--spoiler--
valide sultan hatice sultana hadi sen biraz yat yorulmuşsundur.
bizim evin valide sultanı: sarayda oradan oraya gezinmekten yorulmuş.
büyük valide: onlar elbise taşımaktan yoruluyor şu giydiği kıyafete baksana.
--spoiler--
tarihle alakası olmayan sokaktaki milliyetçi zihniyetin tarih çarpıtılıyor dediği, türkiye'nin en büyük tarihçilerinin ise konsept olarak doğru ve güzel bir dizi dedikleri dizidir. kısacası milliyetçi ve osmanlı konusunda duyarlı kesim bizzati tarihçilerimiz tarafından dumur edilmiştir. an itibariyle de devşirme ibrahim sadrazam ilan edilmiş ve sarayın gerçek yüzü sonunda gösterilmeye başlanmıştır.
(bkz: entrikalar)
bölüm içerisinde 2-3 kere gereksiz yere heyecan yaratan ve daha bölüm içinde heyecanı söndüren dizi.
türk halkı olarak bu hıza alışkın değiliz.*
--spoiler--
bu sözüm sana süleyman..
senin lafının üstüne laf olmuyor. ikisini birden çağır kutsal odaya.
hep onlar sevinsinler hemde sen..
bizim de ele malzeme öhömm öhöm bizlere konuşacak konu çıksın.*
--spoiler--
- oooğlum, canım oğlum, şehzadeem!
- hürrem, şehzade dedin ama bu kız çıktı.
- ne, kız mı?! al bunu alalalalalal.
allah senin belanı versin gudubet suratlı evlat ayrımcısı hürrem. geçen hafta hasta yatağımda, elimde dilimlenmiş portakallarımla sana nasıl sinirlendim, nasıl sinirlendim anlatamam. bütün hafta boyunca tek bir dizi entrysi girmemenin verdiği boşluk hissiyle sana çok pis saydırırdım sırf bu hareketin yüzünden ama, değinmem gereken başka şeyler var:
- vezir-i azamlıktan ayrıldım.
- aaa, bey, şimdi bizim oğlanı nasıl evericez haticeyle?
- amaaan hanım, vezirlikten ayrıldım diye dünürlükten de ayrılacak değiliz ya.
piri paşa, koskoca padişaha "dünürümmm ^_^" gözüyle bakabilen bir yapıya sahip olmak nasıl bir duygu? "amaaan, yemişim padişahlığını, dünüüüürr gel iki tek atalım yauu" diyeceksin diye korktum inan olsun.
murat talaşoğlu ile aynı kaderi paylaşan kadersiz yeni yetme mehmet çelebi, seninle nişanlandığından beri pms döneminde olan hatice nişanın iptalini öğrenince bir sevindi bir sevindi ki sorma gitsin. murat kadar şanslı değilsin, "hatice, çelebi'yle evlen, sana hanlar hamamlar, saraylar yaptırayım. topkapı senin olsun. kafam kadar büyüklükte bir hürrem yüzüğü yapayım sana. yeter ki onunla evlen, mutlu olsun çocukceyiz" diyen bir abin yok. saray ahalisi hastalığını öğrenince "ayyyy hasta mıymııışş?? amaaaaan, evlerden ırak. istemezzük." dediler. vah kadersiz çelebi. sen süleyman'ın "bu evlilik olacak" tavırlarına kanma. kendileri pek bir şakacı bu günlerde. yarın öbür gün çıkıp "çelebi'nin iyileşmesini bekledim ama sor bi neden? pargalı ile hatice'nin düğününe gelebilsin diye. hasta adam, iki eğlensin, düğün dernek görsün ölmeden. ehiehi" diyebilir. aşık olduğun kadın bile "beni haphasta bir veremliye kurban ettiniz. üüff ölür de bu şimdi. yatakta ölmese bari ıyy iğrenirim" dedi arkandan. yazık lan.
gitmicem, yapmıcam, etmicem... iyice "idare edemem anneeeeaaa!" çocuğuna döndün haberin yok hürrem.
off mahidevran... ekürin gülşah ve sen iyice çekilmez oldunuz. sürekli hürrem'e laf sokmaya çalışmaların baydı artık. haydi hazırlan halvete gideceksin haberi gelince hasta oğlunu anında bırakıp "gülşaaahhh, kııııızzz bu akşam halvet var yaşasııınnn. kurudum kaldım valla ihihihi" dedin ya lan içten içe. püüü.
"padişah beni ekti, ama kizmıcam. kendime hakim olucam. o bu gece mahidevran'la olucak, yemekler de bana kaldı ooooohh."
aklından geçenler bunlar değil mi hürrem? beni aldatıyooo triplerine girme hiç, yemezler. dana gibi olmuşsun, hala sultanım, bu akşam bana gelin de beraber yemek yiyelim diyorsun. e adam da haliyle, yanına gelmek istemiyor. "sultaaanoom, bak sana yömöklör yaptom. aç ağzını dolma vörcöm." deyip dolmayı hooop kendi ağzına götürüp ağzında lokma varken hııhahaha diye güleceğinden korkuyor, naapsın. bu korku dolu anları yaşamaktansa memesiz ama fit mahi ile halvete girmek daha cazip geliyor tabi.
senaristlerden acilen bir açıklama istiyorum, yoksa rahat edemeyeceğim: efendiler, şu şehzade mustafa'yı hasta edip, o sevimsiz veletin köhüm köhüm öksürüklerini izlettiniz de elinize geçti? yahu ne kadar gereksiz bir olaydı o. mahidevran durup durup ne idüğü belirsiz bir şurup içiriyor, bizimki yüzünü ekşitiyor, hürrem buna geçmiş olsuna geliyor falan... oof valla sıkıntı bastı. zaten o çocuğun yüzünü olabildiğince az görmek istiyorum, siz inatla onun rolünü artırıyorsunuz. hasta olmuşmuş da bilmem neymiş... sen öh öh öh diye öksürdükten sonra bu eziyet daha fazla devam edecek olsaydı kanal değiştirecektim valla. nasıl bir işkencesin be çocuk!
viki, sana karşı umut besliyordum ama fos çıktın. sıkıldım ben ne yapacaksan yap artık. yoksa hürrem ve mahidevran'ın kavgalarıyla geçmez bu hayat. come on baby.
son olarak söylemek isterim ki, hürrem, adamakıllı entrikalara başla artık. mahidevran halvete gidince gözlerini belerteceğine planlar kur, bak pargalı da terfi etti, zaman kaybediyorsun benden söylemesi. biraz hareket, biraz ekşın istiyorum. titre ve kendine gel, sen bu değilsin. sen hürrem'sin aptallık etme.
--spoiler--
koskoca hükümdarın heyecan olsun diye feyk atmış gibi gösterildiği dizi. pargalı nın en sonunda acımadı kii acımadı kii demesini beklemdik.
--spoiler--
süleyman ve mahidevran halvetteyken hürrem'in kahyalara kapıyı açmalarını söylemesi
hatta bunu söylerken 'ben hürrem sultanım, kapıyı açmazsanız bağırırım' demesini yan odadan sümbül ağayla pargalı duyarken
nasıl oluyor da süleyman ve mahidevran duymuyor hayret doğrusu.
sanırım yakında "kanuni'yi osmanlı soyundan olmayan birisi canlandırıyor. bu o dönemin geleneklerine aykırı" falan diyecekler.
ama en güzeli prof. dr. hakki önkal'ın "minyatürlerde böyle bir şey yok." diyerek dizideki bir çok şeye karşı çıkması.
hocam minyatürlerde kimse giyinirken de resmedilmemiş. sanırım osmanlıda kimse farklı bir elbise giymiyordu. anadan doğma kaftanla doğuyorlardı. ha doğum demişken minyatürlerde doğum da resmedilmemiş. sanırım osmanlıda kimse doğmuyordu aynı zamanda.
az önce reklamında sadıka ayşe hatun'u bıçaklıyordu. ulen eğer ayşe ölürse seni mahvederim uyuz sadıka. rahat bırak onu, o mavi gözlerini oyarım, haberin ola. selamlar...
yağ bu hürrem rejime başladı diye duymuştum ama bu bölümde dahada bir şişmiş gördüm bu diet yaptıkça vereceğine dahada bir fil oldu. biri şuna rejimin yemek değil vermek olduğunu anlatırsa iyi olur bu gidişte televizyon ekranın hepsini kapliyacak.
halit ergenç'e bile alıştığım halde meryem uzeri'ye alışamadığım dizidir. bu kadar güzel ve bu kadar itici olunur mu ya! eğer rol buysa yönetmeni sorgulamak gerek.
bu 2 okan yalabık tuhaf geldi ama adam ikisini de oynuyor çatır çatır.