anlaşılamamaktır. 21. Yüzyılda belki de her şey bu kadar kolaylaşmışken aramızda okyanus olan adama bile ulaşmak bu kadar basitken hali hazırda ortak bir dil bile olduğu halde anlaşamamaktır.
Sözylediklerinin karşındaki insana çarpıp sana geri dönmesidir. Onda anlam bulamamasıdır. Bazen anladığını sanarsın mutlu olursun ama öyle bi an gelir ki herkesten daha yabancıdır.
80'lerin yuppie kültürünün doğurduğu ve insanlığı etkileyen en büyük lanetlerden biri olan kendini beğendirme, ilgi çekme hastalığı. Prozac toplumunun başmimarlarını eritip bitiren, AIDS'ten bile tehlikeli travma.
modern insanın sorunu, modern olmaktır. modern kelimesinin latince anlamı mod-a girmiş olmaktır. moda sokulmuş olmak. kendi kararlarını vermekten aciz bırakılmış ve hayatın gerçekligiyle ilgili kararını verirken bile, istedigi kadar özgür oldugunu savunsun, modlardan modlara sokularak iradesinin felce ugramış olmasıdır. post-modern bireyde ise bu gerçeklik felçten de öte bir hal almıstır. allah rahmet eylesin.
"bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız hayatlarımız." demiş tyler baba.