Şifo isimli bir muhabbet kuşum vardı. O zamanlar çok küçüktüm. Mavi ve beyaz tüyleri vardı. Kafama çıkıyordu, elime alıyordum. Hatta konuşturuyordum. Şampuan fener falan diyordu. Sonra mantar hastalığı gibi bir şeye yakalandı. Ilaçlar alıp sürüyorduk fakat gittikçe cılızlaşmıştı ve tüylerinin arasında yaralar doluydu. En baştan bana söylemediler. Bir sabah uyandığımda annem üzgün halle yanıma geldi; kuşun öldüğünü söyledi. Odaya kapanıp ne ağlamıştım... sanırım bir dostumun ilk kez gidişiydi.
evde 3 kızın arasında yaşayan ve kendini yalnız hisseden babamın,
yalnızlığını bir şekilde gidermeye çalışması sonucu,
dişi veya erkek dinlemeden minnacık kuşlara koyduğu isimlerdir.
Sarışın, saçları bile olan bir kuşum vardı. Adı firuzeydi, muhabbet kuşu mu bilmiyorum küçüktüm o zaman. Kafesini açınca elime konardı, severdim, okşardım kaçmazdı. Öldü sonra. Duygulandım şimdi. Üzüldüm.