beş kuruşsuz ve kontörsüz kalmışken, her şeye isyan ederken, tuzu kuru birisinin, onu aramanız için çağrı yaptığı anlardır. canı, bedava muhabbet ve eğlence istemiştir. sizin buzdolabınızın, tamtakır kuru bakır olması umurunda bile değildir. "herkesi tepesim var" sözü, burada devreye girer işte. insan, hep yalnızdır.
konuşacak bir kişi bile bulamadığınız ve yalnız kaldığınız andır. tek başınıza kalmışsınızdır. o an konuşmak, havadan sudan bahsetmek yada espri filan yapmak istersiniz. ama yapamazsınız. belki sadece kendi kendinize mırıldanırsınız. hatta durum öyle bir hal alırki konuşmak, paylaşmak istediklerinizi normal hayatda yapamayıp, bunları gece rüyanızda yapmaya kalkışırsınız.
iş ararken, eskiden sümüğünüzü bile atmayacağınız tarzdaki ilanlara tenezzül ettiğiniz an. artı o ilanın sahibi olan çüklet beyinli insanlarla uğraşmak zorunda kaldığınız an.
tartıştığın sevgilinin seni inatla aramaması.
günler birbirini kovalarken, telefon çevresınde atılan tur sayısı bir önceki güne nazaran artış gösterirken, umudun yitirilmesiyle vücudu kaplayan karamsarlık dalgası,moral bozmayı artık aşmış bir haldedir ki günden güne eriyip bitirmektedir insanı.
ne olacak bu sınav, ne olacağım ben, bunları hak ettim mi peki? derken, sisli bir geleceğe anlamsız bakarken, canının aslında hiçbir şey istemediğini anladığında, hayatında seni heyecanlandıracak, yüzünü güldürecek kimsenin olmadığını fark ettiğinde, kaçırılmış fırsatlara dönüp baktığında...
bir yerden burs alacaksınız, bütün işlemleri yaptınız, ortalamaya filan bakılmıyor, sadece alttan ders olup olmadığına bakılıyor, notlarınızın açıklanmasını bekliyorsunuz, notlar açıklanmaya başlıyor, açıklanan son derse kadar hiç bir sorun yok ve son notunuzun ff olduğu açıklanıyor.
siz binbir türlü gündelik dertle uğraşıp yok paraydı yok puldu , işti , evdi diye hayata lanet okurken mide kanseri olan* komşunuzun öldüğünü öğrendiğiniz an.