazsan muhibbi'ye kulak ver" dedigi andan itibaren devamini al su takatukalari takatukaciya götür kivaminda okumustur, güldürmüstür..
türk insanın ne kadar entrika sevdiğini, ne çok oyuna, 3 kağıda meraklı olduğunu bize gösteren dizi olmuş. yoksa ben o reytingi başka türlü açıklayamıyorum inanın.
kanuni'yi yanlış tanımamıza sebep olan tarihi dizi. harem olayının gerçek olması kabullenilir ama bu kadar abartılı çekişmeler o zamanın sorunlarının içerisinde çok da dikkat çekmemektedir. devletin büyük sorunları varken hareme ağırlık verilmesi tarihi dizi olmasını önlemektedir. hürrem'in yaptığı oyunların çoğu ve gözü karalığı gerçeklik içermektedir ama yine de tarihi öğretme amacı yoktur sadece izleyicinin dikkatini çekmek söz konusudur.
