askerde, ailenin tüm ısrarlarına rağmen zahmet etmeyin, dünyanın yolu, zaten 5 ay vb. bahanelerle yemin törenine gelmelerine mani olduktan sonra yemin töreninin akabinde arkadaşlarının aileleri ve sevdikleriyle kucaklaşmalarını geriden izlemek. Ne halt yedim lan ben diye hayıflanmak.
farklı şehirlerde okuduğunuz için uzakta olan sevgiliniz akşam partilerine giderken siz evde oturup pineklemek zorundaysanız * moral bozukluğu tavan yapıyormuş.
zaten moraliniz bozukken, başınıza gelebilceğini düşündüğünüz en son olayın da gelmesiyle büsbütün yıkılmaktır..hayatının sonunun geldiğini sanıp,hiç bişeyin düzelceğini düşünmezsiniz ve de ''keskin sirke küpüne zarar'' durumun bizzat uygulamak için en elverişli anlardandır da aynı zamanda..
çalışmakta olduğunuz işyerinde, yeni fikirlerinizi ve kurumun çıkaracağı dergiye ilişkin planlarınızı sunar, bunlar kabul edilmediği/beğenilmediği gibi bir punduna getirilip işten de çıkarılırsınız. birkaç ay sonra eski işyerinizin sitesine baktığınızda, herşeyin tam da sizin dediğiniz gibi yapılmış olduğunu, demediklerini bırakmadıkları uygulamalarınızı şevkle sahiplendiklerini görmüş olursunuz. yalnızca moral bozukluğu değil, cinayet arzusu da tavan yapar haliyle.
sevdiceginizden kilometrelerce uzakta durup düsünürken bir anda onu ne kadar çok özlediginizi hissetmek ve o anda ona deliler gibi sarılmak isteyipte sarılamadıgınız andır. Tam bunları düsünürken aldıgınız her nefeste gecen zamanın farkına varmak ve her saniyede hissettiginiz özlemin giderek artması.
her gun gittiğiniz ancak hocanın yoklama yapmadıgı bir ders için ''ulan nasıl olsa yoklama almıyorlar '' diye düşünüp derse gitmemek, akabinde ve detayında sizin gitmediginiz gün hocanın yoklama alması ve sınıftaki azınlığa hiteben '' aferin cocuklar devamlı geliyorsunuz derse '' demesi ve gelen kimselere sınavda yardımcı olacagını soylemesi ve olması..
hak edilen bir şeyin sahibi olamamak.
hak edilenin avcundan kayıp gitmesi.
daha kötü olanın, kaybeden kadar iyi olmayanın kazanması ve yaşanan müthiş hayal kırklığı.
1 hafta da 100 x lik moral bozukluğu 93 x falan ancak olmuştur.
durumu sayısallaştırınca da daha az can yakmıyor ki.
sabahın köründe çalan, sizi en kaba, en vicdansız, en sinir bozucu, en itici şekilde uyandıran alarm sesinin idrak edildiği o iğrenç an. ve daha da kötüsü, mevsimin kara kış olup, dışardaki hava sıcaklığının sıfırın epey bir altında olması. ancak sizin, her şeye (uykusuzluğa, soğuğa, yorgunluğa) rağmen, ne olursa olsun kalkıp işe gitmek zorunda olmanız. (bkz: içine ettiğimin iş hayatı)