boyaları okula götürüp götürmemek konusunda tereddüt ettikten sonra nihayetinde çantasına atan, büyük bir itina ile kullanan, resmi kalemin tek bir tarafıyla boyayıp ambalajlarını koparmayan, kalemler küçüldükçe ''mon ami'' yazısının koparılmaya mahkum olduğunu idrak etmeye başlayıp üzülen, gün sonunda kırılmış ve ambalajsız kalmış kalemlerin toplayabildiği parçalarını bu kez itinaya hüzün ekleyerek kutusuna yerleştirirken ''bir daha getirirsem iki olsun.'' diye söylenen çocuktur. bir dahası görülür mü, bilinmez tabii.
çocuk aklıyla öbür arkadaşlarımı kıskanıp 48 renklisini istiyorum diye tutturmuştum. annem de dayanamayıp almıştı. belki o zamanlar onu alabilecek paramız yoktu hatırlamıyorum. belki imkanlarını zorladı aldı.
nedense bu olay benim içimde uhte olarak kaldı. bir daha açgözlülük yapmam.
monami yapıştırmasını resim çantasına yapıştıran çocuktur. Ha bir de bu setin içinde elin kirlenmesin diye sarı renkli bi pastel boya kabı mı desem kılıfı mı desem o tarz bir şey olurdu sert, De o zımbırtı daha leş gibi olurdu.
çevresindekilerin kıskançlık dolu bakışlarına maruz kalan çocuktur. bir zamanlar. hala öyle mi bilmiyorum. benim 48lik monami pastel boyam oldu ama nasıl oldu ben de bilmiyorum. lisede filandım, artık çocuk da değildim ve annemin bana yıllar önce, havuzlu pasajın içindeki küçük kırtasiyeden aldığı mum boyalar gibi kokmuyordu monami. ben hala o mum boyaların kokusunu özlüyorum giden çocukluğum ve giden annemle beraber.