Tektipleştirilmeleri, farkında bile olmadan doğduklarından beri içine girmeye mecbur bırakıldıkları kalıplara sadık kalmaya çalışmaları. Korkuyorsunuz , korkuyoruz sanki olmaya çalıştığımız insan yerine olduğumuz insanı bulmaya çalışsak daha az hata yaparmışız gibi geliyor sanki dünya daha iyi bir yer olurmuş gibi.
gelişen bilim, teknoloji ve hızlı akan yaşam neticesinde dünyanın büyüsüne kapılarak, dünyaya kazık çakacağını sanmaktır. dünyadaki ihtişam ve sahip olduğu para , mevki sonunda gideceği yerin toprak olduğunu unutmasıdır. gelişen yüzyıl işleri kolaylaştırsa da insanı tekdüzeleştirmiş ve aslında aptallaştırmıştır.
her boku istemesidir. biyolojik olarak çocuk sahibi olamayacak olsa bile çocuk ister. iki bin lira maaşla en iyi telefonu ister. ister de ister. bu kadar tüketim, insanın doğasını reddinin sonucunda dünyanın cortlaması ise yakındır.
modern insan, modern yaşam sonucu ortaya çıkmış evrimsel bir kertenkeledir aslında.
doğada avlanıp, mağaralarda yaşayan ilk insanlar daha sonra teknolojinin ve bilginin gelişmesiyle milenyum çağına kadar gelmiş yaratıklardır.
Modern yaşamın insanı tek boyutlu, sıradan bir yapı olarak düşünerek “herkesleştirmesi” alain touraine tarafından şöyle yorumlanmıştır:
“Modernliğimizin dramı, bizzat kendisini oluşturan iki yarıdan biriyle mücadele ederek, yani bilim adına özneyi kovarak, Descartes döneminde ve bir sonraki yüzyılda hâlâ yaşayan Hıristiyanlığın katkısını reddederek, akıl ve ulus adına, Hıristiyanlıktaki ve doğal hukuk kuramlarındaki (Atlas Okyanusu’nun her iki kıyısında da insan ve yurttaş hakları beyannamelerini doğurmuş olan) ikiciliğin mirasını yıkarak gelişmiş olmasında yatar. Öyle ki, aslında modernliğin temel bir bölümünün yıkılışı hâlâ modernlik olarak adlandırılmaktadır. Modernlik ancak özneyle aklın, bilinçle bilimin
etkileşimiyle mevcutken, bize, bilimi yüceltmek için özne fikrinden vazgeçmenin, aklı özgür kılmak için duygu ve imgelemi susturmanın, tutkularla tanımlanan toplumsal kategorileri, yani kadınları, çocukları, emekçiler ve sömürgeleştirilmiş olanları, akılcılıkla özdeşleştirilen kapitalist bir seçkinler
grubunun boyunduruğu altına sokmanın gerektiği fikri dayatıldı”
baktığınızda modernizm, konformist bir yaşamı vaad edip, sizi kölelleştirmesinden başka bir şey değildir.
daha çok çalış ve üst segment telefona sahip ol. paranı havuzlu bir eve yatır ve onun giderleri için ömür boyu çalış.
yani her bir sahip oluş sizin köle olarak devam etmenizi sağlar ki chuck palahniuk ta fight club da tam olarak bunu eleştiriyordu.