azınlıkta olmasıdır.
ama dünyanın bu düzeye gelmiş olması ileriye bakanların eseridir.
yoksa mağaralarda yaşamaya devam ederdik. çağ atladıysak ilk çağda kalmadıysak sebep azınlıklar.
düşünsenize bir bilgi öğrenmek için hemen google ile ara. ansiklopediler, kaynaklar dururken...
patates kızartacaksan marketten kesilmişi al, makineye at yağ koy kızarsın.
Götüdür efenim. En büyük sorun Götünü kaldıramamasıdır. Herşeye çok kolay ulaşır ve bu yüzden çok kolay vazgeçer. Çünkü göt rahattır, rehavet sahibidir.
dünya özellikle sanayi devrimi'inden sonra öncelikle ekonomide , ekonomiye bağlı olarak sosyal hayat da hızla bir dönüşüme şahit olmuştur. bu döneme kadar ilkel bir ekonomik- sosyal hayata sahip olan toplum liberal politikalar ile daha kurumsal ve kitlesel başkalaşımlara uğramıştır.
kapitalist düzenin ele geçirdiği bu düzene bir tepki olarak doğan komünizm insanların toplumsallıktan bireyselciliğe olan yolculuğu esnasında fazla tutunamamıştır.
özellikle günümüz insanlarının çoğunda bulunan narsist hareketler tamamen bu sınırsız bireysellik ve bencilliğin eseridir. bugünlerde moda olan selfie akımı da aslında tamamen narsist bir harekettin, egoların hükmettiği bir akımdır.
chuck palahniuk 'inin o ünlü sözü ve fight clup'da da replik olarak geçen ;
'' bizler tarihin ortanca çocuklarıyız...
bir amacımız yok;
ne büyük savaş ne de büyük bir buhran yaşadık...
bizim savaşımız ruhani savaş...
ve bunalımımız kendi hayatlarımız... ''
cahil olması. o kadar cahiliz ki bunca imkana rağmen. her yerimiz teknoloji dolu, bir tıkla bir sürü şeye ulaşabiliyoruz ama bunu ne kadarımız yapıyor?
modern insan olarak tanımlamamamız gerekir. içimizde halen homo habilisler homo erectuslar bulunmuyor. gerçi insan varoluşundan beri mükemmel bir fıtrata sahiptir. modernlikten kastımızı, modern anlayışımızı belirtmeliyiz. sürekli değişen çağımızda modern kelimesini günümüz anlamında kullanıyorsak çağla beraber hepimizin değişmesi, kalıcı özellikler yerine değişken tutarsız huylar edinmemiz lazımdı. modern kelimesini atıp başlığın geri kalan kısmına getirilecek açıklama ise şudur:
teknolojidir. kimi zaman tutkuyla takip edilir, kimi zaman ise bir gereklilikten dolayı büyük uğraşılar vermek gerekebilir.
demokrasinin işlevsizliğinin, pratikte uygulanmasındaki sorunların, kişinin yığınlar içinde boğulmasının, topluma, devlete yabancılaşmasının, kalıplar içine girmek zorunda bırakılmasının yarattığı sorunlardır. bu soruna maruz bireylerin genelinin batıda olduğunu düşünürsek, devletler politikalarını belirlerken insanları böyle düşüncelere sevk etmeyip, demokrasinin sorgulanabilir hale gelmesini önlemeye çalışırlar. gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerde ise demokrasi başlı başına mükemmel, ulaşılması için çaba gerektiren bir kavram olarak görülür. bu nedenle dünyanın yaşayacağı en büyük devrim, eskiyen demokrasi kavramının terk edilip, bireyin doğrudan söz sahibi olacağı, yığınlar içinde boğulmayacağı ve tamamen kendi iradesine göre yaşamakta özgür olacağı topluma doğru evrimde olacaktır. maalesef rahatlıkla söylenebilir ki bu da genel anlamıyla doğuda olmayacak.
bir diğer devrim de uzayda hayat bulunduğunda olacak. alakasız ama es geçmek olmaz.
bu konuda birçok söyleyebiliriz hepsi de söylenmiş. modern insanın en büyük problemi gereğinden fazla düşünmesi, hissetmesi ve dile getirmesidir. eski insanda her şey doğal bir hiyerarşiyle yürürdü. görevler, sorumluluklar, yöneten, yönetilen. kurallar belli, bunun dışına çıkılınca getirilecek çözümler belli. insan beyni geliştikçe, teknoloji toplum kavramı ortaya çıktıkça roller, güçler dengesi birbirine karıştı. erkek ve kadın kendi doğası veya alanı dışında başka işler yapar olup, başka terazilerde değer görmeye başladı. eski usullerle yeni dünya güçleri birbirine karıştı.