--spoiler--
bebek macar kralı ve annesi ile birlikte kanuni'nin çadırına gelen macar elemanın çadırdaki tüm konuşma boyuncaki yalaka tavırları ve neticede -bebek ve annesi ile birlikte erdel'e postalanarak da olsa- kral vasiliğini kapması (akabinde de yalakalıkta bir vites yukarı atması) dikkatlerden kaçmamıştır.
--spoiler--
--spoiler--
lütfü paşa ne güzel çakmıştır ağzının orta yerine firijit şah sultan'ın. iki de bir adama sen benim kulumsun senin vazifen hanedanımıza hizmet etmek benim sayemde sadrazamsın bik bik bik e lütfücüğüm bir ya sabır dedi iki ya sabır dedi üçüncüsünde serdi yere oh çok da güzel yapmıştır ellerine sağlıktır.
--spoiler--
oyuncularını çok çalıştırdığı söylenen dizidir. evet olağanca saçmalıkta tanımımızı da yaptıktan sonra asıl meseleye gelebiliriz.
meryem uzerli'nin yerine yapılacak oyuncu seçmelerine katılmayı düşünenlere naçizane tavsiyem diyaloglarda sık sık "alâ" ve "zinhar" kelimelerini kullanmalarıdır..
yolun sonuna gelmiş olan dizidir bana göre. tabii birçok şey reytingler ile ölçülüyor ama, bunu baz almanın doğruluğu konusunda bazı çelişkilerim var.
ben inanıyorum ki, dizi bu düzeyde, çok kritik hatalar yapılmazsa* senelerce devam ettirilir ve hatrı sayılır reytingler de alır diye düşünüyorum.
ama burada bazı noktalar var ve gözden kaçırılan detaylar olarak görmekteyken yavaş yavaş göze batmaya başlayan önemli eksiklikler haline gelmeye başladılar. çoğunluğu da senaryo ile ilgili.
pargalı ibrahim sonrasında fark ettim ki dizinin baş aktörü sultan süleyman değilmiş. çünkü pargalı'yı biliyoruz, fakir bir balıkçının oğluyken nasıl sadrazam olduğuna geçmiş enstantanelerle destekli halde şahit olduk. ama benim en keyif aldığım anlar; ibrahim in kibirden başının döndüğü, süleyman ın bunlara şahitlik etmesi ve adım adım ibrahim e karşı bakışının değişmesi, en sonunda da kişiliğinin iki parça olup süleyman ın kendi içindeki çelişmeleri, dalgınlıkları idi. bu denli güzel geçişleri, insanın ruh halinin değişikliklerini, hem de elinizde bu kadar iyi oyuncular varken anlatmayı tercih etmeyip, sürenizi zoraki olağanüstü olayların cereyan etmesine sebep olan ilgisiz kişilerin yer aldığı sahnelerle ve hürrem den kurtulma planlarıyla niye ziyan ediyorsunuz ki?
--spoiler--
100. bölümün en muhteşem sahnesinin, süleyman ile bali bey arasındaki sorgulama konuşması olduğunu düşünen bir tek ben değilim herhalde? niye etrafımdaki insanlar deliriyor?
--spoiler--
osmanlı medeniyeti ve o günlerde yaşananlar konusunda gösterilenler hep çok güzel, bunları niye ihmal ediyorlar? bir sürü yan karakter var, onları dahil olmuş olmaları için dahil ediyorsanız hiç koymayın daha iyi değil mi? mimar sinan çok güzel bir hamleydi, e sonrası yok. rüstem paşa geleceği parlak bir paşa, yeni ibrahim, ama onun geleceği makama hanig yollardan geçtiğine asla ibrahim kadar değinilmiyor. mustafa nın bileti bir kötü rüyayla kesildi gibi bir mesaj aldık. öyle ya da değil sonraki bölümlerde göreceğiz ancak, bir babanın evladına kıyması birkaç kötü rüyadan, dervişin yarattığı etkiden mi kaynaklanan birşey olmalı? bizim, sonuçta arada yaşanan şeyler illa birebir gerçeği yansıtacak diye birşey yok, ama yüce gördüğümüz bir padişah figürü, zamanının en büyük hükümdarının gözbebeği oğlunu adım adım gözden çıkartıp boğmaya gittiği hikayede daha fazla gel-git görmeliydik diye düşünüyorum.
dolayısıyla, senaryo olarak sonuna gelmiş, hükümet müdahalesi ile piç edilmiş, konusal bir tutarlılıktan ziyade maalesef bir noktada piyesler toplamını andıran, karakterler üzerinde daha fazla çalışılması gereken bir dizinin tadında bitmesi gerektiği fikrindeyim. olan biteni bir aya sıkıştırmak doğru bir karar değilse, hadi bir yarım sezon daha devam etsin, ama tadı kaçmadan da noktalansın en iyisi bu olur diye düşünüyorum.
sadrazam lütfi paşa'nın "bekar evinde* çalışan müslüman kadının" avret yerini köz ile dağlattığı dizi.
asıl taktiri ne amı közlenen kadın ne de lütfi almamıştır, taktir toplayan kişi mercan'dır.
sadık bir kul, eşsiz bir yaver olduğunu göstermiştir.
vezir-i azam'ın kollarından tutup resmen dışarı atmak tabi ki göt ister.
koca cihan imparatorluğunun kaderi "1 adam, 4 kadın, 7-8 çocuk ve 2 tane eniştenin" elinde.
meryem uzerlinin diziden ayrılacağının söylenilmeye hatta ima edilmeye başlanıldığı günden beri dizinin geleceği hakkında ciddi şüpheler duyulmaya başlanan dizi. bu dizinin yapımcısı senelerdir cukka ettiği paralara acıyor da bir oyuncuyu geri dönmeye ikna edemiyor. vay amk ya.
--spoiler--
gelecek bölüm fragmanında lütfi paşa şah sultan'a feci bir tokat çekerken görülmektedir. böylece dizide yeni bir sadrazam değişikliği de gündeme gelmektedir.
--spoiler--
gerçi meryem uzerli diziden uzaklara yelken açmış. hürrem'siz dizi nasıl olur veya başka bir hürremle aynı ilgiyi çeker mi , o da meçhul. belki bir anda senaryo 15 yıl falan ileri atlayabilir; hürrem ölür, oradan devam eder, ama o zaman da yine seyirci kaçabilir ve kadro ve senaryo alt üst olur haliyle.
bu hafta yeni bölümü yokmuş. geçen bölümü kaçırmıştım iyi oldu.
mihrimah hem ağladı hem gitti.
rüsteme de acıdım mihrimaha gerçekten aşık olmuş.
nigar, nerede pislik sen oradasın bi dur be yeter.
şah sultan artık yüzünü görmek dahi istemiyorum zira tipin sinirimi bozuyor.
hürrem artık hiç kahkaha atmıyorsun, suratsız oldun çıktın.
mahidevran bıkmadan usanmadan asi oğluna ders vermeye çalışıyorsun ama mal meydanda.
mustafa kendi sonunu hazırlıyorsun.
hatice sen tam bir korku filmisin. azalarak bit.
padişahım sen çok yaşa.
mihrimah sultan'ın 5 yaşında çocuk doğurduğu dizidir, zor taşıyorlardı kucaklarında vallaha ulan hiç mi dikkat etmez insan, paranın amına koyuyorsunuz bu özensizlik niye!
dün akşamki bölüm mihrimah sultan'ın evlenmesi kısımlarıyla dikkat çekici bir bölüm olmuştur. bu arada lütfi paşa da batakhane baskını olayına fazlaca abanarak ileride başını yakacak bir olaylar silsilesinin fitilini ateşlemiş olabilir. hadım süleyman paşa'ya da dikkat; ileride sağlam gelişmelerini izleyebiliriz.
