Caminin yanında bulunan minare; ezan okumak için yanında duran, kalem ucu misali ince-uzun ve tepesi konili yer olup ezan kulesi olarak da bilinir. Minare(menarah), etimolojik olarak Yahudilerin yedi kollu şamdanı menora ile aynı kökten gelir: menorah-menarah
ilgili link: https://kuranilmi.blogspo...09/menora-minare.html?m=1
ilgili fotoğraf: https://galeri.uludagsozluk.com/r/2405350/+
yapacaklarsa adam gibi demirden vs ya da çok sağlam yapsınlar. en ufak bir depremde ilk onlar yıkılıyor. yıkılmayıp hasar görenler de tehlike saçıyor. gaziantep te yıkımı yapan operatör öldü geçenlerde. yapamıyorlarsa da sembolik ufak bir şey yapsınlar.. nasıl olsa binalardan gözükmüyor.
Ezan ve sala'nın okunduğu sivrice dizayn edilmiş yapı.
Çevresindeki megafonlar sayesinde insanlar namaza çağrılır. uçak ve helikopterlerin farkına varması için çoğunda kırmızı yanıp-sönen ışık sistemi bulunur.
bu gün merak etmem sonucu araştırdığım caminin kule şeklindeki yapısı.
Camilerde minare zorunlu bir yapı parçası olmamakla birlikte, bir islam beldesi imgesinde geleneksel ve güçlü bir yer edinmiştir.
Camilerde minare ihtiyacı teknolojinin henüz olmadığı islamiyetin ilk dönemlerinden 20. yüzyılın ilk yarısına kadar, ezanın uzak yerlerden duyulmasına imkân sağlamak için yapılmışlardır. Eski devirde müezzin, caminin balkonuna, yani şerefeye çıkar istinare denilen şekilde dönerek ezan okurdu. Modern çağda artık minareye çıkmadan cami içindeki mikrofondan okumaktadır. mimari açıdan 'hoparlör direği' yakıştırmasıyla tenkit edilirler.
ilk minare muaviye zamanında yapılmıştir yani Hz muhammet döneminde yoktur. Peki günümüzde megafon,hoparlör gibi çok kaliteli aygıtlar varken Minare yapmanın mantığı nedir? sonuçta eski zamandalarda ses duyurmak için yapılmış... minareye verilen para fakirlere verilemez mi? Malesef günümüzde bizim mahallede şu kadar büyüklükte minare var şu kadar büyüklükte minare var diye hava atılıyor ama sorsan herkes aç herkes fakir...
eskiden, sesin daha uzaklardan duyulması için yapılan camiyi tamamlayan mimari yapı.
zamanımızda elektronik ses aygıtlarıyla fevkalade kalitede ve çok uzaklara yapılan ses aktarımı minarenin gereksizliğinin ispatıdır.
Minarenin yapımına harcanacak para ile sokaktaki insanlara, çocuk esirgeme kurumuna, diğer hayır vakıflarına yardım edilse Allah katında daha hayırlı olabilir.
Minareler şimdilerde üzerine baz istasyonu konulan dini yapılar haline geldi. Artık din ticarete böyle alet ediliyor. Göya camiye gelir sağlayacak diye minarelerden etrafa radyasyon saçılmasına göz yumuluyor.
Eskiden falanca camiye bağış kampanyası adı altında cemaatten para toplanırdı. Bağış yapan kişi isterse verdiği paranın nereye harcandığını sorabilirdi. Peki bu baz istasyonlarını minareye koyduranlar aldıkları paranın kaçta kaçını cami için harcıyor, bunu soran var mı? Soran yoktur bence. Çünkü baz istasyonları minareye konurken cami cemaatinin de çevrede yaşayanların da onayı alınmıyor. insanların çoğu orada baz istasyonu olduğunun farkında değil ki gelirin nereye harcandığını sorsun. Günün birinde bir caminin önünden geçerken kafanı kaldırıp da görünce anlıyorsun ancak minareye baz istasyonu konduğunu.
Minarelerden yayılan uhrevi ezan sesine rağmen o yapıların da kutsiyeti kalmadı. minarelerden etrafa radyasyon yayılıyor, ölüm yayılıyor artık. yerleşim yerlerinden baz istasyonlarının kaldırılması lazım. insanlar o minarenin altında toplanıp namaz kılıyor. radyasyondan birinci derecede cami cemaati etkileniyor. yazık değil mi o insanlara? Bir de camiye gitmeyen, ama oraya çok yakında bulunan insanlar var. kiminin evi, kiminin iş yeri orada. bu konularda hassas davranmalı.
minare türklerde oldukça önemli mimari elemanlardandır. kaide, gövde, papuç, alem, gibi kısımları vardır. her devletin, hatta beyliğin kendine has minare şekilleri vardır. büyük selçuklular, anadolu selçuklularını, onlarda beylikleri ve osmanlıları etkilemişlerdir. cami minarelerinde, kronolojik olarak bakarsak, karamanoğulları beyliğinin minareleri anıtsal şekildedir. yanı uzun ve çini ile süslüdür. karaman ilindeki ibrahim bey imaretinin minaresi çok güzel örnektir. bunun yanında osmanlıların minareleri erken dönemin sonuna doğru en güzel şeklini bulmaya başlar. edirne üç şerefeli camide 64 metrelik uzunlukta ve renkli taş ile hareketlendirilmiş, 3 şerefeye sahip olan minare de klasik dönem osmanlı minarelerinin habercisidir. bu boy 127 yıl sonra, 71 metre ile selimiye camiinde aşılmıştır. minarenin genişliği 6 metreyi bulur ve her şerefeye farklı yoldan çıkılır. çıkılırkende müezzinler birbirlerini görmezler. sanattaki sadelik ve estetik kuralını bana göre en iyi türk mimarilerinde görürüz. ama minare kavramında mısır'ın önemi de başkadır. bir gövdede 3 ayrı minare bile yapılmıştır.