Sistemin basit bir parçası olarak hayatını devam ettirmek. Ona ne sunulursa düşünmeden almak; kendisi sorgulamak yerine başkalarının kendisi adına yorumlar yapmasına, kararlar vermesine dolaylı olarak izin vermek. Etrafını kuşatan binlerce, milyonlarca uyaranın içerisinde sıkışıp kalmak, kişiliğini (özünü) kaybetmek. Düşünmemek.
Düşünmek, düşünerek hareket etmek ve daima her hareketinde en iyisi için çabalamak. Çünkü her hareketinde daima mükemmeliyetçi olarak yetiştirilmiştir. Bu da hastalığa dönüşmüş olup, artık kafası rahat değildir. Düşünmeden hareket edenler kadar mutlu kimse var mıdır hayatta? bu sebeple modern insanın en büyük sorunlardan biri çok düşünmek zorunda kalmasıdır.
Kendinde her şeye sahip olma ihtiyacı olduğunu düşünmektir. Halbuki şu kısacık ömrümüzde sadece yapabildiklerimizi en iyi ve en mantıklı şekilde yapmaya çalışmak daha dogru degil mi?
tüketim toplumunın getirdiği yaşam anlayışının insan fizyolojisine uymamasıdır. yaşamını sürdürmesini sağlayacak kaynağı doğadan sağlamak yerine hergün aynı işle uğraşan insan (her iş için geçerli değil elbette) monotonluktan depresyona girebilir, hareketsiz yaşam tarzı sürdürürken kalorisi yüksek yemekler yemekten obezite sorunu ortayaçıkabilir.