misafirliğe gidilen evin yatak odasına girmek.
+dayı bu kırbaç ne?
-şey yiğenim... at aldım da.
+e bu kelepçe ne?
-senin kuzen yaramazlık yapınca bağlıyorum korkutmak için. hah hah hah.
+e dayı bu maske ne ya servet çetin gibi...
-siktir git lan evimden. defol git lan piç...
kuru pastaları tabağın kenarına iteleyip, herkesin aklında olan içinde puding olduğu tahmin edilen pasta dilimine abanmak. yapmayın. ilk önce o dandik kuru pastaları ye ve o pudingi hak et!
Tuvalette uzun sure rahat rahat sıçamazsınız. Ulan şimdi bunlar bi araba laf söylerler tedirginliğiyle yarım sıçar kalkarsınız. Sonra istediğiniz şekilde oturamazsınız yayıla yayıla. Acıksanız dahi sofraya yumulamazsınız yavaş ve sakin yersiniz. Tvyi açın maç vardı diyemezsiniz. Yaparım ben diyorsanız biraz abes kaçar ben yapamıyorum.
koltuktaki küçücük delik varya can sikintisindan onunla oynamayin. Biliyorum onun içindeki peluşu cikartmak ayri bir mutluluk vesilesidir ama bokunu çikartmayin. O küçücük delik elmabüyüklüğüne geldiginde cok nahoş bir görüntü çıkıyor ortaya.
Ayrica sümüğünüzü koltuğun altina yapistirmayin efendim. Biliyorum yapiyosunuz bunu !
misafirliğe gidildiğinde yapılmaması gereken en önemli şey, manevi değeri olan vazoyu belirleyip onu kırmamaktır.
evin yaramazı olan çocukla araya mesafe koymak. evet. öyle ki bu çocuk ilk başlarda sakin ve uslu gibi görünür ancak sizi kendi odasına çektiğinde kulağınızı ısırır, kıçınıza tekme atar, ''oha lan bu çocuk nasıl böyle olabiliyor'' diye içinizden düşünürsünüz. kısacası ömrünüzden ömür alır. siz büyük odaya büyüklerin yanına kaçmak istersiniz ama büyükler sizi kabul etmez, ''gidin oğlum içerde kardeşçe oynayın.'' der.
bir çay daha içer misin diyen kişiye ''hayır, ben sütlü tatlıyı istiyorum.'' demeyin. ayıp lan.