Sağlığa zarar bir bölümdür.
"Ulan keşke tıp okusaydım." dedirtir.
Millet birbirinin ciğerini geç quizini devamsızlığını bilir.
Seni not ortalamana göre sınıflarlar.
Hocalar kendini yarı tanrı görür seni bolca ezer.
Uykuya hasretsindir.
Kütüphanede hukukçular bile senden daha az vakit geçirir.
Yurtdışına gidemeyeceksen Boğaziçi,ODTÜ,Bilkent'ten başka bir çaren yoktur (Neresi kötü diyene: Yediğin içtiğin ayrı gitmezken o adam harvard'a gider sen de işte...)
Kitapları, slaytları, makaleleri hiç bitmez.
Zordur işte lan.
2006 yılında liseden mezun olduğumda geleceğin mesleği denilen ve yıl olmuş 2012 hala aynı masalın okunduğu bölüm. yok abi yazmayın bu bölümü azıcık aklınız varsa. Ha ben para istemiyorum 30 yaşında hala öğrenci gibi en fazla 1500 liraya talim ederim diyorsanız buyrunuz derim. 4 yıl köpek gibi çalışırsın. Millet orda burda gezip üniversite yıllarının tadını çıkarırken sen bakterilerinle ilişki kurarsın labda. Ortalama kasarsın. Okul bitince ise öylesine bi okulun öylesine biyoloji bölümünden mezun olmuş bi arkadaş senden daha yüksek ortalamalı diye senle aynı kefeye konur. Sonra ben ideallerimden vazgeçtim çalışma hayatına atılıcam dersin ve tahmin et çoğu işveren bir işletme mezununa bile senden daha fazla öncelik verir. Sana öncelik veren de mutfakta çaycı almışçasına ağzına sıçar falan.
Kısacası bu ülkeden bi cacık olmaz arkadaş. Geleceğin mesleği diye giriyosan sakın girme, zira en büyük iş alanı olarak görülen ilaç sektöründe yapabileceğin en güzel iş ürün müdürü bi dğer deyişle pazarlamacı olmaktır. O da çok şanslıysan. 4 yıl saç dökeceğine git yata yata turizm otelcilik falan oku. Gir bi otele baba baba çalış.
bilkentte moleküler biyoloji ve genetik okuyan arkadaşlarımdan yola çıkarak çok da kasmayı gerektirmeyen okuldur.artı mezun olunduğunda da havada kapılma ihtimaliniz yoktur,maazallah düşüverirsiniz,sakın nasıl olsa kaparlar diye atmayın kendinizi.
yapılan onca araştırma sonrasında türkiye şartlarında geleceğin bölümü pohpohlamalarının fasafisodan ibaret olduğunun anlaşıldığı bölümdür. yani buradan bu nadide(?), çok değerli bölümü seçmek isteyen genetik adaylarına duyurulur ki; seç-me-yi-niz! amma ve lakin ben biyoloji hastasıyım, bilim uğruna lüksten, fazla para kazanmaktan vazgeçerim, maksat bilime katkım olsun düşüncesindeyseniz bu duruma kimse bir şey söyleyemez. aşktır. seçiniz. bilim adamlığı aşkı dışında ne olursa olsun yanlış yoldasınız haberiniz olsun...
bir arkadaşımın okuması sebebiyle kendisinden haberdar olduğum bölüm. adam bitirdi bide master yapıyor şimdi. ne olacağını o da tam bilmese de yurt dışına gideceğini belirtir. devamlı lab da çalışıyor bide. o neyse artık. *
molekuler biyoloji mi tip mi okusam diye kafayi patlatan bi cok ogrenci vardir. benim tavsiyem molekuler biyolojidir. tabi eger basarili olacaginizi dunuyorsaniz. ogrendikleriniz ve yaptiklariniz size 'hey tanri, ne yaptigini gorebiliyorum, aferin iyi is cikarmissin' dedirtebilir. yeteri kadar iyiyseniz eger istediginiz sehirde yasarsiniz hayatinizin devaminda. new york chicago los angeles lonra. bu sehirlere doktoraya giden molekuler biyoloji mezunu cok arkadasim var.
Yorumları okuduğumda insanların neden böyle düşündüğünü anlamadığım, okudukları bölümde nasıl imkanlarda çalışıp eğitim aldıklarını merak ettiğim bölümüm. Ilk senemdeyim. Genel fizik, kimya ve biyoloji derslerimizin yanında 4 saat biyoloji lab,2 saat de kimya lab dersimiz var. Biyoloji labında konularımıza göre hücreler inceliyoruz, gördüğümüz hücreleri çizmeye çalışıyoruz. Şu 3 haftada incelediğimiz şeylerden bahsedebilirim. Kendi epitel hücremizi, kara yosununu, fibroplastı, prokaryot hücreyle ökaryot hücre arasındaki farkı görebilmek için prokaryot hücre olan yoğurt bakterisi lactobacillus bulgaricusu inceledik. Hücreleri daha iyi gözlemlemek için boyama yapıyoruz. Herkes bireysel yapıyor, hepimizin kendine ait mikroskobu var. Kimya labında da 3lü gruplar halinde deneylerimizi yapıyoruz. Bu şekilde aklımızda da çok iyi kalıyor. Şimdiye kadar olumsuz giden hiçbir şey olmadı. Özellikle kanser moleküler biyolojisi ve bitki biyoteknolojisi alanlarında araştırmaların yürütülmesi amaçlanıyor. Ikinci sene alımlar başlayacak. Iyi bir hayat sürmeyi, iş bulabilmeyi herkes ister. Bildiğim kadarıyla adli tıpta, emniyette, tüp bebek merkezlerinde, ilaç firmalarında çalışılabiliyor. Bunun yanında üretmeyi, incelemeyi, sorgulamayı, çözüm üretebilmeyi ve her meslek gibi işini sevmeyi gerektirdiğini düşünüyorum. kültür üniversitesinde okuyorum ve diplomam bütün ülkelerde geçerli sayılıyor. ERASMUS Programı kapsamında Greenwich Üniversitesi (ingiltere), La Sapienza Üniversitesi (italya) ve Trier Üniversitesi (Almanya) ile anlaşmaları var. Diğer üniversitelerde sunulan olanaklar hakkında hiçbir fikrim yok. Dr. Serdar Savaş' ın "Tıpta sessiz devrim koruyucu genetik" kitabında her şey çok güzel anlatılmış. Hiç bilmeyen biri bile çok şey öğrenebilir.
Sıkıntı bölümde değildir, Türkiye'de bu bölümü okumaktadır. Yoksa güzel bölümdür, hele ki severek okuyorsan çok da zevklidir. Birçok meslek gibi mbg mezunlarının iş olanağı oldukça azdır ülkemizde. Mezunların çoğu akademisyen olma çabasındadır, bende dahil. Yüksek lisansı bitirip doktoradan devam etmek niyetindeyim. Yurt dışında oldukça iyi imkanlar olduğu gerçeği de olunca beyin göçünün önünü almak da pek mümkün olmuyor. Bilim yapma aşkınız, sabrınız falan yoksa hiç bulaşmayın derim.
açıkçası vaktinde ulan bütün hayat sohbetsiz muhabbetsiz bir objektiften bakarak geçer mi diye elimin tersiyle ittiğim bölümdür. tabi bakan bilir geçer mi geçmez mi. allah sabrını da verir.