bencilliğin farklı bir versiyonudur. elbetteki bir insan doğduğu ülkeye hizmet etmel, sevmeli, korumalı. ama günümüzde milliyetçilik ırkçılıktan pek de farklı değildir. "en güçlü ordu bizim, en güzel ülke bizim" demek ne derece mantıklıdır? bu sözü söyleyen tüm ülkeleri görmüş mü? tüm orduları tanıyor mu? ülkemiz en güzel ülke olmazsa sevilmeyi hak etmiyor mu? ordumuz en güçlü ordu olmasa saygı duymayacak mıyız? en güzeli, en güçlüsü diyerek eleştirilmekten alıkoyduğumuz değerler elimizden yitip gitmiyor mu?
yiğidin harcı değildir. korkağın harcıdır. korkaklığından tek başına kalamaz, korkar. kendi fikri yoktur. sürüler halinde dolaşır. sürü dedimse bildiğin koyun sürüsü.
Bir milletten olmak tabiî bir hadise, milliyetçi olmak ise kültür, şuur ve irade meselesidir. Milliyetçi olmak için, o milletten olmak şarttır, fakat KÂFi değildir. Milliyetçi, mensup olduğu milleti tanıyan seven ve onu yükseltmeğe çalışan bir insandır. Yalnız kendi iş gücü ile uğraşan bir tüccar, bir mühendis, bir doktor milliyetçi değil, sadece o millettendir.
dedemin bu toprakları savunmak uğruna canını verdiği çanakkale savaşından sonra her ne kadar sosyalist bir rejimde yetişsem de götü boklu bir kaç oy için teroristleri kayıran bir ülke başbakanı haberlerini her izlediğimde kanımı kaynatan duygu. lan bu memleketi, bu devleti, bu milleti size hediye etmeyeceğim....
devletler varolduğu sürece, birbirleri ile rekabet halinde oldukları sürece varlığını sürdürmesi olağan düşünce ürünü, ideoloji, duygu, siyasi akımdır.
peki bir devleti ortadan kaldırmak, milliyetçilik için "son" olacak mıdır? hayır. o halde yapılabilecek olan şey topyekün "devlet" olgusunu ortadan kaldırmaktır tüm dünyada(ki bu anlaşılabileceği üzere namümkün görünmekte).
efendim peki günümüze kadar varolmuş ve günümüzde de varlığını sürdürmekte olan devletler bütününü ortaya çıkartan yegâne etken insanın ta kendisi değil midir?
milliyetçilik, günümüzden çok uzun zaman önce de vardı, günümüzden çok uzun bir süre sonra da varolacaktır. mevcut dünya düzeninde halkların ayakta kalabilmesi için de bu bir gereklilik olarak algılanmaya ve yorumlanmaya da devam edecektir.
milliyetçilik faşistlik değildir milliyetçiin en güzel şekli Atatürk milliyetçiliğidir.Aşırı derecede milliyetçilik yüzünden 1939-1945 yılları arasında neler oldu hatırlatırım.
milliyetçileri, "her kürdü terörist belliyorsunuz" diyenler aslında farkında olmadan bunu kendileri yapıyordur.
dedik ya milliyetçilik vatanını sevmektir, onun üstünde yaşayan herkesi. onu bölmeye çalışanlardan nefret etmektir.
şimdi milliyetçilere, koskoca bir ırkı sevmiyor demek aslında o koskoca ırkın tamamına ülkeyi bölmeye çalışıyor demektir. işte bazı kıskanç insanların düştüğü yanılgı buradadır.
belli bir yaştan sonra kurtulması zorlaşan sürekli psikolojik bunalım hali. Sanayi devriminden sonra baş göstermeye başlamıştır. Pek çok düşünüre göre 30 ila 50 yıl içinde yok olma aşamasına gelmesi kuvvetle muhtemeldir. *
Milliyetçilik veya Ulusçuluk, kendilerini birleştiren dil, din, tarih veya kültür bağlarından bir üstyapı oluşturabilmiş sosyal birikimlerin adı olan millet veya ulus olarak tanımlanan bir topluluğun yaşama ve ilerleme ülküsünün toplumların ve insanlığın gelişmesini sağladığına inanan görüştür.
Milliyetçilik konusunda Benedict Anderson, Ernest Gellner, Eric Hobsbawm, Elie Kedourie gibi karşıtların yanısıra, Anthony Smith' Nev Nikolayeviç Gumilev gibi tarafsız yazarların teorik çalışmaları olmakla birlikte konu henüz teorik bir temele kavuşturulamamıştır. Bu çalışmalarda yurtseverlik, militarizm, şovenizm, etnik aidiyet, dilsel aidiyet, ulusalcılık, irredentizm, faşizm, militancılık, dinselcilik, otoriterlik, ırkçılık, antiemperyalizm, asabiyet, hayali cemaatler, tarihsel kimlik, kahramanlık, maneviyat, atalar kültü, sadakat, egemenlik, ortak irade, vatan, romantizm, kamusallık, kültürellik kavramları açıklanmaktadır.
kısaca, ırkçılıktır. türkü kürdü fark etmez.kim yapıyorsa ayıptır, yanlıştır.her şeyi geç; bir toprak parçası için bile bir insan canının yok olması yanlıştır, ayıptır.
kapitalizmin üvey çocuğudur. veya o hale gelmiştir. kirli işleri halletme işlevine sahip olmuştur artık. her ülkeye mâl edilebilir. işlevselliği ve kulllanılabilirliği yüksektir. bu özellikler onu ekonomik yapar. ve ekonomik olan her şey kullanıma açıktır. açık mıdır ? evet öyledir.
farklılığı, üstünlük olarak algılaması dışında bir zararı yoktur. bu ufacık ayrımı yapamadığı sürece daha çok savaşlara, yıkımlara, katliamlara zemin hazırlayacaktır.
kartelası epey geniştir.
misal: en zararsızı kültürel milliyetçiliktir; fakat ırkçılık boyutuna ulaştığı vakit insanı insana kırdırır.en nihayetinde dünya'ya faydasından çok zararı dokunmuştur.