şöföre mümkün olduğunca yaklaşılır, kararlı ama kısık bir ses tonuyla, ''kaptan hede hede'' diye gerçek durum anlatılır. bık bık gelirse, ''indir o zaman'' diye rest çekilir, soğukkanlılığını kaybetmeyen daima kazanır.
ayıp ettin abi derse ne ala, sert bir frenle kontratak yapılırsa, tabanvay herzaman alternatif..
bizzat seawind in başına gelen olaydır. utancından yolun yarısında inmesi gerekirken son durağa kadar devam etmiştir. son durakta ise şoförün yanına gidip yalvarma moduna girmiştir. ne şanslıdır ki şoför tanıdıktır ve sonra almaya ikna olmuştur.
istanbul da taksim-kadıköy minübüsleri haricinde sorun yaratmayacak durumdur, 1 yıl boyunca mustafa kemal* - kadıköy hattında minübüse para vermemiş biri olarak şunu söyleyebilirim, mp3 playerinizi takın, geriye yaslanın, ya çevrenize sert bakışlar atın ya da uyukluyor numarası yapın, şöför para sormaz sorarsada elli keremi veriliyor bu kardeşimmm aaa?? metropol insanları sinyal yemeye alışmışdır umursamayın, onlarda umursamaz..
kötü bir durumdur. uygulanacak taktik ise şu olmalıdır:
diyelim ki göztepe'den kadıköy yönünde minibüse bindiniz ve paranız olmadığını farkettiniz; hemen şoföre seslenip "kaptan, bostancı ne kadar?" diyorsunuz. yolculardan çıkan "aaaa" "oooo" ve "salak" nidaları eşliğinde kaptan size, minibüse yanlış yönden bindiğinizi ve yolun karşısına geçmenizi söyleyecektir. tatsız bir durum daha böylelikle atlatılacaktır.